|
|
Ortadoğuda bir güç gösterisi mi?Kategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: A Yorum | 15 Eylül 2007 04:19:38 İsrail savaş uçaklarının Türkiye ve Suriye hava sahasını ihlal etmesinin üzerinden bir hafta fazla zaman geçti. Ankara hala Tel-Aviv'den cevap bekliyor. Batı basını İsrail'in bu operasyonla, Suriye ve İran'a mesaj verdiği görüşünde. Uluslararası basında konuyla ilgili çeşitli iddialar havada uçuşuyor.
CNN International’e göre İsrail uçaklarının Suriye topraklarındaki bir hedefi vurduğu Amerikalı yetkililer tarafından doğrulanıyor ancak bu hedefin ne olduğu açıklanmıyor. İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırının hazırlığının yapıldığı da iddialar arasında İsrail ise bu spekülasyonlar karşısında sessizliğini koruyor. Hamas liderleriyle görüştüğü için eleştirilere hedef olan Ankara şimdi Suriye-İsrail-İran üçgenindeki bulmacayı çözmeye çalışıyor. Olay nasıl gelişmişti Türk basınında yer alan haberlere ve Ankara'yı ziyaret eden Suriye Dışişleri Bakanı Velid El Muallim'in, Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a aktardığı bilgilere göre olay şu şekilde gerçekleşti: Saat 23.15 : Diyarbakır Radar Üssü Akdeniz üzerinde 9 İsrail savaş uçağını tespit etti. Saat 00.00 : Hatay'ın Samandağ ilçesi üzerinde alçaktan uçan bir grup uçak görüldü. Saat 01.00 : Hatay'ın Hassa ilçesi ve Gaziantep'in Oğuzeli ilçesi yakınlarındaki araziye uçaklar boş yakıt tankları bıraktı. Suriye Dışişleri Bakanı Muallim, 3 İsrail uçağının Suriye hava savunması tarafından fark edildikleri anda ülkenin doğusundaki Dayr Ez-Zavr bölgesindeki bir hedefe 4 füze fırlattığını ileri sürdü. İsrail uçaklarının boş yakıt tanklarını bırakması, bu uçaklarının hedefleriyle ilgili soru işaretleri yarattı. Yürüttüğü nükleer program nedeniyle Washington ve Tel-Aviv’in gündeminde ilk sıralarda yer alan İran’ın bu operasyonun hedefi olması yüksek bir olasılık olduğu dahada belirdi. İran toprakları da İsrail Hava Kuvvetleri’nin operasyon menzili içerisinde. Amerikan basını da 6 Eylül’deki olayın İran ve Suriye’ye güçlü bir mesaj olduğuna dikkat çekiyor. İsrail hava kuvvetlerinin saldırı gücü F- 15 ve F-16 uçaklarından oluşuyor. F-15 uçakları saatte 3 bin kilometrenin üzerinde sürat yapabiliyor ve yedek yakıt tanklarıyla havalandığı üsten 2 bin 500 kilometre uzaktaki bir hedefi rahatlıkla vurup geri dönebiliyor. F-16 uçakları ise saatte 2.414 kilometre hıza ulaşabiliyor. Bu uçaklar bin 700 kilometre uzaktaki bir hedefi vurup üssüne geri dönebiliyor. Yani İsrail'den kalkan F-15 ya da F-16 tipi bir savaş uçağı, İran'ın başkenti Tahran'a, Ermenistan'ın başkenti Erivan'a, Yunanistan'ın Girit adasına, Suudi Arabistan'ın Mekke kentine yaklaşık bir saatte ulaşma imkanına sahip. Kuzey-güney sınırı arasındaki mesafenin yaklaşık 6 yüz kilometre olduğu Suriye için bu uçakların yedek yakıt tankı taşımasına gerek yok. İsrail uzun menzilli benzer hava operasyonlarını geçmişte de yapmıştı. - 1976'da İsrail özel kuvvetleri havada yakıt ikmali yapan uçakları ile 4 bin kilometre uzakta, Uganda'nın Entebbe havaalanına operasyon yaptı. Filistin Kurtuluş Örgütü ve Alman Kızıl Tugayları tarafından kaçırılan rehineler kurtarıldı. - 1981'de Irak'ın inşaa ettiği Osirak nükleer reaktörü F-15 ve F-16 uçakları ile vuruldu. 1.100 kilometre uzaktaki hedef imha edildi. İsrail uçakları yedek yakıt tanklarını Suudi Arabistan çölüne bıraktı. - 1985'te İsrail hava kuvvetleri'nin hedefi, Tunus'taki Filistin Kurtuluş Örgütü karargahı oldu. İsrail F-15 ve F-16'ları havada yakıt ikmali yaparak 2.300 kilometre uzaktaki karargahı vurdu. 60 Filistinli gerilla öldü. Bu verilerin ışığında İsrail'in 6 Eylül operasyonunda “Suriye hava savunma sistemini denemesi'' gibi bir ihtimal oldukça zayıf kalıyor. Geçmişteki tecrübeler İsrail hava gücünün Suriye hava savunmasıyla rekabet etmesine gerek olmadığını kanıtlıyor. Suriye hava savunmasının denenmesi bu operasyonun yan amaçlarından biri olabilir. Temel amaç değil. 1967 Arap-İsrail Savaşı'ndan bu yana elde edilen sonuçlar Rus yapısı hava araçlarının ve hava savunma sistemlerinin hiçbir şekilde İsrail hava kuvvetlerini durduramadığını ispatladı. Irak savaşları sırasında Rus hava savunma sistemlerinin Amerikan ve İngiliz hava gücüne karşı gösterdiği performans tüm dünya tarafından görüldü. Rus teknolojisinin bu konudaki performansına en çarpıcı örnek 1982 yılı Haziran ayında Bekaa Vadisi hava çarpışmasında yaşandı. Dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı General David Ivry ( Bugün Boeing firmasının İsrail temsilcisi ) komutasındaki İsrail uçakları Bekaa Vadisi gibi harekat imkanı kısıtlı ve yüksek ateş gücü ile korunan bölgede şu sonuçları aldı: Değişik tipte 100 İsrail savaş uçağı operasyona katıldı. Vadideki 19 SAM (Yerden havaya füze bataryası) imha edildi. İsrail uçakları yalnızca yarım saat içerisinde 26 Mig uçağını düşürdü. İsrail Hava Kuvvetleri hiç uçak kaybetmeden 46 saat süren operasyonda değişik tipte 82 Mig savaş uçağını düşürdü. Bekaa Vadisi savaşından bu yana İsrail Hava Kuvvetleri’nin Suriye hava sahasına yönelik hiçbir ihlaline Suriye Hava Kuvvetleri tarafından önleme yapılmadı. Lübnan hava sahasına yönelik İsrail ihlalleri de Suriye hava gücünden bir karşılık bulmadı. Suriye hava savunma konsepti İsrail uçakları göründüğü anda uçakların üslerine dönerek inmesi ve savunmanın yerden füze sistemleri ile yapılması üzerine kuruldu. 2006 yılında Beşar Esad’ın Lazkiye’deki yazlık sarayı üzerinde İsrail Hava Kuvvetleri'nin alçaktan uçarak yaptığı gösteri uçuşu Suriye hava savunmasının acizliğinin bir örneği. Esad’ın olay anında sarayında olduğunu biliniyor. Bütün bu örnekler İsrail’in Suriye hava savunmasını denemek için 6 Eylül günkü gibi bir zahmete girmeyeceğinin kanıtı. İsrail Hava Kuvvetleri Türkiye’yi de işin içerisine karıştıracak bir operasyonu ancak çok daha ciddi bir amaç için göze alabilir. Bu veriler ışığında İsrail’in 6 Eylül operasyonunun hedefinin İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir operasyon için hazırlık amacı taşıması olabilir. İsrail bu operasyonla İran’a "stediğimiz an size ulaşabiliriz" mesajı verdi. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın iki hafta önceki "nükleer tesislerindeki 3000 santrifüjün işleme hazır olduğu" açıklaması ve Rusya’nın Buşehr nükleer santralinde kullanılacak yakıt için İran’la anlaşması bu gözdağının sebeplerinden olabilir. İsrail Savunma Bakanlığı görevini üstlenen eski Başbakan Ehud Barak faktörünü de hesaba katmak gerekir. Eski bir asker olan Barak geçmişte İsrail’in birçok sınırötesi örtülü operasyonunda bizzat görev almış bir isim. Barak’ın Savunma Bakanlığına gelişiyle, Amir Peretz dönemindeki ataletinden sıyrılan İsrail ordusu son günlerde 1970’li yıllardaki caydırıcı gücünü hatırlatan operasyonlara imza atıyor.
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış
|
| Tüm Yazarlar |
|