A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Şincan meselesinin ekonomik boyutu

Kategori Kategori: Dünya | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 16 Ağustos 2009 23:46:01

Pekin'in Şincan'a yönelik ekonomi politikası "bir siyah, bir beyaz" politikası olarak adlandırılıyor. Burada siyah olan petrol, beyaz ise pamuk. Çin'deki pamuk üretiminin yüzde 40'ı Şincan'da gerçekleştiriliyor. Başka bir deyişle Çin tekstili bugün tüm dünyayı sarsan bir güce sahipse, bunda önemli bir pay Şincan'a ait.

Şincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan gelişmeleri tahlil ederken iki hataya düşmemek gerekiyor. Bunlardan birincisi meseleyi sadece etnik ayrımcılık boyutunda ele almak. Böyle yapıldığında Çin hükümetinin Şincan’a bakış açısını tam olarak anlamak mümkün olmuyor ve tartışmalar Pekin’in despotizmi ve Han şovenizmi düzleminde takılıp kalıyor. Çin hükümetinin Şincan’ı nasıl gördüğünü anlayabilmek için bölgenin Çin ekonomisi açısından önemini de incelemek gerekiyor; ancak bunu yaparken de sadece bölgenin yeraltı zenginliklerine odaklanıldığında yapılan tahlil hem yetersiz kalıyor, hem de Çin’in ekonomik açıdan Şincan’daki derdinin ‘hammadde emperyalizmi’olduğu gibi yanlış olmasa da eksik kalan bir sonuca ulaşılmasına yol açıyor.

Şincan, yeraltı kaynakları açısından oldukça zengin bir bölge. 1993 yılına kadar petrol açısından kendine yeter bir ülke olan Çin, hızla büyüyen ekonomisinin artan ihtiyacı nedeniyle giderek dışarıya bağımlı hale geldi ve şu anda tükettiği petrolün sadece yarısını kendisi üretir durumda. Doğalgaz ve kömür açısından ise farklı bir durum var, Çin bu kalemlerde ne kadar üretiyorsa aşağı yukarı o kadar tüketiyor. Şincan’ın her üç yeraltı kaynağında da Çin’in ekonomik güvenliğine önemli bir katkısı var. Petrolde Şincan, Çin’deki üretimin yüzde 14’ünü gerçekleştiriyor. Ancak bu oranın hızla artacağını öngörmek mümkün, çünkü Çin’deki tüm petrol rezervlerinin sadece yüzde 33’ünün keşfedilmiş olduğu, geriye kalanların ise büyük bir kısmının Şincan’daki Tarım Havzası’nda bulunduğu ifade ediliyor. Diğer yandan Şincan, tüm ulusal üretimin yüzde 31’i ile Çin’de en fazla doğalgaz üreten bölge konumunda. Çin’in tüm enerji tüketiminin yüzde 69’una karşılık gelen kömürde ise Şincan’ın 2020 yılına kadar tüm Çin’deki tüketimin yüzde 20’sini karşılar hale gelmesi bekleniyor.

Pekin’in Şincan’a yönelik ekonomi politikası “bir siyah, bir beyaz” politikası olarak adlandırılıyor. Burada siyah olan petrol, beyaz ise pamuk. Çin’deki pamuk üretiminin yüzde 40’ı Şincan’da gerçekleştiriliyor. Başka bir deyişle Çin tekstili bugün tüm dünyayı sarsan bir güce sahipse, bunda önemli bir pay Şincan’a ait.

Tüm bu zenginlikler çok önemli ve Şincan’ı, örneğin bir Tibet’ten farklı olarak, Çin hükümeti için ayrı bir konuma getiriyor. Ancak tüm resmi görebilmek için Şincan’ın jeoekonomik konumunu da değerlendirmek gerekiyor. Öncelikle Şincan, Çin’in Orta Asya’daki eski Sovyet cumhuriyetlerine komşu olan tek bölgesi olarak, Çin’in Rusya ve Kazakistan’dan ithal ettiği petrolün ülkeye girdiği nokta konumunda. Aynı şekilde Türkmenistan’dan alınmaya başlanan doğalgaz da Şincan’dan geçtikten sonra ülkeye dağıtılıyor.

Diğer yandan Şincan, Çin’in ihraç ürünlerinin dış pazarlara ulaşımında da bir avantaj sağlıyor. Çin’in ihracatındaki lojistik gideri toplamı, ülke GSYİH’sinin yüzde 18,5’ini buluyor ki bu oran kalkınmış ülkelerde bunun yarısı kadar. Bu durum da çok doğal, çünkü Çin ihracatının büyük bir kısmını deniz yoluyla yapıyor ve çok yüksek navlun ücretleri ödemek durumunda kalıyor. Bu masrafları düşürmek için Çin hükümeti, artık Şincan ve Orta Asya üzerinden Avrupa’ya demiryolu aracılığıyla ihracat yapma imkanlarını geliştiriyor. Bir örnek verecek olursak bir konteyner Pekin’den Hamburg’a deniz yoluyla 40 günde giderken, demiryolu ile Şincan üzerinden taşındığında bu süre 18 güne düşüyor. Dolayısıyla masraflar da ciddi bir şekilde azalıyor ve Çin ihraç ürünlerinin halihazırda yüksek olan rekabet gücü daha da artıyor.

Özetleyecek olursak, Şincan, Çin’in ekonomik güvenliği açısından önemli bir konuma sahip. Ancak bu önemin nedeni sadece bölgenin sahip olduğu zengin kaynaklar değil. Böyle olsaydı Pekin istediğini alıp gerisini umursamayabilirdi. Bölge bir yandan da giderek Çin’in küresel ekonomiye açılan pencerelerinden birisi haline geliyor. Bu nedenle Şincan’da ne kadar çok istikrar, ne kadar çok huzur olursa Çin hükümetinin o kadar işine geleceği sonucuna varmak mümkün. Peki o zaman neden Şincan’da gerginlik azalacağı yerde artıyor ve hatta onlarca insanın sokaklarda öldürülmesine kadar varan bir seviyeye geliyor?

Bu sorunun iki cevabı var. Birincisi, Çin’in özgürlüklere yaklaşımı ile ilgili. 1989’da Tiananmen’de hükümet Çin halkına çok net bir mesaj vermişti: “sizlere ekonomik özgürlükleri sonuna kadar vereceğiz, ancak siyasi özgürlük istemeyin!” Artan ekonomik refahın demokrasi taleplerini bastıracağı düşünüldü. Bu formül tam olarak işlemediği gibi siyasi özgürlüklerin olmayışı, etnik farklılıklarla birleştiğinde Han olmayan toplulukların üzerinde giderek artan bir baskı oluştu. İkinci olarak ise, siyasi özgürlükler alanında zaten sıkıntı varken, Şincan’ın ekonomik özgürlüklerden ve refah artışından da yeterince faydalanamadığını belirtmek gerekiyor. Çin’in büyümesinden daha çok ülkenin denize yakın Doğu eyaletleri fayda sağlarken, diğer kesimler geride kaldı. Bir örnek verecek olursak, resmi rakamlara göre ortalama bir ailenin yıllık geliri Çin genelinde 11,800 yuan iken, Pekin’de 20,000 yuan, Şanghay’da 20,700 yuan, Urumçi’de ise sadece 8,800 yuan. Diğer yandan Şincan’da enflasyon oranı da Çin ortalamasının üzerinde. Başka bir deyişle Şincan, önemli derecede ekonomik zenginliklere sahip, ama bunun meyvesini yiyenler Şincanlılar değil, Şincanlı Uygurlar hiç değil.

Şincan Uygur Özerk Bölgesi, Çin Halk Cumhuriyeti’nin ekonomik güvenliği için hem sahip olduğu kaynaklar hem de jeoekonomik önemi açısından anahtar bir konuma sahip. Buna karşılık Uygur Türkleri, ne siyasi ne de ekonomik açıdan haklarını yeterince alamıyorlar. Kazan kaynıyor ve artık taşmaya da başladı. Bölgedeki gerginliği giderecek ve istikrarı sağlayacak olan ise tabii ki Çin hükümeti. Bunun başaramazsa, sadece uluslararası alanda itibarı ciddi bir darbe daha almayacak, bütün olarak Çin’in ekonomik güvenliği de tehlikeye girecek. Pekin’in Han olmayan etnik gruplara sempatisinden olmasa bile en azından ülkenin ekonomik geleceği için Şincan’a istikrar ve huzur, Uygur Türklerine daha fazla refah ve daha fazla siyasi ve kültürel özgürlük getirmesi gerekiyor.

Altay Atlı
Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi
ve
Uluslararası İlişkiler Bölümü
doktora öğrencisi
Kaynak: radikal.com.tr
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git