A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Gölgesini Bilmeyen

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 03 Ocak 2010 03:54:09

Yokluğuna her gün bir şiir yazmaya çalışacağım. Yokluğunu ancak böyle aşabilirim. Sokaklar nasıl da güzel, süslü! Hava da ılıdı, eksilerde değil artık. Ama sen yoksun, sesin de yok. Beni şiirlere emanet edip gittin, daha da uzağa.

21 – 31 Aralık 2009
21 Aralık,  Pazartesi
 
Ingeborg Bachamann da katılıyor savaşa karşı savaşanların korosuna:
 
“Savaş, ilân edilmiyor artık,
 sürdürülüyor. İnanılmaz olan
 sıradanlığa dönüştü. Çarpışmalara
 katılmıyor kahraman. Güçsüzler
 girdi ateş hattına.
 Günün üniforması sabır,
 nişan, zavallı yıldızı umudun,
 yüreğin tam üstünde.”
 
Günümüzde de savaş ilân edilmiyor ama sürdürülüyor.
 
 
22 Aralık, Salı
 
Yeni şiirim “Gölgesini Bilmeyen”den şu dizeler:
 
“Yazıyorum sana gepgenç gecenin şiirlerini
Her yerime sinen sesinin sirenlerini
Bir takvim almışım gibi geçmişimden
İnleyen ince bir geceye zarif, şeffaf
Kirpiklerin gibi senin o gizlenmelerin”
 
 
23 Aralık, Çarşamba
 
Yokluğuna her gün bir şiir yazmaya çalışacağım. Yokluğunu ancak böyle aşabilirim.
 
Sokaklar nasıl da güzel, süslü! Hava da ılıdı, eksilerde değil artık. Ama sen yoksun, sesin de yok.
 
Beni şiirlere emanet edip gittin, daha da uzağa.
 
“Sancılanıyor havanın karnı
Kafası karışık bulutların
Uzun bir çarşının sessiz
Kalışı aynalara, oyunlara
 
Yokluğun bir tünelde
Kapalı karma korkusu
 
Havı dökülmüş havanın
Taşların suratı asılmış
Yapraksız ağaçların
Yaz özlemi, anıları
 
Yokluğun kuruyan çeşme
Suyun bulamadığı yol”
 
 
24 Aralık, Perşembe
 
Bugün yarım saat kanal boyunda ayağımı, bacağımı, kolumu kırmadan -her yer buzdu çünkü- dolaştım. Temiz hava iyi geldi, dün gece yediğim yemeğin ve içtiğim rakıların etkisinden kurtardı beni. Dostlarla olağanüstü güzel, zengin donatılmış bir sofrada yemeyi ve içmeyi frenleyemiyorum her zaman.
 
Cumhuriyet Kitap, Radikal Kitap, Notos’un son sayısı geldi  bugün.
 
Sakin bir akşam yemeği yedik.
 
 
25 Aralık, Cuma
 
Celan Bachmann mektuplarını elimden bırakamıyorum. Durmadan orasından burasından okuyup duruyorum. Zürüich’ten 18 Kasım 1959’ta Bachmann’ın Celan’a yazdığı mektup beni  düşündürüyor:
 
 “İkimizden söz etmeliyim. Seninle ben birbirimizi bir daha bırakmamalıyız –bu beni mahveder. Artık kendimde olmadığımı söylüyorsun... edebiyattaymışım! Hayır, lütfen, düşüncelerin nerelere sapıyor. Ben her zaman olduğum yerdeyim, sadece sık sık umutsuzluğa kapılıyorum, yüklerin altında eziliyorum, bir tek kişiyi bile taşımak zor, kendine verdiği zarar ve hastalığı yüzünden yalnızlaşan birini. Elimden daha fazlası gelmeli, biliyorum, ve gelecek de.... Ben seni duyacağım, ama sen de beni duyarak bana yardımcı ol.”
 
Nasıl can acıtıcı, dağlayıcı bu mektuptan fışkıran feryatlar!
 
 
26 Aralık, Cumartesi
 
Şiirin peşindeyim. Çıkış arıyor ilk dize, doğmamak için dirense de, doğacak: İlk dizenin ardı gelecek, bu hep böyle oluyor çünkü.
 
Pusudayım şu sıralar, şiir pususuna yattım.
 
Hava kapalı, berbat, ama içim apaydınlık, şiir yüklü.
 
Kanal boyundaki uzun yürüyüşün yardımı olacak mı bakalım ilk dizenin yelesine yapışmak için.
 
 
27 Aralık, Pazar
 
Evde temizlik yaptık, sonra da yarın için fava, zeytinyağlı lahana sarması... Misafir gelecek. Bu bahaneyle odamı bir güzel düzelttim. Atmaya kıyamadığım ne çok şey biriktiriyorum. Sonra da baş edemeyince onca yığınla, kesikle... atmak zorunda kalıyorum.
 
Kitaplarımdan çok dergileri ne yapacağımı bilemiyorum. Bodrum tam bir halk kütüphanesi gibi. Dergileri orada tutuyorum, topluyorum. Kitap eklerini yıl yıl ayırmak isterdim, olmuyor, yerim yok daha fazla. Bana ayrıca bir daire gerekiyor kitaplarımı, dergilerimi rahatça görebilmek için. Ama nerede bende o kadar olanak!
 
Atacağım kitap ve dergilere bile kıyamıyorum. Verecek birilerini de bulamadığımdan birikiyor da birikiyor kitaplar, dergiler. Dergi, kitap izlemeden durmak da benim için ölümden beter. Bazen böyle bunalıyorum ve dertleşecek birilerini arıyorum.
 
 
28 Aralık, Pazartesi
 
Bu yıl da evde kalacağız Rahime’yle. Dışarı gitmeyi sevmiyoruz. Saatlerce sandalyede oturmak bize göre değil. Hele o kulak zarını zorlayan müzikler yok mu, dayanılır gibi değil.
 
Evde divana uzanarak, koltuğa yayılarak televizyonun karşısında kanaldan kanala gezinmek, en güzeli! Şarabımı da içeceğim güzel mezelerle. Tek başına rakı içilmiyor. Ama şarap öyle değil. Tanıdıklara da telefon edeceğiz gece boyu.
 
Bu programımızı bozacak, bundan daha çekici bir öneri gelmez umarım.
 
 
29 Aralık, Salı
 
Ayşe Kilimci’den yeni üç kitap geldi yıl bitmeden:
Fettan Vişne, Günahkâr Elma (Oğlak Yay.)
Kadından Sakıncalı –Sakıncalı Kadın Öyküleri Antolojisi- (Şenocak Yayınları)
Sinemamız İftiharla Sunar (Tudem)
 
Meyveleri ele aldığı Fettan Vişne, Günahkâr Elma’yı elime alır almaz yarıladım neredeyse. Öylesine çekici ki kitaptaki meyvelerin anlatımı... ağzımın suyu aktı yer yer.
 
Kadından Sakıncalı’ya da şöyle bir göz attım. Kadınların cinsel dünyaya öyküler üzerinde uzanmaları da ilgimi çekti hemen.
 
 
30 Aralık, Çarşamba
 
Ece Ayhan’ın sınıf arkadaşı, eski Hamburg Başkonsolosu Ülkü Başsoy’la birlikteydim akşam yemeğinde. Berlin’deki sergiler, konserler için gelmişti eşiyle birlikte. Uzun uzun 2. Yeni’den, şiirden, Ece Ayhan’ın kendisine yazdığı mektuplardan... konuştuk Kreuzberg’teki Hasır lokantasında. Elindeki mektuplardan ve sevgili arkadaşıyla ilgili anılarından yola çıkarak bir kitap ortaya çıkaracaklarmış küçük İskender’le birlikte.
 
Benim Emne Sevgi Özdamar’la yaptığım “Kendi Kendinin Terzisi Kambur” kitabımıza benzer bir şey çıkacak herhalde ortaya. Lokantadan çıktığımızda ince ince yağan karın her yeri kapladığını gördük. Eve gelene dek enfes kar, kış manzaralarıyla karşılaşmak çok güzeldi.
 
 
31 Aralık, Perşembe
 
Evde, karı-koca baş başa girdik yeni yıla. Tam saat 24.00’te de aşağı inip iki havai fişek havalandırdık 2010’dan beklentilerimiz ve dileklerimizle birlikte.
 
Televizyondaki eğlence programları arasında gezindik durduk gece boyu. Bir yandan da gelen telefonları yanıtladık, biz de birlerinin yeni yılını kutladık.
 
Evet, 2009 iyisiyle kötüsüyle çekip gitti. 2010 bakalım bize ve dünyaya neler getirecek, bizleri bu yı neler bekliyor?
 
Umarım toplumsal barışın arttığı, savaşların olmadığı, açlığın ortadan kalktığı, küresel ısınmaya duyarlılığın genişlediği... bir yıl olur 2010.
 
 
 
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git