|
|
"Hayır" hayırlı mı?Kategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: Ferruh Dinçkal | 10 Haziran 2010 02:00:32 İran'a yaptırım tasarasına Türkiye'den "Hayır" oyu verilmesinden sonra Batı'da rüzgar tersine döndü, el üstünde tutanlar şimdi yerden yere vuruyor! New York Times gazetesi, "Türkiye ABD için uysal bir müttefikken diken haline geldi' diye yazdı.
AKP ve Erdoğan’ı el üstünde tutan ve Erdoğan’ın politikalarının demokratikleşen Türkiye’yi bölgesel süper güç haline getirdiğini savunan batı basını İran ve Gazze konusunda yaşananlar nedeniyle çark etti THE NEW YORK TIMES: “Türkiye’yi nasıl hizaya getiririz” diye soruluyor Türkiye giderek artan bir şekilde Washington’da, “Ortadoğu’da büyük güçlerin istekleriyle çatışan şeyler yapan bir ülke” olarak görülüyor Onlarca yıldır Amerika için en uysal müttefik olan Türkiye şimdi dikene döndü. Kendi çıkarları doğrultusundaki Ortadoğu politikalarıyla Amerika’yı provoke ediyor. Türkiye’nin bu yeni politikaları Erdoğan’ı Arap dünyasından bir kahraman haline getirirken Council on Foreign Relations’tan Steven Cook’a göre Türkiye giderek artan bir şekilde Washington’da, “Ortadoğu’da büyük güçlerin istekleriyle çatışan şeyler yapan bir ülke” olarak görülüyor. Cook’a göre şimdi ABD’de, “Türkiye’yi nasıl hizaya getiririz?” sorusu sorulmaya başladı. Davutoğlu’nun vizyonu Washington ile çatışma yaratıyor. Özellikle İran konusunda... İlişkileri etkiler Üst düzey bir Amerikalı yetkili, “Evet hedefleri var ve bu onlara dünya arenasında önemli bir rol veriyor. Ama Amerikalılar’ın Türkler’in yaptığını kabul etmeme ihtimali var ve bu da ABD-Türkiye ilişkilerini etkiler” diyor. Pragmatik bir kişi olmasına rağmen dindar bir Müslüman olan Erdoğan, bir sokak kavgacısı fiyakasıyla krizlerde çok daha sesini çıkartan bir kişiliğe sahip. Hilal ve yıldız kitabının yazarı olan Amerikalı Türk uzmanı Stephen Kinzer’a göre “Türkler Amerika’ya soğuk savaş bitti artık daha işbirlikçi bir yaklaşım sergilemeniz gerekiyor. Biz de size yardım edebiliriz” diyor. Ancak Kinzer’a göre “Amerika bu teklifi kabul etmeye hazır değil.” Türk ve Amerikalı yetkililer aralarındaki farklılıkları önemsiz göstermeye çalışıyor. Ancak özellikle Hamas ve İsrail’in güvenliği konusundaki kaygılar aşılamaz engeller olarak görülüyor ve bazı Amerikalı yetkililer Türk devletinin gerçekleri görmediğini söylüyor. THE GUARDIAN: Kimse Türkiye’nin böyle davranmasını beklemezdi Türkiye stratejik olarak ABD ile yarış halinde. Şu an Amerika’nın düşmanı değil ama “dost-düşman” arasında bir yerde duruyor Arap dünyasında Türkiye’ye destek tüm zamanların zirvesinde. Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı sultanına ve halifesine bağlı olan kişilerin Türk bayraklarıyla Ortadoğu’da yürümesinin ardından ilk kez Ortadoğu halkı Türk bayraklarıyla yürüyor. O zaman halife cihad ilan etmişti. Şimdi yüzünü doğuya dönen Erdoğan İsrail’le ilişkileri feda edip İsrail’e karşı cihad ilan ederek Arap dünyasının en popüler lideri haline geldi. Erdoğan ve Davutoğlu sınrı tanımıyor. Erdoğan’ın kavgacı vaazları aklın hayalin ötesinde. ABD dünya liderliğine oynayıp Erdoğan gibi liderleri desteklemekten vazgeçmedi, ama Türkiye’nin bu şekilde davranacağını kimse beklemezdi. Türkiye için hala umut var. Belki eski çeşit Kemalizmin değişmesi gerekir ama bunu yapacak olan kişi Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Türkiye şimdi bir kez daha Müslüman dünyasında liderlik ediyor ancak bir yandan da medeniyetler çatışmasını teşvik ediyor. Stratejik olarak ABD ile yarış halinde. Şu an Amerika’nın düşmanı değil ama “dost-düşman” arasında bir yerde. THE WASHINGTON POST: Erdoğan konusunda artık endişelenme zamanı geldi. 6 Haziran sayısında Türkiye’nin Washingon Büyük elçisi Namık Tan’a bir makale yazdıran Washington Post gazetesi aynı günkü sayısında Türk hükümetine ve Erdoğan’a yönelik bir başyazıyla cevap vermişti. Batılı ülkelerin İsrail’in yardım gemilerine yaptığı saldırıdan endişelenmelerinin haklı olduğuna vurgu yapılan başyazıda, “Ancak batılı ülkeler aynı zamanda bir haftadır islamcı militanlara destek vererek NATO üyesi bir ülkeye yakışmayan tavırlar sergileyen Erdoğan Hükümeti hakkında da endişe etmelidir” yorumunda bulundu. Başyazıda şu görüşlere yer verildi: * Bir karşı sayfada Türk diplomat Namık Tan, Yardım gemisinde masum insanlara saldırıldığını bunlar arasında Nobel ödüllü ve soykırımdan kurtulan insanların da bulunduğunu dile getirdi. Ancak gemideki bu insanlara hiç dokunulmadı bile. * Tüm çatışma Mavi Marmara’nın güvertesinde yaşandı. Ölenlerin hepsi İslamcı “yardım” kuruluşu IHH üyesiydi. * IHH ile Erdoğan arasındaki ilişki yapılacak soruşturma kapsamında dikkate alınmalıdır. *Bu vakıf 2008 yılında ABD tarafından terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ilan edilmiş olan “Union of God” koalisyonu üyesidir. * Erdoğan İsrail’e karşı saldırı sonrasında çok ağır sözler sarfetmiştir. Ancak geçen yıl İran’daki muhalifler öldürüldüğünde hiç sesi bile çıkmadı. *Erdoğan gitti Ahmedinecad’la bir olarak BM yaptırımlarını baltaladı. Obama yönetiminden PKK konusunda Ermeniler konusunda taleplerde bulundu. Ama şimdi İsrail’e saldırarak Amerikan çıkarlarını tehlikeye atıyor. Erdoğan’ın bu davranışının bir bedeli olmayacak mı? FT: Türkiye-ABD ilişkisi kırılma noktasında Washington ile Ankara arasındaki ilişkiler geçen hafta İsrail’in Gazze’ye yardım gemisine yönelik saldırısında dokuz kişinin ölmesi nedeniyle gerildi ama ilişkiler, asıl İran oylaması nedeniyle gerilecek. Türkiye ile Amerika arasındaki ilişkiler İran yaptırımları oylaması nedeniyle kırılma noktasında. Amerikalı yetkililer, yaptırım taslağı konusunda Ankara’nın en fazla çekimser oy kullanmasını bekleyebileceklerini söylüyor ama bu bile Washington’un İran karşısında uluslararası bir söz birliğinin altını çizme çabasını zorlaştıracak. Türkiye ile böylesine kritik bir konuda ihtilaf yaşanması ise Obama’nın geçen yılki ifadesiyle “model bir ortaklığa” darbe vurabilir. O zamandan bu yana Amerika, Başbakan Erdoğan’ın güzergâhından rahatsız. İran’la ilişkileri güçlendiren Erdoğan, bu ülkenin Amerikan dış politikasına ilişkin bazı görüşlerini de aksettirdi. Erdoğan, Amerikan karşıtlığının Pakistan’la kıyaslanacak hale geldiği bir ülkeye liderlik ediyor. Ancak Amerika’nın eski güvenlik danışmanlarından Zbigniew Brzezinski ise genel anlamda bölgede Türkiye’nin daha aktif bir rol oynamasının, son derece yapıcı olabileceği yorumunu yaptı. Mavi Marmara operasyonunun ardından Filistin sokaklarında Türk bayrakları değişmeyen bir sembol haline geldi. Mısır’ın başkenti Kahire’de, kendi hükümetlerini eleştiren Mısırlılar, “Bizim siyasetçilerimiz otururken, Türkler Gazze kuşatmasının kaldırılması gerektiğine dair daha çok şey yaptı” dedi. Suudi Arabistan’ın önde gelen yazarı ve analisti Halid el Dakhil’in, “Arap sokaklarında Türk hükümetinin popülaritesinin arttığına şüphe yok. Bu Arap hükümetlerinin güçsüzlüğü göz önünde bulundurulduğunda, doğal bir şey” ifadesini kullandı. Haydi "hayır"lısı...
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|