|
|
"Ziverbey'den Ergenekon'a"Kategori: Ayorum Güncel | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 22 Haziran 2010 04:04:44 Cumhuriyet okuru ona "Aydınlanmanın Bilgesi" adını takmıştı. İlhan Selçuk Atatürk ilkelerinin savunucusu bir devrimci ve yurtseverdi. Adı Cumhuriyet Gazetesi'yle özdeşleşen İlhan Selçuk Cumhuriyet okurunun her sabah bir pusula gibi doğru yönü gösterdiği inancıyla izlediği bir yazardı.
İlhan Selçuk 11 Mart 1925'te İzmir'de doğdu (Nüfusunda Aydın yazılı). Babası subaydı. Bu nedenle Aydın'da başlayan, Yıldızeli ve Keskin’de süren, Şişli 43. İlkokul’da tamamlanan ilköğreniminin ardından, ortaokul ve liseyi İstanbul Taksim, Silifke ve Adana’da okudu. 1950'de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Kısa bir süre avukatlık yaptı. Ardından ağabeyi Turhan Selçuk’la birlikte 41 Buçuk ve Dolmuş mizah dergilerini yayımladı. İlk yazıları bu dergilerde yayımlandı. 1958’de Karikatür, 1959’da Taş_Karikatür dergilerinin yayıncıları arasına katıldı. Semih Balcıoğlu ile birlikte Ulus’un mizah sayfasını düzenledi. 1961’de Akşam Gazetesi’nde yazarlığa başladı. Aynı yıl Tanin’e oradan da Vatan’a geçti. 1962’de Doğan Avıoğlu, Mümtaz Soysal, İlhami Soysal ve Cemal Reşit Eyüboğlu’yla birlikte Yön’ün kurucuları arasında yer aldı ve burada da yazılar yazdı. 1962’de Nadir Nadi’nin çağrısı üzerine Cumhuriyet’te köşe yazarlığına başladı. 12 Mart 1971 öncesinde Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı Devrim dergisinde de yazan İlhan Selçuk, bu tarihlerde, geniş bir kesimin büyük ilgi duyarak okuduğu bir yazardı. 12 Mart sonrasında “Hoş Geldin Tanzimat Kafası” başlıklı yazısı nedeniyle Cumhuriyet kapatıldı. İlhan Selçuk tutuklandı. Açılan davada aklandı. Ziverbey’de İşkence Çok geçmeden sıkıyönetimce yeniden gözaltına alındı. “Ziverbey Köşkü”nde işkence gördü. “Madanoğlu Davası”ndan Sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı ve aklandı. Yazdığı “Ziverbey Köşkü” kitabıyla, Ziverbey’deki işkence iddiaları ilk kez anlatılmış oldu. İlhan Selçuk, Ziverbey’de işkence altındayken verdiği ifadede akrostiş yöntemini kullanmıştı. İfadesinde, her tümcenin sondan ikinci sözcüğünün baş harfi yukarıdan aşağı sıralandığında “işkence altındayım” tümcesi çıkıyordu. Demokrasi Ödülü 1991’de Nadir Nadi'nin ölümünden sonra gazetenin iflasa sürüklendiği, yazarlarının uzaklaşmak zorunda kaldıkları dönemde İlhan Selçuk, Berin Nadi ile birlikte Cumhuriyet yazarlarının bir arada tutulmasında önemli rol üstlendi. Ardından Berrin Nadi ile birlikte Cumhuriyet Gazetesi’nin bağımsızlığını koruyarak sürdürebilmesi için Cumhuriyet Vakfı’nı kurdu. Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucu üyesi olan İlhan Selçuk, “Türk basınında demokrasi için verdiği savaşımdan” ötürü 1997’de Sertel Demokrasi Ödülü’ne değer görüldü. 1989’da Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin “Onur Ödülü”ne, 1994’te Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin “Basın Özgürlüğü Ödülü”nü aldı. Ergenekon’dan Gözaltı 21 Mart 2008 günü saat sabah 04:30 sıralarında Ergenekon davası operasyonları kapsamında gözaltına alınan Selçuk, iki gün sorgulandıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 30 Mart akşamı, göğüs ağrısıyla Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’ne getirildi. 15 Nisan’da yaklaşık 6 saat süren bir by-pass ameliyatı geçirdi. Selçuk’un ameliyatını gerçekleştiren ekibin başı Doç. Dr. Atıf Akçevin, ameliyatın ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada, İlhan Selçuk’un 1978 ve 1984 yıllarında kalp krizi geçirdiği belirterek, hastalığın son seneye kadar tıbbi tedaviyle sabit seyrettiğini söylemişti. İlhan Selçuk’un doktorlarından Oryal Gökdemir ise gazetecilerin “İlhan Selçuk’un şu anki durumunda gözaltına alınmasının bir etkisi var mıdır?” sorusuna “Etkilememiş diyemeyiz, ama ‘tek neden budur’ demek de yanlış olur” karşılığını vermişti. 25 Mayıs’ta hastaneden taburcu olan Selçuk, 14 Ağustos 2009 günü yeniden rahatsızlanarak Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde yoğun bakıma alındı. Selçuk’a ilk müdahaleyi daha önce kalp rahatsızlığı sırasında da tedavisini yapan ekipteki doktorlar Doç. Dr. Atıf Akçevin, Dr. Genco Yücel ve Dr. Zekiye Kural yaptı. İncelemeler sonucunda, Selçuk’un beyninin sağ tarafına bir kan pıhtısı gittiği ve bunun damarlarda beslenme bozukluğuna neden olduğu saptandı. İlhan Selçuk, hastanede kaldığı süreçte okurlarıyla bağını sürdürdü. Hikmet Çetinkaya, 26 Kasım’dan başlayarak her hafta “Pazar Sohbetleriyle” Selçuk’un görüşlerini Cumhuriyet okurlarına aktardı. Selçuk’u Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi’nde tedavi gördüğü süreçte kardeşi Ülfet Ertel hiç yanından ayrılmadı. Ağabeyi Turhan Selçuk ve Cumhuriyet çalışanlarının yanı sıra, aralarında politikacı, gazeteci, yazar, sanatçıların da olduğu pek çok kişi ve sivil toplum örgütü Selçuk’un ziyaretine geldi. Tarık Akan, Rutkay Aziz’in yanı sıra 14 Şubat’ta CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da Selçuk’u ziyaret edenler arasında yer aldı. Selçuk hastanede kaldığı sürede sıkça gazeteye gelmek istediğini söylüyordu. Hikmet Çetinkaya ile sohbetinde, “Gazetedeki çocuklarımı çok özledim. Tümünün gözlerinden öperim... Türkiye’nin önünde başka bir dönem var. Demokrasi ve temel hak ve özgürlükler mücadelesi. Onun için Deniz Baykal’ı eleştirin ama vurmayın! Bu dönemde yol haritamız demokrasi, temel hak ve özgürlükler olacaktır. Atatürk milliyetçiliği de budur zaten.” diyordu. Selçuk, son olarak 23 Mart Salı günü Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyaret etti. Yedişer sekizer kişilik gruplar halinde Selçuk’un odasına gelen Cumhuriyet çalışanlarıyla sohbet etti, şakalaştı. Bu “Aydınlanma Bilgesi”nin Cumhuriyet’i son ziyareti oldu. Kim ne dedi? İlhan Selçuk'un vefatı medya ve siyaset dünyasında büyük yankı uyandırdı. İşte Selçuk'un vefatından sonra yapılan yorumlar CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu: İlhan Selçuk benim kuşağımda derin izler bırakan biriydi. O Cumhuriyet'te açtığı pencereyle toplumun aydınlanmasında öncü olmuştur. Ama son Ergenekon sürecinde büyük bir haksızlığa uğramıştır. O kararı verenler şimdi sanıyorum bir vicdan muhasebesi yapıyordur. Sabaha karşı alınması ve arkasından yapılan muamele kendisini yıpratmıştır. Arkasından bir ameliyat geçirmiştir. Bütün bunlara baktığımızda bir aydının hak etmediği bir süreç yaşadı. Ben bu süreçte İlhan Selçuk'a haksızlık yapıldığı kanısındayım. Kemal Kılıçdaroğlu CNNTURK´e konuştu CHP Genel Sekreteri ÖNDER SAV: Bazı yazarlar düşünürler, topluma yön veren insanlar, kalemler vardır. Nadir yetişen, eğilmeden bükülmeden düşünen ve bunları yazan biriydi. Sadece cumhuriyet ailesi değil Türk toplumunun, Türkiye’de demokratik laik cumhuriyetin ilke ve devrimlerine yürekten inanan tüm insanlarsın meşalesiydi. Onun yerinin dolmayacağını düşünüyorum. Anti emperyalizm mücadelesinin önemli kilometre taşlarından biriydi. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mehmet Faraç: Ergenekon adı verilen operasyon yapılmadan önce gençlere taş çıkartacak bir canlılıkla hareke teden, üreten bir adamdı. İlhan Selçuk'u bu operasyonun içine çekerek sağlığını bozan herkesi kınıyorum. Ali Sirmen: Ergenekon'da bu kadar mantık ve akıl dışı suçlamalar zaten bozuk olan sağlığını daha da bozdu. Ergenekon soruşturması nedeniyle kaybettiğimiz insanlar listesine İlhan Selçuk'u da ekleyebilirsiniz. Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya: Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Yazılarında sermaye-emek çelişkilerini ortaya koydu. Güneydığu sorunlarına yazılarında yer vermiş biridir. Demokrasiden, özgürlüklerden, Atatürk devrimlerinden yana olan yurtsever bir yazardı. Sabaha karşı polisler evine geldiğinde onlara kendi elleriyle çay yapmış biridir. İbrahim Yıldız: Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni : İlhan Selçuk çok çok önemli bir gazeteci olmasının yanısıra çok da önemli bir yazar kimliği vardır. Hem gazetecilik hem de siyaset anlamında bu işlerin içinde olmuştur. Çok uzun işkenceler görmüş ancak demokrasiye olan inancını hiç kaybetmemiştir. Çok üzgünüz. O herkes için bir yol göstericiydi. İlhan Selçuk ameliyata girmeden bir gün önce okurlarıyla vedalaşmıştı. İşte son yazısı: Selçuk, 12 Mart'tan 37 yıl sonra bu kez Ergenekon soruşturması kapsamında yeniden sorguya götürüldü. 1 Mart'ta sabaha karşı 04.30'da evinden alındı, yaklaşık 40 saat sorgulandı. İlhan Selçuk 23 Mart günü gece saat 01.30'da serbest bırakıldı ancak serbest bırakıldıktan bir hafta sonra rahatsızlandı. Ve kalp krizi geçirdiği belirlendi. Selçuk ameliyatından bir gün önce Pencere adlı köşesinde okurlarıyla vedalaştı. "İkisine de eyvallah" diyordu.... Yani ölüme de kalıma da... İşte her ihtimale karşı o veda sözleri.... "İkisini de Eyvallah...
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|