|
|
Dünya tarihinin yoksulluğa karşı oluşturulan en büyük hareketi.Kategori: Avustralya | 1 Yorum | Yazan: A.Ulak | 20 Ekim 2009 05:52:15 Yoksulluk nedeniyle dünyada her üç saniyede bir çocuk yaşamını yitirmekte. Dünyada 1 milyarı aşkın kişi günde 1 doların altında parayla yaşamak zorunda. Yaklaşık 800 bin kişi yatağa aç gitmekte. Ve hergün 6000 kişi AIDS'den yaşamını yitirmekte. Make Poverty History, Yoksulluğu Tarihe Gömelim hareketi yoksulluk ve adaletsizliğe karşı yaklaşık 80 ülkede etkin kampanyalar yürüten bir kuruluş.
Avustralyada 60’ı aşkın yardım, toplum ve dini kuruluşların oluşturduğu bir koalisyon. Dünya tarihinin yoksulluğa karşı oluşturulan en büyük hareketi. 2015 yılına kadar gerçekleştirmeyi amaçladığı hedefler şunlar;
“Ne kadar çok kişi desteklerse, sesimizi ne kadar güçlü çıkarırsak liderler bizi daha dikkatli dinlemek zorunda kalırlar. Biz bunu başaramazsak, daha hızlı davranmazsak, bunun bedelini yine yoksullar çekecektir” diyorlar. Talepleri ana başlıklarıyla şunlar; Aşırı yoksulluğun sona erdirilmesi, her bir çocuğun en az ilk öğrenim olanağına kavuşturulması, çocuk ölümlerinin en aza indirilmesi, akıl sağlığı ile ilgili servislerin iyileştirilmesi, uygun iş olanaklarının yaratılması ve AIDS’in yayılmasının önlenmesi. Kuruluşun gündeme getirdiği diğer konuları şöyle sıralayabiliriz; Zengin ülkelerin sağladıkları dış yardım yoksulluğun azaltılmasında önemli bir etken ancak başta Avustralya olmak üzere zengin, gelişmiş ülkelerin sağladıkları yardım yeterli değil. Bizler Avustralya olarak bu hedeflere yoğunlaşırsak, en azından bölgemizde 2015 yılına kadar;
Dünya ölçeğinde yeterli yardım sağlanırsa 8 milyon kişinin kötü sağlık koşullarından yaşamlarını yitirmelerine engel olabiliriz. Sadece 10 milyar dolar tüm dünya çocuklarının ilköğrenimlerini tamamlamalarını sağlayacaktır. 10 milyar dünyamızda ülkelerin silah ve askeri harcamalarının 3 günlük tutarıdır. Tüm bu iyileşmeler için gereken para tutarı yılda 50 milyadır. 90 milyar dolara tüm amaçlarımıza ulaşabiliriz. Bu miktar dünyanın yaklaşık bir aylık askeri harcamasıdır. Dünyada dış yardım sağlamada önde gelen ülkeleri çöyle sıralayabiliriz. İsveç, Norveç, Hollanda, Danimarka, lüksemburg, Finlandiya, Belçika, İspanya, Fransa, İngiltere. Avustralya listede bulunmamakta. Biz geçmişe göre daha fazla refah ülkesiyiz ama bu gelişme dış yardım miktarlarına yansımamaktadır. 2010 yılında 4 milyar dolar olması öngörülmektedir. Ancak diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında yetersizdir. Avustralyan hükümeti ayrıca dünyada yoksulluk sorununa daha fazla odaklaşacağı sözü vermiştir. Bu olumlu bir karardır ancak dünya ölçeğinde yapılan yardımların doğru yerlere ve alanlara gitmesinin sağlanmasında da sorumluluk taşımaktayız.Yolsuzluk gelişmekte olan ülkelerde büyük sorundur. Ekonomik gelişmeyi, ülke kaynaklarının verimli kullanılmasını engellerken bunun faturası yoksullara çıkarılmaktadır. Yolsuzluk son derece karmaşık bir konu olduğundan ülkelerin hepsine uygulanabilecek tek bir tip çözüm reçetesi bulunmamaktadır. Bu gerçeğe karşın yoksullukla mücadeleden vazgeçilemez. Yolsuzluk yoksulluğun hem nedenidir, hem de yoksulluğun önemli ölçüde bir parçasıdır. Refah, eğitim düzeyi artan toplumlar yolsuzluğa karşı daha duyarlı olurlar ve etkin mücadele verirler. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğa karşı dışyardımın artmasına çalışırken, yerel olarak işbirliği yapılan kuruluşlarla yolsuzuluğun önlenmesi iöçin yönetimlerin daha şeffaf, sorumlu olmalarına da çalışılmaktadır. Bir ülkede yoksulluk sadece o ülkenin ve insanlarının sorunu değildir. Sonunda çevre, bulaşıcı hastalıklar gibi konularda tüm dünyanın sorunu haline dönüşmektedir. Şu gerçekleri biliyor muydunuz?
Tüm bu olumsuzlar yanında olumlu gelişmeler de oldu kuşkusuz. Sözgelimi;
Peki bu yoksul ülkelerin kime, kimlere borçları var? En başta iki mali kuruluşa IMF ve Dünya Bankası’na. Peki bu kuruluşlar bu ülkelere neden ve nasıl borç veriyorlar. Çoğu kalkınma projelerine veriliyorsa, bu ülkeler neden kalkınamıyorlar ve daha fazla borç batağına batıyorlar? Bu sorulara yanıt bulmak şu anda konumuz dışında ama en azından bu kuruluşlar aracılığıyla zengin ülkelerce verilen borçların özenli biçimde verilmediğini, faiz oranlarının yüksek tutulduğunu, geri ödeme zorluklarında çok ağır yaptırımlar uygulandığını söyleyebilir miyiz? Tüm bunlara biraz önce sözünü ettiğimiz gibi verilen bu borçların kötü yönetim, yolsuzluklar gibi nedenlerle yarar yerine zarar getirdiği de ileri sürülebilir mi? Peki ne yapılabilir?2005 yılında yapılan en zengin 8 ülkenin maliye bakanlarının biraraya geldiği G-8 zirvesinde, yoksul ülkelerin borçlarının silineceği açıklanmıştı. Önemli bir adımdı. Sonuç; G-8 ülkelerinin 50 milyar dolarlık borç alacaklarının silinmesi 40 yıla dağıtıldı. BU yılda sadece 1 milyar 200 milyon dolar tutarında borç silme anlamına gelmekte. Yeterli oldu mu? Peki bu zengin ülkelerin askeri harcamaları ne kadar? Yılda bu miktarın yaklaşık 50 misli. Peki adil ticaret ne demek?Ticari kurallar iki ülkenin ticaret ilişkilerini bir esasa bağlar. Sonuçta olan ne? kontrollerin zengin ülkelerin lehine olması. Peki adil ticaretin denetimini kimler yapmakta. Uluslararası para Fonu IMF ve Dünya Bankası. Kredi veren, ticaret esaslarını ve denetimin yapan da bu kuruluşlar. Peki bu kuruluşlar üzerinde kimler etkin. Zengin ülkeler. O zaman gerek hangi alanlara kredi sağlanacağı ve ticaretin esasları demokratik ve karşılıklı yarar esasına göre mi yürütülmekte? Sözgelimi o ülkenin ne tür tarım ürünlerine ağırlık vereceği neye göre belirlenmekte? Kamu kaynaklarının kullanımı konusunda verilen kararlar da neler esas alınmakta. Tüm bunlar serbest ticaret liberal ekonomi adı altında yapılırken, gerçekten serbest mi? liberal kararlar mı? Korumacılık tümüyle kaldırıldığında o ülkenin daha ucuz ithal mallarıyla rekabeti sözkonusu olabiliyor mu? Olmadığı zaman ne oluyor? Soruları da sorulabilir kuşkusuz. Sadece ekonomik büyüme rakamları o ülkenin refah içinde olduğunu gösterebilir mi? Sözgelimi Hindistan son yıllarda en büyük büyüme rakamlarına sahip bir ülke. Ama yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranında fazlaca bir düşme gözlenmiyor. Dünya bankasının verilerine göre Hindistan’da çocukların yarısı yetersiz beslenmekte. Ve yaklaşık dörtte biri okula gidemiyor.. G8 ülkelerinin bir yılda yaptıkları savunma harcamalarının toplamı 646 milyar dolar. Rakamlar her şeyi gösteriyor. Dolayısıyla bugün yoksulluktan söz eden herkes aynı zamanda savaştan da söz etmek zorunda. Yoksulluk sadece acil yardım bekleyen ülkelerin sorunu mu? Dünya ölçeğinde bu tür sorunlar sadece yardımlarla mı çözülür ya da azaltılabilir. Yoksulluğun temel nedenleri nelerdir? Nasıl ortadan kalkar? İşte yanıtlamak zorunda olduğuğumuz diğer canalıcı sorular….. Web sitesi : www.standupagainstpoverty.com.au
YorumlarM.Tevfik Kerimoglu
{ 11 Kasım 2009 05:34:57 }
Afrika'ya yapilan yardimlarin bu kitayi yillardir calisamaz ve uretemez hale gelmesinde bir etmen oldugunu savunan Zimbabwe dogumlu ekonomist Dambiso Moyo " Dead Aid" isimli kitabinda yardimlarin uzun vadede buyuk zararlar verdigini anlatiyr. Konuyla ilgilendirici bilgi saglayacak bir roportajin linkini paylasmak isterim.
Diğer Sayfalar: 1. http://www.abc.net.au/foreign/content/2009/s2520029.htm
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|