A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Azat'ın çilesi

Kategori Kategori: Söyleşiler | Makaleler | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 20 Haziran 2010 08:36:53

Azat'ı hatırlayanınız vardır mutlaka. Ben hiç unutmadım. Korkum şudur. Ya o da vahşetlerden bir vahşet olarak solup gitmişse belleğimizin gerçekle kurgu arasındaki o alacakaranlık bölgesinde? İlk olarak 1998 yılının nisan ayında tanışmıştık A. ile.

Hepimiz için bir harflik canı vardı. Gözaltında anasıyla birlikte işkenceye maruz kaldığında 1,5 (bir buçuk) yaşındaydı. Annesi E.T. ile birlikte 96 Aralık ayında gözaltına alınmış, Terörle Mücadele Şubesi’nde 11 gün kalmıştı. ‘Örgüt üyeliği ve örgüte taban kazandırmak’ suçlarından idamla yargılandığı davada anası Türkçe bilmediği için Kürtçe tercüman aracılığıyla orada başlarına geleni anlatmıştı.

Oğlunun elinde sigara söndürüldüğünü, tekmelendiğini, kendisiyle birlikte cinsel tacize uğradığını iddia ediyordu. İstanbul Tabip Odası, A.T.’yi muayene etmiş, işkence belgelenmişti. Zaten Azat bebek kendisine sorulduğunda, ‘polisler cız yaptı’ diyormuş.

“Sinirlilik, polis gördüğünde ağlama, uykusundan korkarak uyanma, idrar ve dışkı kontrolünü kaybetme, yanında sigara içildiğinde ağlama ve ortamı terk etmek isteme” bulgularının yanı sıra raporda yazan şuydu: “Sol eldeki izlerin çocuğun elinde uygulandığı iddia edilen sigara söndürme eylemiyle uyumlu olduğu, çocuğun sıkıntı bozukluğu da dahil tespit edilen ruhsal bozukluk halinin işkenceden sonra meydana gelmesi tıbbi bilgi ve mantığa uygundur”.

Sonuçta işkence yaptığı iddia edilen polislere dava açılmadı!

A.T., gördüğü işkenceden 2,5 ay sonra yuvaya gönderilmiş ve orada hiç konuşmamıştı. Daha sonra da sinirli, huzursuz bir çocuk oldu. Bazen cezaevinde anasıyla kalıyordu. Kekeliyor, sürekli ağlıyordu. İstanbul’da teyzesiyle kalan A.T., psikolojik tedavi gördü. Biraz toparlandı. Ama anasına hasretti.

\üfus cüzdanı olmadığı için okula kaydı çok güç oldu. Anasına mektup yazabilmek için okuma yazmayı bir çırpıda öğrendi. Ne var ki okulda arkadaşları ona ‘annesi katil’ diye sesleniyor, canını yakıyorlardı. Öğretmeninin ilgisiyle ayakta durabildi, kekemeliğinden kurtuldu. Sonra anasını ziyarete gidemez oldu. Çünkü ne anasının ne de kendisinin nüfus cüzdanı vardı. Onlar kayda düşmemiş canlarıydı bu memleketin.  Anasının davası 7-8 sene sürdü.
 
Şimdi ananın vekilleri Eren Keskin ve Fatma Karakaş Doğan’ın yazdıklarından okuyalım: “Müvekkilimiz Fatma Tokmak(a)... yönelik her türlü işkence yöntemi uygulandı. Elektrik, askı, çırılçıplak soyma, cinsel taciz ve diğer yöntemler... Ama ona asıl ağır gelen küçük oğluna uygulanan işkence oldu.
Küçük oğlu Azat,  çırılçıplak soyuldu, belinde ve sırtında sigara söndürüldü ve cinsel tacize maruz kaldı.

15 gün devam eden işkence, Fatma Tokmak’ın tutuklanıp cezaevine gönderilmesiyle de son bulmadı. Küçük Azat, annesi ile birlikte cezaevine gönderilmesi ya da yakınlarına teslim edilmesi gerekirken, Çocuk Esirgeme Kurumuna gönderildi.
Azat’da, Fatma ‘da bu durumdan çok yoğun bir biçimde etkilendiler.

Tarihin Terörle Mücadele Şube müdürü ‘bunu nasıl yaparsınız sorusuna’, ‘devletimiz ona daha iyi bakar’ diye cevap verdi.

Fatma’nın avukatları olarak,  1,5 ay boyunca küçük Azat’ı Çocuk Esirgeme Kurumundan alana kadar uğraştık. Azat, yuvada bulunduğu sürece hiç kimseyle konuşmamış adını bile söylememişti. Büyük bir travma yaşıyordu. Tarafımızca annesinin yanına, cezaevine götürüldüğü gün ise sanırız her ikisinin de hiç unutamayacakları bir mutluluktu.

Azat, ‘içerisi ve dışarısı’ arasında gidip gelerek büyüdü.

Bu süre içinde Fatma Tokmak’ın yargılaması sürdü. Fatma, yakalandığında hiç Türkçe bilmiyordu. Ayrıca, okuma-yazmasıda yoktu. İçeriğini hiç bilmediği bir ifadeye parmak bastırıldı.

Suç’u sadece misafir olarak gittiği o evde bulunmaktı. Yasadışı sorgulandı. Mahkeme aşamasında Türkçe bilmediği için ve o tarihlerde Kürtçe tercüman konusunda büyük sorunlar yaşandığı için, uzun yıllar mahkemece ayrıntılı ifadesi alınmadı. Bu süre içinde o devamlı suçsuz olduğunu anlatmaya çalıştı.

Cezaevinde kalp hastası oldu. Hastalığı tespit edildiği halde çok uzun yıllar tutuklu kaldı.

Azat’ın yaşadığı işkenceler ise gerek İstanbul Tabip odası gerekse İnsan Hakları Vakfı İstanbul Temsilciliği tarafından belgelendi.

Ancak dosya her zaman olduğu gibi resmibilirkişilik kurumu olan Adli Tıp’a gönderildi. Adli Tıp’ın verdiği işkence bulgularını onaylayan ancak belirsizlik taşıyan rapor savcılık tarafından benimsendi ve küçük Azat’a işkence yapanlar cezasız kaldılar.

2006 yılına gelindi. Azat büyüyordu. Fatma, sonunda hastalığı kabul edilerek 9 yıl sonra tahliye edildi.

2006 yılında bu yana Anne-oğul kendilerine bir hayat kurdular. Fatma, Sosyal Hizmetler kurumunda çalışarak engellilere baktı. Kazandığı parayla oğlunu okutmaya çalıştı.

Bu arada, geçtiğimiz günlerde Fatma’nın Yargıtay’da görülen davası onanarak geri döndü. Fatma’nın aldığı son derece hukuksuz, somut verilere dayanmayan, adil yargılanma hakkında tamamen uzak olan müebbet hapis cezası kesinleşti.
Ve bu acı gerçek anne ile oğlu bir kez daha ayırdı. Fatma tutuklanarak Bakırköy cezaevine gönderildi. Her ikisi de büyük bir travma yaşıyorlar.
Azat’ın dudaklarından dökülen “ama ben anneme çok alışmıştım” sözcükleri yürekleri dağlıyor.

Fatma Tokmak gerçekten suçsuz ve hasta..

Bizler avukatları olarak hastalığı nedeniyle “ceza ertelemesi yoluna başvuru hazırlığı yapmaktayız. O’nu kurtarabilmek için elimizden geleni yapacağız. Ancak bunun için yoğun bir kamuoyu desteğine ihtiyacımız var. Bu nedenle, insan hakları kuruluşlarını, entelektüelleri, sanatçıları, kadın kurumlarını ve herkesi ve herkesi tavır almaya çağırıyoruz.”


Sözün kısası
Ey halkım; analarının gözü önünde süt bebeklerine işkence yapılan, minicik avuçlarında sigaralar söndürülen bir memlekette haktan hukuktan vicdandan söz ederek yaşadığının, dolayısıyla her sözünün her nefesinin yalan olduğunun farkında mısın?

Azat’tan haberin yokmuş gibi sürdürebilecek misin pekiyi hayatını? Çocuğunun başını okşayıp onu yatağına öpücüklerle yatırabilecek misin?

Azat geçen gün cezaevine anasını ziyarete gitmiş. Ağlayarak aradı sevgili Leman’ı. Ona dünyayı sevdirmeye çalışan, ona aile olanlardandır Leman.

Telefonda ağlıyormuş. Anası, tutuklandığı günden beri bir kere yemek yemiş. Çok zayıflamış. Kalp çarpıntıları da artmış haliyle. Solunum makinesi temin edilmediğinden çok sıkıntı çekiyormuş. Uyuyabilmek için haplara ihtiyacı oluyormuş.

Azat anasını kaybetmekten korkuyor.

Azat’ın anacığından başka kimsesi yok. Şimdi ergenlik yaşında olan bu çocuğun çilesi bitmedi. Aramızda ağlayarak geziyor. Daha süt bebesiyken elleri sigaralarla dövmelenmiş oğlan çocuğu.

Haydi bakalım, mutlu muyuz

Türk’üz diye?

YILDIRIM TÜRKER  | Radikal
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git