|
|
Sol ve AfganistanKategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: Gündoğdu Gencer | 06 Aralık 2009 02:32:34 Ana babamızı ve doğduğumuz yeri ve zamanı seçme şansımız yok. Ama elimizde olsa dünyada en doğmak istemeyeceğiniz yer neresi dersiniz? UNICEF görevlisi Daniel O'Toole'a göre bu ülke Afganistan. Bebek ölümlerinin en yüksek olduğu ülke. Doğan her 1000 çocuktan 257'si ölüyor. Nüfusun yüzde 70'inin temiz içme suyu yok.
Çoğu ülkede kökü kazınmış olan çocuk felci hala yaygın ve çocuklar hala kızamıktan ölebiliyor. Eğer 9 yaşında bir kız olarak dedeniz yaşında bir aşiret reisi ile evlendirilmemişseniz şanslısınız. Son yıl içinde saldırıya uğrayan 317 okuldan birinde okuyor idiyseniz artık okuma yazma bile öğrenmeniz olanaksız. Bir kız olarak zaten okula gitmenizi yasaklamış Taliban. 2001 yılında Taliban yönetimi altında yaklaşık 30 milyonluk ülkede okula giden öğrenci saysı 1 milyonken ve bunların hemen hiçbiri kız değilken bugün okula giden 5 milyon öğrencinin 2 milyonu kız. Kişi başına düşen milli gelir yaklaşık yılda 250 dolar. Ama buna afyondan elde edilen gelir dahil değil tabii. Ülke dünyanın en büyük afyon üreticisi ve artık dini bütün Kuran öğrencileri Taliban ham afyon yerine bunu işleyip daha kârlı olan eroin üretimine geçmiş. Ülkenin yüzde 90’ı zaten tarıma elverişli değil. Afyon, haşhaş çoğu köylünün tek gelir kaynağı. 9 yaşındaki Abdullah bakkaldan şeker almak istediğinde para yerine babasının afyon tarlasından topladığı birkaç gram afyonu bir yaprağa sarıp götürüyor, şeker alıyor. Annesi ham afyonu plastik torbalara koyuyor, 18 gram afyon karşılığı bir metre basma veya iki litre yemeklik yağ alıyor. Babası berbere gidip sakalını Taliban’ın buyurduğu biçime soktuğunda berbere para yerine afyon veriyor. Hükumetin afyon ekimini yasaklamasıyla Abdullah şeker alamıyor, bakkal dükkanı boş, yemeklik yağ yok, babanın sakalları iyice uzamış. Sovyetlerle ABD arasındaki soğuk savaşın sürdüğü 1979’da Sovyetler Sovyet yanlısı rejimi desteklemek için Afganistan’ı işgale başladı. ABD’nin soğuk savaş içindeki yöntemlerinden birisi Sovyet nüfuzuna karşı bir “yeşil çember” oluşturmaktı. “Operation Cyclone” (Kasırga Operasyonu) adı altında Amerikan İstihbarat Örgütü CIA Pakistan İstihbarat Servisi aracılığıyla “İslam mücahitleri”ni desteklemeye başladı, fanatik Müslüman Arapları “dinsiz” Ruslara ve kız çocuklarını eğitmek isteyen “zındık” yönetime karşı cihat çağrısıyla Afganistan’a getirdi, “mücahitler”i gerek para, gerekse silah olarak destekledi. 1983’te 4,000 kadar “mücahit” üssü oluşturulmuştu. Bu Araplardan biri sonradan tüm dünyanın adını öğrendiği El Kaide kurucusu Osama bin Laden idi. Sovyet işgalinin sürdüğü yaklaşık 9 yıl süresince Afganistan’da ortalama 100,000 askeri vardı ve bu süre içinde yaklaşık 14,000 asker “mücahitler” tarafından öldürüldü. 1 milyondan fazla Afgan öldürüldü, 5 milyon kişi İran ve Pakistan’a kaçtı. 1980’lerde dünyadaki her iki sığınmacıdan biri Afgandı. Bütün bunlar ülkedeki şeriatçıların elini güçlendirdi. Sovyetler kendi sempatizanı bir rejimi desteklemenin yanısıra ülkenin doğal gaz kaynaklarını geliştirip kullanma derdindeydi. 1989’da Sovyet askerleri çekildiğinde ülke tam bir harabe halindeydi. Sol eğilimli Nacibullah hükûmeti üç yıl daha dayandıktan sonra “mücahitler” yönetimi ele geçirdi. Bin Laden “Sovyetlerin çöküşü Allah’ın ve mücahitlerin sayesinde oldu. ABD’nin fazla bir payı olmadı, ama Sovyetlerin çöküşü ABD’yi daha küstah ve saldırgan hale getirdi” diyerek bu kez eski destekçisi ABD’yi hedef aldı. Şu anda Afganistan’da 68,000 Amerikan askeri ve diğer ülkelerden 38,000 asker var. Afganistan’a asker gönderen 25 ülke arasında Avustralya ve Türkiye de var. (İngiltere 9000, Fransa 4200, Almanya 3750, Türkiye 2000, Avustralya 1000). Afganistan’daki savaşın batağa saplandığını gören Başkan Obama 30,000 asker daha gönderme kararı aldı ve diğer NATO ülkelerinden de katkılarını artırmalarını istedi. NATO 7000 asker daha gönderecek. NATO Genel Sekreteri General Anders Fogh Rasmussen’in Danimarkalı olması ve Rasmussen’in 2006’da Danimarka’da Sayın Muhammed’le ilgili karikatürlerin yayınlanmasını savunması Afganistan’daki Kuran Kursu öğrencileri Taliban’a NATO’yu İslam karşıtı gösterme fırsatı tanıdı. Sol, Afganistan’da sürüp gitmekte olan savaşı Amerikan emperyalizminin bir diğer savaşı olarak görüp Taliban’a karşı ABD’yi destekleyenleri de emperyalizmin uşağı olarak tanımlarken ve ABD’yi “şiddetle kınarken” çağ dışı Taliban ile aynı safa düşmüyor mu? Bağımsız bir ülkeye emperyalist ABD’nin saldırısıdır diyenler de var, “al birini, vur birine” diyenler de. “Ne Amerika’nın yüzü, ne Talibanın sakalı!” Gerek ABD emperyalizmini kınayanlar, gerekse tarafsız bir tutum sergileyenler Afgan halkının kol, bacak kesen, taşlayarak insan öldüren, nüfusun yarısını oluşturan kızlara, kadınlara eğitim, çalışma dahil hiçbir hak tanımayan cühela güruhunu desteklemek konumunda kalmıyorlar mı? Bunlar “her halk hak ettiği yönetimi bulur” mentalitesiyle Afgan halkını çağ dığı bir yaşama mahkûm ederek aşağılamış olmuyorlar mı? Taliban’ın en büyük gelir kaynağı afyon. Kıraç bir ülkedeki tek para getiren kaynak haşhaş. Haşhaş yetiştiren köylü ile Taliban’ın çıkarları örtüşüyor. Dağlık ülkede haşhaş yasağını uygulamak neredeyse olanaksız. Haşhaş’ın bir kısmı yok edildikçe arz ve talep gereği fiyatı artıyor, Taliban yine bir kayba uğramıyor. 30-40,000 daha asker göndererek sorun çözülür mü? Ülkeden Sovyet askerlerini çeken Gorbaçev Amerikalılara da aynı şeyi yapmalarını öneriyor. Obama bu konuda Gorbaçev’ten daha şanslı, çünkü karşısında Taliban’ı desetkleyen bir başka güç yok. Haşhaş ekimin yasaklamak yerine bazı ülkelerdeki gibi devlet kontrolü altında üretime izin verildiğinde köylü kazanılır, Talibanın altı oyulur. Umarız Obama bu gerçeği görecektir.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|