![]() |
|
![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Yaşam öğütleri (I)
![]() Peki, diğer dinlerde, felsefelerde yararlanabileceğimiz, yaşamımızı yönlendirebilecek şeyler yok mu? Nedense hep Orta Doğu kökenli üç dinden, Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıktan söz ediyor, diğer dinleri, inançları, felsefeleri ya bilmiyor, ya da görmezden geliyoruz. Dinler arası diyalogdan söz ederken aslında yine bu üç tek tanrılı Orta Doğu dini üzerinde duruluyor. Bu üç dinin yanısıra diğer dinlerin, inanç sistemlerinin, felsefelerinin öne sürdüğü yaşam ilkelerinden örnekler vermek istiyorum. Amerikan yerlilerinin, Türklerin kılıç zoruyla Müslüman olmasından önceki inançlarına benzer inançları var. Kısaca Şamanizm adı verilen bu inanç sistemi doğanın üstünlüğü, doğaya saygı, herşeyin bir ruhu olduğu ve bütün bunların “yüce ruh”un bir parçası olduğu üzerine kurulu. Şaman adı verilen din adamlarının bu ruhlarla ilişki kurabildiği savunuluyor. Aslında bugün Batıda Hıristiyanlık öncesi çok tanrılı antik Yunan ve Roma inanç sistemlerine de baktığımızda, tanrıların çeşitli doğa güçlerini temsil ettiğini ve insanların aşk, savaş, madencilik, denizcilik gibi faaliyetlerini yönettiği inancını görüyoruz. Yâni tek tanrılı dinlerden önce genel olarak doğanın ağır bastığı ve tanrıların belli alanlarda uzmanlaştığı inanç sistemleri var. Birçok inanç sisteminde yeryüzüne hayat veren güç olarak güneşe tapma var. Tek tanrılı dinlerin ilki olan Museviliğin temelini oluşturan (ve Musa’ya Tanrı tarafından verildiğine inanılan) on emire geçmeden once isterseniz Amerikan yerlilerinin on emrine bakalım:
Bu ilkelere uygun bir yaşamın kolay olmadığı, olamayacağı oldukça açık. İlk emir “yüce ruh”tan sözediyor. Bunu her kişi bildiğince yorumlayabilir elbette. Bu güzel ilkelere inanan ve bunlara göre davranan Amerikan yerlilerinin mal, mülk, sahip olma hırsıyla kıvranan, saldıran, öldüren bir güç karşısında nasıl soykırımlara uğradığını anlamak ta gayet kolay. Kuzey Amerika yerlileri bugün toplama kampları benzeri “reserve”lerde alkol koması içinde yaşamaya mahkûm edilmiş durumda. Güney Amerika yerlilerinin ataları Mayalar, Aztekler, İnkalar ise İspanyol yağmacıların altın hırsıyla neredeyse tümüyle yokedilmiş. Bu soykırımların hesabı neden sorulmaz darken aklıma Tibet geldi. Çin işgâli altındaki Tibet’in sürgündeki lideri Dalay Lama’nın 2006 yılı için önerdiklerine bakalım. Tibet’teki inanç sistemi Şamanizm ile Budizmin alaşımından oluşmuş, kendine özgü bir inanç sistemi. Şöyle diyor Dalay Lama:
Elbette birkaç yazı ile tüm dünyanın kültür ve felsefe zenginliğini anlatabilecek değilim ama sizlere insanlığın önemli saydığı değerleri, davranış biçimlerini, bunların ortak noktalarını ve çeşitliliğini bir ölçüde aktarmaya çalışacağım.
Yorumlarzeytun
{ 11 Kasım 2009 08:32:51 }
Yukaridaki guzel oyutleri okuyup yaparsak, pskologlarin tumu doktorlarin da yarisi issiz kalacak
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
![]() ![]()
| Tüm Yazarlar |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|
![]() |