|
|
Şaka gibi milletvekilleri!Kategori: Türkiye | 0 Yorum | Yazan: A.Ulak | 08 Mayıs 2010 00:48:52 Anayasa değişikliği görüşmeleri bitince 40 günlük maratondan yorgun düşen milletvekillerimizin 18 Mayıs'a kadar "tatil" kararı almasıyla derin bir "oh" çektik. Çünkü, milletvekillerimiz, kendilerini yakından izleyen vatandaşların sinirlerini bozacak denli "şaka gibi"ler...
550 mevcutlu TBMM'den, "şaka gibi" milletvekilleri için seçme yapmak gerçekten çok zor, çünkü kıyasıya bir mücadele söz konusu. Gene de bazılarını hatırlatmak istedik. Faruk Koca AKP’nin Ankara’dan tüccar milletvekili. Kendisi parti kapatma maddesinin geçmemesi üzerine, Başbakanına ispiyonlamak üzere olası muhaliflerin, hayır oyu vermiş olması muhtemel kişilerin listesini yaparken Meclis muhabirlerine yakalandı. Demokrasi kültürünü, milletvekili olmanın anlamını içine tümüyle sindirmiş bir AKP milletvekili, Başbakan yalakası. Erdoğan’ın yanından ayrılmayan Koca’nın, aynı zamanda Başbakan’ın Keçiören’deki evinin bakımından sorumlu olduğu belirtiliyor. Kendisini kamuoyunun ilk defa genişçe tanıması ise, araçta mahsur kalan Başbakanını düzenlediği “balyoz operasyonu” sonucu kurtarmasıyla olmuştu. Olayın ardından Başbakanını kurtarmak için yakındaki inşaattan balyozu nasıl kapıp geldiğini heyecanla gazetecilere anlatmıştı. Meclis muhabirleri, kendisini Başbakanının yanında dikilmesiyle ve arada gazetecilere fındık fıstık dağıtmasıyla tanıyor. Kürşad Tüzmen O da, Başbakanın delikanlı yalakası. Olası muhaliflerin listesini tutan ve kendi ismini de kağıda yazan Faruk Koca’nın üzerine yürümesi, son 40 günlük Anayasa değişikliği sürecinde “milletvekili üzerine yürüme” konusunda defalarca antreman yapmış olması nedeniyle daha başarılı olmuştu. Koca’ya “Yalakalığın hesabını sorarız” diye bağıran Tüzmen, ardından “Başbakan uçurumdan atlıyorsa, bize yakışan onun arkasından atlamaktır. Türk töresi böyle gerektirir” demişti. Dalgıç olmasından mütevellit sporcu vücudunu faşist geçmişiyle birleştirerek vekillerin üzerine yürürken verdiği pozlar, kadın vekillere davranışları, kişiliğini anlatmamıza gerek bırakmayacak ölçüde ele veriyor. Ancak vekillerle arasının kötü olduğu sanılmamalı. Tüzmen, oturumların arkasından verdiği suşi partileriyle de ünlü. “Baba” filminden özenerek özel olarak Ankara’da yaptırılan Sicilyalı mafya babası ayakkabıları da Meclis’imizin gündemlerinden birini oluşturdu. Canan Arıtman CHP İzmir Milletvekili. Soyadından ilham almışçasına ırkçı bir kişi olan Canan Arıtman, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ailesinde Ermeni olmasıyla “suç”lamıştı. “Şaka gibi Meclis”imize yakışacak biçimde Gül de bu saçmalığa prim vermemek yerine, kendisi “Haşa” diyerek savunmuştu. Arıtman, ırkçılığının bu denli kişiliğiyle bütünleşmesinin kendine ve partiye zarar verdiği yönünde telkinler almış olacak ki, moya moya hastası Ermeni genç Arthur’un vatandaşlığa kabul edilmesi için Başbakan Erdoğan’la görüştü. Arıtman, Ermeni olmanın ölmemek için yeterli olduğu kadar, Cumhurbaşkanı olamamak için de yeterli bir sebep olduğunu mu düşünüyor, yoksa sadece ikiyüzlülükle “imaj” açısından mı Arthur’u kurtarmaya çalıştı, tam olarak bilinmiyor. Burhan Kuzu Yok, Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in kendisine nasıl sardığından bahsetmeyeceğiz. Bir Anayasa profesörü olarak bilmesi gerekir ki, seçmenler kendisini tanıdıkları, kendilerini temsil edeceğini düşündükleri, görüşlerini paylaştıkları için ona oy vermektedirler. Peki Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun görüşleri nedir? Anlaşılan, Erdoğan ne derse odur, zira CHP Milletvekili Atilla Kart’ın, Kuzu’nun kendi kaleme aldığı kitapta hukukçu olmayan kişilerin Anayasa Mahkemesi’ne atanmasını eleştirdiğini, şimdiyse daha çok hukukçu olmayan kişinin atanmasını getiren bir düzenlemeyi savunduğunu hatırlatması üzerine Kuzu, “Kitaptaki benim şahsi görüşüm, şimdiki resmi görüşüm” yanıtı vermişti. Milletvekilliği ve demokrasi anlayışı bir yana, bilim etiğini de tamamen bir yana bırakmış bir kişi, Türkiye’yi 12 Eylül anayasasından kurtarmaya çalışıyor… Osman Durmuş MHP’nin Çankırı doğumlu Kırıkkale milletvekili. Ankara Tıp mezunu, Gazi Üniversitesi’nde profesörlüğe kadar yükseldi. DSP-ANAP-MHP koalisyonu sırasında Sağlık Bakanı’ydı. Kendisinin insan sağlığıyla ilişkisi biraz “gerilimli”. Anayasa değişikliklerinin görüşüldüğü süreçte Meclis’te AKP milletvekilleri Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in üzerine yürüyünce, Osman Durmuş AKP Çanakkale Milletvekili Mehmet Daniş’in boğazını sıktı! 1999 depreminin ardından Yunanistan ve Ermenistan gibi ülkelerden gelen yardımları kabul etmeyen, böylece insan sağlığını nelerin üstünde tutmadığını gösteren Durmuş, bakan olduğu dönemde bir sarı renk takım giyen bir vali yardımcısına “Elbiseniz buazğınınkiyle aynı renk” diyecek bir espri anlayışına sahip. Teftişe gittiği hastanelerde ameliyatta olduğu için kendisini karşılayamayan (!) başhekimleri azarlamasıyla meşhur. 11 Temmuz 2001 tarihli Zaman gazetesinde yer alan bir haber, kendisinin insan sağlığıyla ilişkisini kısaca özetliyordu: “Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un Bolu'da açılışını yaptığı hastanede muayene ederek, 'senin bir şeyin yok' dediği hasta, bağırsak kanseri teşhisi konularak ameliyat edildi.” Daha az üzerinde konuşulan gerçek ise, 12 Eylül öncesinde Meclis doktoru Asteğmen Necdet Güçlü’nün ülkücüler tarafından okul basılarak öldürülmesine adının karışmış olduğu, ancak delil yetersizliğinden beraat ettiği. Muhyettin Aksak AKP Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, Meclis’in silik vekillerinden birisi. Daha önce pek gündeme gelmemiş olan Aksak, meclis görüşmeleri sırasında akıllara Tosun Paşa filminde Kemal Sunal’ın “Tutmayın küçük enişteyi” repliğini getiren şu olayın kahramanı olarak, Meclis’imizin “şaka gibi” milletvekilleri çıkma potansiyelini niçin asla hafife almamamız gerektiğini bir kez daha gösterdi. 6 Mayıs günü Hürriyet’te çıkan habere göre: “AK Parti Erzurum Milletvekili Muhyettin Aksak, CHP sıralarına doğru yürüdü. Aksak, CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’na yumruk atmaya çalışırken, yumruk araya girmeye çalışan TBMM Katip Üyesi Yaşar Tüzün’e isabet etti. Bu arada AK Parti milletvekilleri Aksak’ı salondan uzaklaştırmaya çalıştı. Aksak ise, “Tutmayın beni” diye bağırdı.” Zülfikar İzol Urfa’nın İzol aşiretinden AKP milletvekili. Bir aşiret reisi olarak sevgili Başbakanının malvarlığının CHP’lilerce tartışma konusu yapılması karşısında kendini kaybederek sinir krizi geçirdi. CHP Sinop Milletvekili Engin Altay’ın “Erdoğan’ın dünyanın en zengin 8’inci Başbakanı” olduğu yolundaki konuşması sırasında kendinden geçerek kıpkırmızı kesilen İzol, Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’in isteği üzerinde genel kurul salonundan çıkartıldı. Bir süre Meclis bahçesinde sakinleşmesi beklenen İzol, ardından genel kurul salonuna girer girmez ilk iş olarak Erdoğan’ın yanın giderek Başbakanının elini öpmeye çalıştı. Erdoğan, gazetelerdeki haberlere göre “İzol’un elini öpmesine izin vermedi, ama yanına oturtarak bir süre sohbet etti”. İzol’un bu kriz sırasında masaya vurduğu elini kırdığı anlaşıldı. Mehmet Hanifi Alır AKP Ağrı Milletvekili Hanifi Alır, AKP’nin pazarlamacı ekolünün sıkı takipçilerinden. Geçtiğimiz hafta Türk basının yer alan, uyduruk bir mesele olduğu haliyle kısa sürede ortaya çıkan “Nuh’un Gemisi’nin kalıntıları bulundu” yollu “bilimsel” haberin ardından Alır, bu iddiaya balıklama atlayarak “İster bilimsel, ister dinler, isterse de efsaneler açısından bakalım, dünyada insanların çoğu Nuh tufanının ana merkezinin Türkiye olduğu ve Nuh'un gemisinin Türkiye'de ve Ağrı Dağı'nda olduğunu söylüyor. Dünyanın en önemli inanç merkezinin Türkiye'de ve Ağrı Dağı'nda olması bizden bir şey mi eksiltir, yoksa bizi dünyaya mı tanıtır? Ülkemiz için bir hazine mi? Bizi dünyaya tanıttırmaz mı, bize turist çekmez mi? Bu hazinemize neden sahip çıkmıyoruz?” yollu bir çıkış yaptı. Meclis kayıtlarına göre Ağrı Milletvekili, partisinin verdiği üç kanun teklifine imza atmak dışında ne sözlü, ne de yazılı bir soru önergesi verdi. Kayhan Türkmenoğlu ve Hüseyin Çelik AKP’nin iki Van vekilini bir başlıkta topladık. CHP’lilerin video görüntülerinde Baykal’ı taş atarak protesto eden grubun içinde AKP Van İl Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Hüseyin Çelik’in akrabası Arslan Yılmaz’ın olduğunu kanıtladıkları olayda daha önce “İğne ucu kadar benim yaptırdığıma ilişkin ipucu bulamazlar” diyen Çelik sessizliğe bürünürken, Türkmenoğlu ise “Bu gazetelerin başlığını her halde biz yazmadık. Biz organize etmedik. Böyle bir şey zaten bizim yanımızdan bile geçmez. Baykal’ın Van’a geldiğinden bizim teşkilatın haberi bile yok” demişti. Önceki dönem Milli Eğitim Bakanlığı yapan Hüseyin Çelik hakkında yazılabilecek “şaka gibi” olaylar artık bir külliyat oluşturuyor, ancak Çelik’in üzerinde “Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik” yazan çorapları unutulur cinsten değil. Binali Yıldırım Döneminde gerçekleşen tren kazalarından kitap çıkartabilecek olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, artık geçmiş “tecrübelerinin” de verdiği rahatlıkla önceki gün Kocaeli’de yaşanan ve TCDD Genel Müdürü’nün olay yerindeki incelemesi sonrası “Böyle kaza hiç görmedik” diye tarif ettiği, iki trenin çarpıştığı kazayı, “Sinyal hatası” şeklinde açıklamasıyla derhal açıkladı. Yıldırım, 21 Nisan’da ulaşımla ilgili engin bilgisinin aslında hangi alanlarda yoğunlaştığını ortaya koyarcasına şu açıklamayı yapmıştı: “(Yatı var, katı var) denilince çok zengin, her şeyi olan insan akla geliyor. Fakat durum böyle değil. Bir tekne, bir otomobilin dörtte bir fiyatına bile olabiliyor.” Kendisi, TEKEL işçilerine “Bizde para bol, ama TEKEL işçisi hakkına razı olacak” diye seslenirken, bankalara da “Bankalar çok kazandı, zekatını verecek” diyordu. Süleyman Çelebi AKP Mardin Milletvekili. Günlük gazetesinin AKP’nin tüm Kürt illerinden seçilmiş milletvekillerini telefonla arayıp sorduğu “Kürtçe eğitim olabilir mi?” sorusuna 2008’de “Sıcak bakmıyorum. İnsanların beynine fitne sokmaya çalışıyorlar. Rusça’dan bozmadır” diye, 2009’da ise “Bulunduğum yer kalabalık, sonra görüşelim” diye yanıt verdi. Tüm AKP vekilleri Tüm AKP vekilleri, milletin kendilerini temsil etmeleri için Meclis’e gönderdiği AKP vekilleri anlaşıldığı kadarıyla oy kullanma becerisinden dahi yoksunlar; zira parti yöneticileri, tek tek vekillerin verdiği “gizli” oyları zarfları açarak kontrol ediyor. Oylamalarda vekillerin zarfın içine “evet” için beyaz, “hayır” için kırmızı, “çekimser” için ise yeşil pul koymaları gerekiyor. Söz konusu kontrolün gazetecilerce yakalanmasının ardından AKP Grup Başkanvekili “Bazen zarfların içinde bir pul oluyor, o zaman milletvekilinin attığı oy geçersiz sayılıyor, bunun için arkadaşları uyarıyoruz” açıklamasında bulunmuştu. Kaynak:sol.org.tr
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|