A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gündem Kaydırmaca

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 1 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 06 Şubat 2010 09:30:28

-Kim döktü bu sütü? -Ama ben seni çok seviyorum. Kedisi olanlar bilirler. Süt dökmüş kedi, gelir bacaklarınıza sürtünür, sizi ne kadar sevdiğini anlatır. Hayvanlar suçu kabullenmez, özür dilemeyi bilmezler. Bilmece, bildirmece, dil üstünde kaydırmaca! Politikacılar, önderlik özentisi olanlar, gündemi kaydırmakta ustadırlar.

Reagan ve Thatcher’ın neo-liberal politikalarını uygulayan dönemin Avustralya başbakanı John Howard 2001 Ağustosunda ırkçı politikacı Pauline Hanson’ın Liberal Parti’nin oylarını götürmeye başladığını görünce tüm uluslararası anlaşmalara aykırı olarak 438 sığınmacıyı taşıyan Norveç gemisi Tampa’yı Avustralya sularına sokmama kararı ile gündemi değiştirmişti.  11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırı zaten gündemi kaydırmıştı.  Howard (sanki başkası karar veriyormuş gibi) “Avustralya’ya kimin geleceğine biz karar veririz” diyerek 10 Kasım 2001 seçimlerini kazandı.

Sendikaları etkisizleştirme politikasını sürdürürken sürekli “sınır güvenliği” ve “yasa dışı sığınmacılar” konusunu gündeme getiren Howard, 2004 seçimlerine gittiğinde muhalefet lideri zamanın ABD Başkanı G.W.Bush’u “hafızalardaki en beceriksiz ve en tehlikeli başkan” olarak niteleyen Mark Latham’dı ve ABD büyükelçisi Latham’ı başbakan olarak görmek istemediğini açıkça belirtmişti.  Kişisel saldırılarla yıpratılan Latham seçimi kaybetti ve Howard 9 Ekim 2004’te dördüncü kez seçimleri kazandı, uzun süredir planladığı “Çalışma Seçenekleri” yasasını çıkardı.  Buna göre çalışanlar işverenlerle bireysel sözleşmeler imzalayacaklar ve toplu sözleşmeler artık geçerli olmayacaktı.  Dolayısıyla sendikalar sıfırlanacaktı.  Bu kez Howard’ın gündemi kaydırma çabaları başarılı olmadı, sendikalar ve İşçi Partisi bu yasayı gündemden düşürmedi ve “ABD’ye bağlıyız” amentüsünü tekrarlayan Kevin Rudd seçimleri kazandı.  “Çalışma Seçenekleri” yasası iptal edildi.

Türkiye’de iki aya yakındır süren Tekel işçileri grevinde temel sorun 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun istihdam şekillerini belirleyen 4. maddesinin (C) fıkrasında yer alan “geçici personel” statüsüdür.  4-C’deki hüküm şöyle: “Geçici personel: Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğunda Devlet Personel Dairesi’nin ve Maliye Bakanlığı’nın görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulu’nca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşmeyle çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.”  4-C’liler, memur desen memur değil, işçi desen işçi değil, sözleşmeli personel desen sözleşmeli personel değil.  Hükûmet bu işçileri özetle “statüsüz” hale getiriyor.  Mecliste bu çok önemli konunun gündemi işgâl etmesini beklerken ne oluyor?  Başbakanın karısı Emine Erdoğan’ın türbanla Gülhane Hastanesine alınıp alınmaması konusu tartışılıyor.  Özelleştirmeler ülkenin zenginliklerini şuna buna peşkeş çekerken basın yayın organlarında tartışılan konu ne?  Kimin darbe plânlayıcısı, darbe destekleyicisi olduğu veya olmadığı.

Meclisteki partilere bakıyoruz.  Birisi ülkenin kaymağını dinci kardeşlerine yedirtme çabası içindeyken, bir öteki laik Istanbul burjuvazisinin elinden kayıp giden ekonomik gücün savunuculuğunu yapıyor, bir diğeri ülkenin sorunlarını ırk temelinde çözme çığırtkanlığında.  Bir başkası da “beni sömürecekse Kürtler sömürsün” sapkınlığı içinde.  IMF’nin dayatmalarına, ABD emperyalizminin oyunlarına, AB’nin iki yüzlülüğüne, Dünya Bankasının kapitülasyon benzeri uygulamalarına karşı çıkan sesler var mı?  Varsa herhalde pek cılız çıkıyor ki pek duyan yok.  Varsa yoksa, “türbanla nereye girilir, nereye girilmez”, “falanca paşa filânca gazeteciyle ne biçim darbe plânları yapmış…”

Yazar ve akademisyen Öztin Akgüç şöyle diyor: “gerçekten halk egemenliğini amaçlayan, dürüst, yetenekli, bilgili, özverili, saygılı kişilerin ön plâna çıkmasını özleyenler için iki seçenek var.  ‘Ya, benim cılız sesim, emperyal güçlerin de desteklediği bu düzeni değiştirmeye yetmez’ deyip, bir kenara çekilmek ya da cılız, yetersiz olduğunu bile bile sesini yükseltmeye çalışmak.  Koşullar ne olursa olsun erdemli kişilerin seslerini yükseltmesi ve oynanan oyunları halka anlatmaya çalışmaları gerekir.  Aksi halde ağzı kalabalıklar, halk avcıları, hava atanlar, iç ve dış güçlerce desteklenenler halk aleyhine kazanmayı sürdüreceklerdir”.  Nerede bu erdemli kişiler?  Tekel işçileri Ankara soğuğunda grevdeyken Emine Erdoğan’ın türbanıyla uğraşan MHP’li Osman Durmuş mu?  Başbakanı peygamber gibi gören AKP’li mi, TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu’ya saldıran Bülent Arınç mı, “Neymiş, ‘Hükümet devirirmiş’.  Sen avucunu yalarsın, avucunu. Neyi deviriyorsun sen?  Bunlar ülkeyi sadece kendilerinden ibaret zannediyorlar.  Bu AK Parti 15 milyon vatan evladının, seçmeninin oyunu alarak iş başına geldi.  15 milyonluk temsilcisi olan AK Parti hükümetini devireceksin?  Senin kaç tane üyen var ya, sen ne ile konuşuyorsun ve bizi... Önce haddini bil.  Haddini bil ve bizi söylemeyi düşünmediğimiz ifadeleri kullanmaya mecbur etmesinler” diyen bir başbakan mı, bütün bunlar olurken ellerinin üstünde oturan Baykal mı, “önderlik” diyerek tapındıkları Abdullah Öcalan’ın “BDP’yi illegal bir silâhlı örgüt olan PKK’den ayrı tutun” tavsiyesini bile umursamayıp PKK bayrakları açan Kürtçü milletvekilleri mi?
Dunning Kruger Teorisi “Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır” diyor ve şunu öne sürüyor:

- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da âcizdirler.

Ne yazık ki sonuçta, “kifayetsiz muhterisler” her zaman ve her yerde daha hızlı yükselecekler ve toplumun başına dert olacaklardır...

Hâşâ, kimseye niteliksiz, kifayetsiz, aptal demek bize düşmez ama nedir asıl gündem?  Türk, Kürt, etnik kökeni ne olursa olsun, dindar, dinsiz, köylü kentli kim olursa olsun, emekçinin emperyalizmle ortaklık içindeki Türk, Kürt, dindar, dinsiz, köylü kentli başkaları tarafından sömürülmesidir.  Gerisi gündem kaydırmadır, lâf-ı güzaftır.

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

Umit Y. Onder { 06 Şubat 2010 13:26:41 }
Yazinin sadece basligina katiliyorum.

Hepsi o...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git