A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

J'ai vu a mer... Denizi Göreceksin

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 27 Mart 2010 09:49:49

Ne çok yazarı, sanatçıyı böyle sıkı takibe aldı iktidarlar. Sonunda o iktidarlar, o polisler çekilip gitti, adları bile anılmıyor şimdi ama izledikleri, izlettikleri yazarların, sanatçıların adları yaşıyor. İktidarlar utanmaz böyle sahtekârlıklardan. İktidarda başları ağrımadan kalmak isterler çünkü.

8 – 15 Mart

8 Mart, Pazartesi
 
Okul, yeniden. Kanal boyundan yürüyorum. Hava aydınlık. Oldukça soğuk. Ağzımdan buhar çıkıyor. Kuşlar uyanmış. Toprak çok sert, hâlâ don.
 
İlk saatlerin tedirginliği. Öğretmenler odasında kimi selam veriyor, kimi görmemezlikten geliyor öğretmen arkadaşlarımın. Üç hafta raporluydum ya, sanki tatilden geldim. Kimisi öyle bakıyor. Ben de onların bu bakışına aldırmamaya çalışıyorum ama canım sıkılıyor yine de.
 
Hastalığımın derecesini kimseye söylemek zorunda değilim, rahatsızlığımın ne olduğunun da. Kimse de sormuyor zaten neyimin olduğunu. Aslında pek çoğu kulak çınlamamı biliyor. Okuldan soğuyalı yıllar oldu. Öğrencilerden de. Öğretmenlik gücüm tükendi. Okul lafını duyan kulaklarım başkaldırmaya başlıyorlar ciddi biçimde.
 
 
9 Mart, Salı
 
Paris’e gitmeme az kaldı, Cuma günü uçuyorum. Yanıma ne alacağımı bilmiyorum. Aslında hangi kitapları alacağımı biliyorum. Bir de kalın defterim olacak çantamda. Defterim olmadan yolculuğa çıkamam hiç. Yol boyunca ve gittiğim yerlerde bir şeyler karalamak hoşuma gider. Bu karalamalardan şiirler, günlükler çıkar çoğunluk.
 
Bir Paris Günlüğü yazabilecek miyim bakalım. Ya da Paris üzerine bir şiir çıkacak mı tezgâhımdan. Bunu üç günlük Paris günleri gösterecek. Heyecan içindeyim, bunu neden saklayacakmışım.
 
Sorbonne’da şiir okuyacak olmam heyecanlandırıyor beni. Ayrıca Fransızca yayımlanan Çağdaş Türk Şiiri Antolojisi’nde 2 şiirimin yer alıyor olması da heyecanımı artırıyor. Heyecanlarımı hep sevdim.
 
 
10 Mart, Çarşamba
 
Cemre toprağa düşeli kaç gün oldu acaba? Havalar ısınıyor ya, solucanlar çıkmaya, kuşlar bahçelere dalış yapmaya başlar artık. Kanal boyundaki ördekler birbirlerinin gagasından solucan almaya çalışıyordu sabah sabah. Toprağın donu çözülmeye başladı. Geceler yine ekside ama sabah güneşle uyanıyoruz ya, bu nasıl da önemli üç aydır güneş yüzü görmeyen bizler için.
 
Tatili iple çekiyorum ama Paskalya’ya da bir şey kalmadı şunun şurasında, iki hafta yalnızca. Bu yıl çok mu yoruldum, yoksa kış mı bu kadar yordu beni? Bahara geçişin yorgunluğu mu yoksa bu bendeki halsizlik?
 
 
11 Mart, Perşembe
 
Leipzig Kitap Fuarı’nda Almanya’nın Afganistan’dan çıkmasını istemiş ünlü Alman yazarı Martin Walser. Onun sözünü dinleyecek hükümet nerede?
 
Gazeteler yazdı Stasi’nin Günter Grass’ı 18 Ağustos 1961’den beri izlediği, hakkında bilgi topladığı. İçtiği çorbalara, biralara varana dek not etmişler hakkında bilgi toplayanlar. Ne çok yazarı, sanatçıyı böyle sıkı takibe aldı iktidarlar. Sonunda o iktidarlar, o polisler çekilip gitti, adları bile anılmıyor şimdi ama izledikleri, izlettikleri yazarların, sanatçıların adları yaşıyor.
 
İktidarlar utanmaz böyle sahtekârlıklardan. İktidarda başları ağrımadan kalmak isterler çünkü.
 
Anne Karenina’nin yirmiden fazla çevirisi varmış Almanya’da. Bunu gazetede okuyunca şaşırıp kaldım. Bu çeviriler yetmiyormuş gibi yepyeni bir çeviri daha çıkmış. Rosemarie Tietze’nin çevirisi Tolsoy’un ölümünün yüzüncü yılı için hazırlanmış Hanser Yayınevi tarafından. Bu önemli roman yayımlandığı dönemde bir ansiklopedi gibi de algılanmış. Çünkü yeni trenlerden, yeni tarımcılıktan, Slav sorunundan, materyalizm ve dine, kadın haklarına uzanan geniş açılımlı bir roman aynı zamanda Anne Karenina.
 
Öğrenciliğimde “Anne Karenina’da Aşk”ı ele alan bir ödev hazırlamıştım. O dönemde yalnızca evli bir kadının yasak aşkını mı görebilmiştim bu önemli romanda? Öteki konular ilgimi çekmemiştir belki de. Bu dev yapıtı bir kez daha okumak geçti içimden. Yazın Ayvalık’ta bu romanı okumak farz oldu artık.
 
 
12 Mart, Cuma
 
Paris. Havaalanında küçük bir panik yaşadım beni karşılamaya gelecek olanı göremeyince. Sonra buluştuk ve upuzun bir taxi yolculuğuyla Sorbonne’deki etkinliğe nefes nefese yetişebildim.
 
Kapıdan girerken Bleu autour yayınevinin sahibi elime iki antoloji tutuşturdu. “J’ai vu a mer” (Orhan Veli’nin o ünlü dizesi: Denizi göreceksin).
 
Antolojisinin başlığı bu. Güzin Dino’nun başkanlığında yapılmış çeviriler. Abidin Dino’nun unutulmaz desenleriyle nasıl da albenili olmuş bu benzersiz seçki!  Ustalardan birer şiirin yanında kendi şiirlerimiz de okuduk: Ben, Lale Müldür, haydar Ergülen ve Tarık Günersel. Etkilendiğimiz şairler sorusunu da yanıtladıktan sonra şarap içmeye, yemek yemeye gittik. Gece boyunca antolojiyi karıştırdım durdum otelde. Paris’te olduğuma kendim inandırmaya çalıştım durmadan.
 
 
13 Mart, Cumartesi
 
Bizi Paris’e davet edenle yiyeceğimiz öğlen yemeğinden önce otelin etrafında kanat alıştırmaları yaptım. Palais Royal’in sıra sıra ağaçlarının arasında gezindim bir süre.  Comedie Française ve altındaki Dario Fo’nun kitaplarının vitrinini kapladığı kitapçıdan çıkıp karşıdaki Louvre pastanesinin yanındaki Galimard kitabevine girdim ve zor çıkabildim buradan da.
 
Louvre buldum. Bahçesindeki kalabalığa karıştım. Müzeye girecek zamanımın olmamasına nasıl üzüldüm. Louvre’un üstündeki köprüde gezindim. Opera binasını, Şili Meydanını buldum. Kitapçılara girdim çıktım. Özellikle Louvre’un yanındaki Louvre Oteli’nin altındaki kitapçıya bayıldım. Yürümek iyi geldi, kaybolma duygum kayboldu. Yüz yıllık geçmişi olan bir lokantada yemek yedikten, şarap içtikten sonra semt kütüphanesine gittik. Hem antoloji tanıtıldı, hem de biz yeniden şiirlerimizi okuduk, soruları yanıtladık.
 
Kütüphaneden sonra Eyfel’e kadar yürüdüm L’Orangerie’yi boydan boya geçip. Otele geldiğimde ayaklarım sızlıyordu ama buna aldıran kim.
 
 
14 Mart, Pazar
 
10.40’da beni havaalanına götürecek arabayı beklerken yine küçük çaplı bir açılım gerekleştirdim otelin etrafında. Unutulmaz evler meydanlar, balkonlar, vitrinler (eski dikiş makinelerinden oluşan vitrini hiç unutmayacağım)...gördüm.
 
Hava kapalı, Berlin’den hiç farkı yok ama buna aldıran kim; Paris’teki o daracık sokaklarda yürüyor olmak önemli benim için. Eski Ulusal Kütüphaneyi buldum. Artık burada sergiler açılıyormuş. Kütüphanenin yeni binasını bir başka sefere bırakıyorum.
 
A, o da ne? Standal’ın “Siyah ve Kara” romanını yazdığı evle burun buruna gelmeyeyim mi? Kim bilir Paris’te ne kadar çok evin ön cephesinde bu tür anlamlı plaketler vardır.
 
Havaalanındaki kalabalıktan ürkmedim, tedirgin de olmadım. Uçak zamanında kalktı. Kapkalın bulutların üstünde güneş vardı. İki kadehlik kırmızı şarapla Paris’e veda ettim içimden.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git