A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Parayı bastırana mastır, doktora...

Kategori Kategori: Bilim | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: A.Ulak | 28 Ekim 2009 09:56:37

Üniversitelerdeki piyasalaşma öyle bir hale geldi ki, alenen "parayla tez yazan" birtakım kurumlar, akademinin içinden isimlerce "özel tezler" üretiyor. Bilim, bir kez daha sermayeye boyun eğiyor.

Üniversitelerde "özel ders" piyasası korkutucu boyutlara ulaştı. Giderek genişleyen özel ders piyasasında artık parasını ödediğinizde makale ödevlerini yapdırmaktan, yüksek lisans ve doktora tezleri yazdırmaya kadar hemen her şey mümkün. Uzun süredir el altından yapılan bu işler, artık internette site açacak, danışman isimleri verecek kadar kurumsallaşmış durumda.

Lise ve üniversitelere girişlerin tek bir sınava bağlandığı sistem, gelir durumu iyi aileleri, çocuklarını özel kurslara göndermeye ve özel öğretmenler tutmaya başladı. Gelinen noktada, birçok aile çocuğunun üniversiteyi kazanması için dershane ve özel dersleri bir zorunluluk olarak görüyor. Eğitim sisteminin kendisi de bu ihtiyacı artıracak şekilde düzenlenmiş bulunuyor.

Piyasa üniversitelere yayıldı

Üniversite öncesi eğitimde bu denli yaygınlaşan özel ders işi, uzun süredir üniversitelere de sıçradı. Hemen tüm öğrencilik hayatı boyunca özel ders almaya alışmış yeni nesil öğrenciler, bu ihtiyaçlarını üniversitede de karşılamanın yollarını ararken, geçinmek için özel ders veren alt sınıflardan başarılı öğrenciler ise, yeni öğrenciler bulma derdindeydi. Yaygınlaşan özel üniversitelerde “parası neyse vererek” okuyan öğrencilerle burslu öğrencilerin yan yana gelmesi, her yerde kıvılcımı çaktı.

Bugün üniversitelerde ciddi bir özel ders piyasası oluşmuş bulunuyor. Fen bilimlerinden sosyal bilimlere, mühendislik fakültelerinden güzel sanatlara kadar her bölümde özel dersler sıkça görülüyor. Özel derslerin sadece öğrenciler değil, bazı açıkgöz öğretim üyeleri tarafından da verildiği biliniyor.

“Ödev yapılır, tez yazılır”

Bir kez kendine yer açan piyasa, üniversitelerde genişleme eğilimini sürdürüyor. İnternette yapılan kısa bir araştırma, parayla tez yazan birçok şık görünümlü site olduğunu ortaya koymaya yetiyor.

“Tezimi yap”, “tez hazırlama merkezi” gibi ne yaptığını açıkça ifşa eden isimlere sahip bu sitelerin bazılarında, “Danışma Kurulu” adı altında profesör, doçent unvanlarına sahip akademisyenlerin isimleri de yer alıyor. Ancak, internet arama motorlarındaki kısacık bir araştırma, bu kişilerin hayali akademisyenler olduklarını gösteriyor. Zira bir akademisyenin böyle bir iş yapması halen suç.

soL olarak bu internet siteleri üzerinden bir piyasa araştırması yaptık. Sitelerdeki yetkilileri aradığınızda, iş öncelikle bir “profesyonel destek verme” olarak tanıtılıyor. Buna göre bu kurumlar, sizin tezinizin belli kısımlarında bir nevi “koçluk” görevi üstleniyorlar.

Ancak “Canım ben uğraşamayacağım, parası neyse vereyim de ben ellemeyeyim” dediğiniz anda işin rengi değişiyor. Bundan sonra tez konusu üzerinden sıkı bir fiyat pazarlığı başlıyor. Bir yüksek lisans tezi, birkaç bin liraya “mal oluyor”. Fiyatta anlaştıktan sonra, size tez hazırlanınca savunmak üzere “bir ay kadar çalışmak” kalıyor.

Şirket yetkilileri, size “referanslar” vermekten de geri durmuyorlar. Daha önce kendileriyle çalıştığını, yani parayla tez yazdırdıklarını söyledikleri bazı eski müşterilerin telefonlarını “Bunlara sorabilirsiniz” diyerek veriyorlar. Gösterdikleri referanslar arasında bugün bürokrat, şirket yöneticisi ve hatta akademisyen olan birçok kişi var.

İşin öbür ayağında başka bir sömürü var. Bu şirketlerin birçoğu, aldıkları bu işleri üniversite öğrencilerine yaptırıyorlar. Örneğin bir makale ödevi için yüzlerce lira alan şirket, bunu birkaç on liraya başarılı bir üniversite öğrencisine yaptırırken, bu işten sadece aracılık yaparak yüklü miktarları kasasına aktarmış oluyor. Trajik olan, paraya ihtiyacı olan başarılı üniversite öğrencilerinin, bu hizmeti vererek birtakım zengin çocuklarının kendileriyle aynı diplomaya sahip olmalarını sağlamaları oluyor. Bir taraf para, bir taraf akademik unvan kazanmış gibi görünse de, kaybeden bilim ve toplum oluyor.

“Beni bile şaşırttınız”
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz, İstanbul’daki bir özel üniversitede çalışan akademisyen, kendisinin akademinin içinde bulunduğu vahim tabloyu çok iyi bilen bir insan olmasına rağmen, anlattıklarımızdan sonra işin geldiği nokta karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. “Ben işin bu raddeye geldiğini bilmiyordum” diyen akademisyen, “bu ahlaksızlığın bu kadar aleni yapılmasının, üniversitelerin içine düştüğü piyasalaşma ve gericileşmenin yarattığı çürümeyi gösterdiğini” belirtiyor.

Görüşlerine başvurduğumuz akademisyen, soL’a konuyla ilgili şunları söyledi: “Öteden beri tez ve unvan sahibi olmanın birtakım ‘kısayolları’ vardı. Bunun en bilineni, muvazzaf subayların YL ve Dr. kısa dönem askerlere tezlerini yazdırmalarıydı. Binbaşı ve üstü her asker istisnasız bunu yapıyor. Hiçbir hoca bu tezleri okumuyor, hiçbir jüri bu tezleri başarısız bulmuyor, oturumları ve savunmaları dahi doğru dürüst yapılmıyor. Dolayısıyla kısa dönem bir erin önüne dayanan tezi dört ayda ot yolmaktan nöbet tutmaktan nasıl vakit bulup yapacağı da belli olduğuna göre, burada verili bir "intihal tez" yığını var.

“Bir diğer bilinen ise, dinci tarikatlerin kullandığı yöntemdi. Bu bir makale yazma havuzuna dayanıyordu. Şöyle ki, tarikata bağlı az sayıda eli kalem tutan akademisyen, genelde Ankara ve İstanbul'da devlet üniversitelerinde kendilerine yer buluyorlar. Tarikatın geri kalan kapasitesiz akademisyen adayları ise ise bu azınlığın geçmişte yazdığı makaleleri, orasına burasına virgül, nokta koyup yayınlıyor. Bunların tümü intihal, fakat kimse çıkıp “Bu makale benim” demediği için çark dönüyor, bu kişiler de taşra üniversitelerine yerleşiyorlar. Anlattıklarınız, bu kirli ilişkinin kurumsallaşmış ve üzerinden para kazanılan hali gibi görünüyor.”

Tek yol “parası neyse vermek” değil

Akademiden unvan almanın yolları sadece buralardan geçmiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın, başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli üniversitelerden doktora unvanı alması, akademiyi “teslim almanın” bir başka yolu olduğunu ortaya koyuyor.

Kaynak: sol.org.tr

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git