|
|
Biz kumlanmış kot giyiyoruz, Onlar ölüyor!Kategori: Özel Dosyalar | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 05 Temmuz 2010 09:12:36 Kotları ağartmak için kullanılan kumlama yöntemi nedeniyle tedavisi mümkün olmayan silikozis hastalığına yakalanan kot işçileri, hakları için TBMM'de grubu bulunan siyasi partilerin yetkilileri ve milletvekilleri ile görüşmek üzere 22 Haziran, Salı günü, çeşitli illerden Ankara'ya geldiler ve Abdi İpekçi Parkı'nda çadır kurdular.
Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’nin kamuoyuna duyurusu Silikozis hastası işçilere Ankara’da sözler verildi. Takipçisi olacağız! Kamuoyuna… Kot kumlama işine bağlı silikozis hastalığına yakalanan işçilerin sesini duyurmak, taleplerini dile getirmek için Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi olarak Ankara’da gerçekleştirdiğimiz üç günlük oturma eylemini tamamlamış bulunuyoruz. Komite olarak temel talebimiz olan “sigortası olup olmadığına bakılmaksızın tüm silikozis hastalarının hastalıkları oranında sosyal güvenlik haklarından yararlanmalarının sağlanması” isteğimizi TBMM’de gerçekleştirdiğimiz çeşitli görüşmelerde dile getirdik. Birinci günü Meclise vardığımızda eylem yaptığımız gerekçesiyle bir saat kapıda bekletildikten sonra ancak Muş milletvekili ve TBMM idare amiri Sırrı SAKIK’ın kapıya gelmesi ile içeri girebildik. Önce BDP grup toplantısına katıldık daha sonra toplantı odasında BDP milletvekilleri taleplerimizi dinledi ve sorun için çıkartılması gereken yasa konusunda tam destek vereceklerini ve AK Parti grup başkan vekilleri ile görüşeceklerini söylediler . Ardından MHP grup başkan vekili Oktay VURAL ile görüşüldü, durum kendisine ayrıntılı olarak iletildi. Kendileri çözüm için arkadaşları ile görüşüp ilgili komisyona soru önergesi vereceklerini ve çözüm konusunda destek vereceklerini belirtti. Sayın Oktay Vural kot kumlama işinin yasaklanması bu sorunun devlet tarafından kabul edilmesi anlamına gelmektedir, dolayısıyla bundan mağdur olanların mağduriyetlerinin giderilmesi gerekliliğini belirtti. Birinci günün sonunda komitemizi destekleyen Parlamento Muhabirleri Derneği başkanı Göksel BOZKURT aracılığıyla Parlamento Muhabirleri derneğinde görüştüğümüz TBMM İnsan Hakları Komisyonu başkanı Zafer ÜSKÜL’e sorunlarımızı ilettik. Kendileri destek vermeye devam edeceğini ilgili komisyon ve bakanlıkla görüşeceğini belirttiler. Eylemimizin ikinci günü Meclise’e girmekte yine engelle karşılaştık. CHP Milletvekili Çetin SOYSAL aracılığı ile içeri girebildikten sonra CHP grup başkan vekili Kemal ANADOL ve Çetin SOYSAL ile birlikte CHP grubunda basın toplantısı gerçekleştirildi. Sayın Kemal ANADOL kot işçileri ile ilgili bir yasa teklifi gündeme gelmez ise AK Partinin Meclis çalışmalarını 19 Temmuza kadar uzatma teklifini onaylamayacaklarını söyledi. Sayın ANADOL basına açık çağrı yaparak böyle bir teklife destek vereceklerini ya AK Partinin yasa teklifi vermesini yada kendilerine vereceği teklifi desteklemeleri gerektiğini söyledi. Ayrıca Kemal ANADOL bizden bir yasa teklifi konusunda hazırlık yapmamızı istedi. Bu nedenle böyle bir yasanın kısa zamanda çıkabilmesi konusunda umutlandık. İkinci günümüzde daha sonra Devlet Bakanı Bingöl Milletvekili Cevdet YILMAZ ve yine AK parti Bingöl Milletvekili Yusuf COŞKUN ile görüştük. Kendileri bu işin çözümü için elinden geleni yapacaklarını belirttiler. Daha sonra AK Parti grup başkan vekili Bekir BOZDAĞ ile makamında görüştük. Kendileri söz konusu yasa için bazı teknik sorunlar bulunduğunu çözüm için çaba gösterdiklerini söyledi. Değerli arkadaşlar, Ankara’da bulunduğumuz süre içinde bize destek veren basın emekçilerine, sanatçılara, sendikacılara, meslek örgütlerine, siyasi parti ve gruplara çok teşekkür ediyoruz. Kendilerinin destekleri olmazsa idi böyle bir kamuoyu yaratılamazdı. Bizler, Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi olarak verilen tüm sözlerin takipçisi olacağız. Eğer sözler tutulup sorun çözülmez ise TBMM’nin Ekim ayında başlayacak yeni döneminde ağır hasta olanlar dahil bütün işçi arkadaşlar ve aileleri ile birlikte Ankara’ya gelip yasa çıkana kadar gitmeyeceğiz. Destek veren herkese tekrar teşekkür eder bu iş sonuçlanıncaya kadar desteklerinin devam edeceğine inancımızı belirtiriz. Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi Silikozis hastalığı nedir? İşçiler ne istiyor? Silikozis, akciğerleri saran bir hastalıktır. Türkiye’de kot kumlama işçilerinde görülür. Hızla tedavi edilmezse, ölümcüldür. Silikozis dünyada ilk kez 1930’larda, maden işçilerinde teşhis edildi. Tekstil sektöründe ilk kez, 2004’te Türkiye’de ortaya çıktı. Hasta, bir KOT KUMLAMA İŞÇİSİ idi. Kot kumlamaya bağlı silikozis, 2005’ten bu yana ulusal ve uluslararası tıp kongrelerinde konu oldu. Hasta sayısı ne yazık ki her gün daha da artıyordu. Buna paralel olarak tabii ki doktorların bu konudaki bilgisi ve duyarlığı da arttı. Türk Toraks Derneği’nin 2006 yılındaki kongresi ve sonrasında ortaya konan yoğun çabalarla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı konuyu gündeme almak zorunda kaldı. Bakanlık, 2007 yılında Ulusal Pnömokonyoz Eylem Planında kot kumlamayı “önlem alınması gereken işkolları”na ekledi. Doktorların duyarlılığı konuyu 2007 yılında televizyon programlarına ve gazetelere taşıdı. Yayınlar, pek çok kot işçisinin, yaşadıkları tehlikeden haberdar olmasını sağladı. Bir grup doktor, avukat, sanatçı, gazeteci, emek örgütü temsilcisi bir araya geldi ve 9 Haziran 2008’de Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesi’ni kurdu. Komite, çalışmalarını 4 ana başlık altında yürütüyor: 1- Tıbbi destek 2- Hukuki destek 3- Maddi destek 4- Kamuoyunda duyarlık yaratmak Türkiye’de silikozis kot kumlamaya bağlı bir hastalıktır. Silikozis yeni bir hastalık değil. 1930’lardan beri biliniyor. Madenlerde, ökümhanelerde, tünel ve yol yapımı işlerinde, seramik vb. iş kollarında çalışan işçilerin, granit, taş-kum tozundan oluşan silika tozu’na maruz kalmasıyla ortaya çıkan tehlikeli bir hastalık. Bilinen klasik silikozis hastalığı 15-20 yıllık bir çalışma boyunca kumun veya tozun solunmasına bağlı olarak ortaya çıkan, nispeten yavaş seyirli bir hastalık. Kot kumlama işçilerinde ise 6 aylık çalışma bile hastalığa yakalanmaya yetiyor. Klasik hastaların şikâyetleri genelde 50-60’lı yaşlarda başlamasına rağmen, kot kumlama işçilerinde, 20’li, 30’lu yaşlarda bile çok ileri vakalara rastlanıyor. (Hacı Ünal ve İdris Oral: İkisi de 24 yaşında. Memleketleri Bingöl’ün Karlıova ilçesi Taşlıçay köyü. Oksijene bağlı, yatalak olarak yaşıyorlar. Aynı köyden Ruhat Yıldırak ise 25 yaşını göremeyerek 28 Şubat sabahı, 24 yaşında hayata veda etti...) Bu hastalık akciğerlerde fibrozis denen bir çeşit katılaşmaya neden oluyor. Belli bir dönemden sonra işçi kumlama işini bıraksa bile hastalık durmuyor. Solunum giderek bozuluyor ve hastalık ölüme doğru ilerliyor. İlerlemiş hastalığın şu anda bilinen bir tedavisi yok. Çok zor olsa da akciğer nakli yapılabiliyor, fakat bazen bu durumda bile hastalık nüksedebiliyor. Ağartılmış kot ile silikozis hastalığının ne alakası var? Kot atölyelerinde işçiler günde ortalama 12 saat çalıştırılıyor. Kot, basınçlı kumla ağartılıyor. Özel bir kum, kuru hava kompresörleriyle kotların yüzeyine tutuluyor ve kot aşındırılıyor. Bu uygulama sırasında solunan yoğun silica tozu, akciğerde silikozis hastalığına yol açıyor. Kumlamanın yapıldığı atölyeler 4-5 m2’lik alanlar. Burada kota kumu püskürten ustaların yanı sıra, kumu yerden toplayıp tekrar kompresörün tankına dolduran çıraklar da çalışıyor. 13-14 yaşındaki çıraklar da aynı “ustaları” gibi sigortasız ve kaçak olarak çalıştırılıyor. Kaç kot işçisi tehlikede, ne kadarı hasta, kaç can kaybediyoruz? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın tahminlerine göre, 1980’lerin sonlarında başlayan kot kumlama işinde şimdiye kadar en az 10 bin tekstil işçisi çalıştırılmış. 2–3 ay gibi çok kısa sürelerde de olsa, bu işi yapan binlerce işçi, soludukları tozun yoğunluğu nedeniyle hastalık tehdidi altında. Sadece Bingöl’ün Karlıova ilçesinin, Taşlıçay ve Toklular köylerinde, neredeyse her evde bir silikozis hastası var. Sağlık raporu almış hasta sayısı 200 kişiyi geçiyor. Yanlış teşhis konmuş ya da hâlâ doktora gitmemiş işçilerin bir kısmı, hastalıklarının nedenini bilmediğinden, (daha acısı, bilse bile mecburiyetten), aynı koşullarda çalışmaya devam ediyor. Hastalığı henüz teşhis edilmemiş ya da yanlış teşhis edilmiş işçiler olduğu için silikozis hastalarının sayısı tam olarak bilinemiyor, ancak tetkike gelen işçilerin yarısının hasta olduğu görülüyor. Yani şu anda, en az 5 bin kot kumlama işçisi silikozis hastası! Sadece İstanbul’daki üç büyük hastanede (İÜ. Tıp Fakültesi, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesi) 2008 yılının ilk yarısında 100’e yakın silikozis hastası kot işçisi yatmış. Polikliniklerde, ayakta tedavi gören işçiler bu sayıya dâhil değil. Son 1 yılda, sadece İstanbul’da silikozise bağlı 20’den fazla ölüm tespit edildi. Gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Sinop,Tokat, Bingöl, Diyarbakır, Siirt, Erzurum, Zonguldak ve Çorum’da da kot kumlama sonucu akciğerleri iflas edip memleketlerine dönen çok sayıda işçi var. Sadece Erzurum, Kars ve Bingöl’de binin üzerinde Silikozis hastası kot işçisi var. Batman, Bitlis ve Diyarbakır’daki hastaları da eklersek sayının 2000’i bulacağı tahmin ediliyor. Azeri, Moldavyalı, Gürcü, Romen birçok yabancı işçi, kaçak, sigortasız olarak çalıştırılmış, hastalanmış, tedavi için memleketlerine dönmüş. Şimdi arkalarından ölüm haberleri geliyor ve sayıları bilinmiyor… Kot kumlamaya bağlı silikozis tamamen önlenebilir bir meslek hastalığıdır! Kot kumlama sırasında kullanılan basit ağız maskeleri hiçbir koruma sağlamaz! Astronot kıyafetine benzer, dışarıdan havalandırılan ya da hava tüpleri kullanılan, tüm vücudu örten özel giysilerin giyilmesi ve aynı zamanda kumlama yapılan alandan toz yayılmasının engellenmesi şarttır. Bu önlemler, hastalığın kesinlikle ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Kolların dışarıdan robot/yapay kol gibi bir mekanizma içinden kullanıldığı, kot kumlamada kullanılan “kabin sistemi” denilen sistemler ise kısmi bir koruma sağlasa da işçilerin tozla temasını tamamen kesmediği için silikozis’ten koruyucu nitelikte değildir. Kot kumlama işçileri ne istiyor? • Tekstil sektöründeki uluslararası rekabet gerekçesiyle gencecik işçilerin ölümüne şimdiye dek ses çıkarmayan hükümet, derhal gereken önlemleri almalı ve ölümleri durdurmalıdır! • Çalışma Bakanlığının, ILO-WHO İş Sağlığı Ortak Komitesi kararları ile uyumlu olarak hazırladığı “Ulusal Pnömokonyoz Önleme Eylem Planı” (2007) geciktirilmeden uygulanmalıdır. • İşçilerin zararlarının gecikmeden tespit edilmesi ve karşılanması için Çalışma Bakanlığı, sendikalar ve ilgili meslek odaları temsilcilerinin katılacağı özel bir komisyon oluşturulmalıdır. • Bu ilkel kot kumlama yöntemi tamamenyasaklanmalıdır. Kotların kumlama yönetimi ile ağartılması işlemi, Avrupa’da tamamen kapalı cam kutularda, uzaktan kumanda ile yapılıyor. Silikanın serbest havada solunacak şekilde kullanımı 1950’den beri yasak. Ancak bu yasakla birlikte üretim ne yazık ki işgücünün çok daha ucuz olduğu Türkiye, Bangladeş, Suriye gibi ülkelere kaydı. • Ağartılmış kot satan şirketler, ölen işçilerin ailelerine tazminat ödemeli, hasta işçilerin maddi-manevi bütün zararlarını karşılamalıdır. • ÇÜNKÜ ilkel yöntemler, küçük atölyelerin işi” propagandası yalandır. Küçük, merdiven altı atölyeler, Lev’is, Mavi Jeans, Strom Jeans, Collezione, Adil Işık, Dolce & Gabbanna, Leke, Colins gibi büyük şirketler için çalışıyor. “Büyük markalar modern ve insani yöntemler kullanıyor. • ÇÜNKÜ ağartma işini taşerona veren bu büyük şirketler, işçilerin iş güvenliği ve sağlığı için kıllarını kıpırdatmıyor, tek kuruş harcamamakta direniyorlar. • ÇÜNKÜ bu şirketler, İş Kanunu’na meydan okuyor, en temel insan haklarını ihlal ediyorlar. Binlerce işçiyi sağlığından, onlarcasını canından eden bunlardır. • Tüm dünyada kumlanmış kotların üretimi ve satışı yasaklanmalıdır! Türkiye’de de, uluslararası rekabet nedeniyle sessiz kalan hükümet, derhal kot kumlama yolu ile yapılan yıpratma işini yasaklamalı, bu yöntemi uygulamaya devam eden işyerlerini kapatmalıdır! • Sağlık Bakanlığı, her ilde silikozis hastalığı tehdidi altındaki tüm işçileri tespit etmelidir. Kot kumlama işinde çalışmış bütün işçilerin sosyal güvencesi olsun olmasın sağlık kontrolleri ve tedavileri ücretsiz yapılmalıdır. • Ölen işçilerin yakınları ve hasta işçiler, mahkeme masraflarını bile karşılayamadığı için dava açamıyor. Adalet Bakanlığı, bu durumdaki işçilerin veya işçi yakınlarının bu harçlardan muaf olması için adli müzaheret kararı çıkarma yetkisini kullanmalıdır. • Gerekli denetimleri yapmayan ve işçilerin silikozis hastalığına yakalanmasından sorumlu olan tüm yetkililer yargılanmalıdır. Yukarıdaki tüm bilgiler Kot Kumlama İşçileri Dayanışma Komitesinin web sitesi olan www.kotiscileri.org alınmıştır. Daha fazla bilgi için sitede kullanılabilinir.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|