Askeri yetkililer, ''Ordunun tırmanmakta olan gösterilere önderlik eden rahiplere karşı harekete geçmeye hazır olduğunu'' duyurdu. Diyanet İşleri'nden Sorumlu Bakan Tuğgeneral Tura Mint Maung, rahiplere "'Budist kurallara ve düzenlemelere aykırı hareket etmemeleri"' için uyardı.
Televizyondan okunan açıklamada, Komünistler ve sürgündeki Birmanyalılar, gösterileri kışkırtmakla suçlandı. Tibet'in sürgündeki Budist ruhani lideri Dalai Lama ise Birmanya'daki askeri yönetime, göstericilere karşı güç kullanmamaları çağrısı yaptı.
Dalai Lama, Hindistan'dan yaptığı açıklamada; rahiplerin, özgürlük ve demokrasi çağrılarını da desteklediğini söyledi.Çin'in de Birmanya'daki askeri yönetime, gösterileri kanlı bir şekilde bastırmaması ve istikrarsızlığa yol açmaması yolunda baskı yaptığı belirtiliyor.
Ülkede sekiz gündür önce küçük bir grup budist rahibin petrol fiyatlarına yapılan büyük zam ardından başlattığı gösteriler kitlesel boyutlara ulaşmıştı. Eylem ülkede askeri yönetime karşı neredeyse yirmi yıldan bu yana gerçekleştirilen en büyük gösterilere dönüşmüştü. Başkent Rangun başta olmak üzere Birmanya'nın en az 25 ayrı kent ve kasabasında on binlerce kişi sokaklara dökülmüştü.
Rangun'da 100 bin kişi
Görgü tanıklarına göre, turuncu giysileriyle sokakları dolduran budist rahiplerin başını çektiği Rangun'daki yürüyüşe katılım yüz bine ulaştı. Göstericilere yolların kenarlarına toplanan binlerce kişi de tezahürat yaparak destek verdi. Bazı kentlerde rahiplere halktan da katılım oldu.
Giderek daha kitleselleşen gösterilere karşı son bir haftadır hükümet göz yaşartıcı gaz atmak ve gözaltılardan daha sert bir yönteme başvurmadı, bugünkü gösteriler olaysız bir şekilde sona erdi. Birmanya'da bu kadar büyük çapta kitlesel gösteriler en son 1988 yılında yapılmıştı.
Demokratik bir rejime geçilmesini talep eden göstericilere askeri yönetim çok sert bir şekilde müdahele etmiş ve çıkan olaylarda tahminen en az üç bin kişi ölmüştü.
Ordunun açıklama yapması öncesinde BBC'nin sorularını yanıtlayan İngiltere'nin Birmanya'daki büyükelçisi Mark Canning, son gösterilerin o günleri hatırlattığını belirtiyor. Canning, neler olabileceği konusunda ''Birkaç tane senaryo''dan söz ederek şöyle devam ediyor: ''Herşeyden önce gösteriler giderek yatışabilir. Ama bu olasılık bana her geçen gün daha azalıyor gibi görünüyor. Gösterilere, bir karşı hükümet tepki geliştirebilir. Bu bir felaket olur. Ama ihtimaller arasında bunun çok daha kuvvetli göründüğünü söylemeliyim. Ama bu ikisinin arasında bazı senaryolar da söz konusu olabilir ki bunların nasıl gelişeceğini tahmin etmek daha zor.''
Gösteriler yaklaşık bir hafta önce hükümetin, petrol ürünlerinin fiyatlarını iki katına çıkarması ardından başlamıştı. Başlangıçta rahipler sadece ekonomik talepler dile getirmiş ve sivil halkın zarar görebileceğinden endişe ederek, gösterilere katılmamalarını istemişlerdi. Ama gösteriler son sekiz gün içinde yalnızca kitlesel boyutlara ulaşmakla kalmadı ve siyasallaşmaya başladı.
Bir grup rahip artık halkı açıkça gösterilere katılmaya ve ülkeyi "şer diktatörlüğü" diye adlandırdıkları yönetimden kurtarmaya çağırıyor. Ayrıca rahipler cumartesi günü Rangun'daki gösteri sırasında ev hapsindeki muhalefet lideri Aung San Su Çi'nin konutuna yürüyüp, kendisiyle bir görüşme yaptılar. Dün benzeri bir görüşme polis tarafından engellendi.
1948'de İngiliz sömürgeciliğinden bağımsızlığını elde eden Birmanya 1962 den beri, yani neredeyse elli yıla yakın süredir askeri diktatörlükle yönetiliyor. 1988'de, kitlesel demokrasi gösterilerinin şiddetle bastırılması ardından 1990 yılında yapılan bu dönemin tek ve son genel seçiminde muhalefet lideri Aung San Su Çi ve onun başında olduğu Ulusal Demokrasi partisinin yüzde altmışlık ezici zaferi, askeri liderler tarafından tanınmamış ve Aung San Su Çi ev hapsine alınmıştı.
Askerlerin desteklediği Ulusal Birlik Partisi bu seçimde yüzde iki oy alabilmişti.