A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Düşün Düşün (4)

Kategori Kategori: Düşün Düşün | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 14 Haziran 2009 08:38:11

Bütün kediler dört ayaklı hayvanlardır, bütün köpekler de dört ayaklı hayvanlardır, demek ki bütün kediler köpektirler. Bunun ne denli gülünç bir mantık yürütmesi olduğunu aramızda en mantıksız olanlar bile ayan beyan görürler. Ancak buna çok benzer mantık yürütmelerine her gün, her saat bol bol toslamaktayız.

Matematikte A=B ve B=C ise A=C’dir. Ama aynı şey mantık için geçerli değildir.  Yukarıdaki örneği simgelerle ifade edersek A(kedi)=B(dört ayaklı), C(köpek)=B(dört ayaklı), demek ki A(kedi)=C(köpek) şeklini alır.  Oysa şöyle bir mantık doğru olurdu: Bütün kediler dört ayaklıdır, benim kedim Şaziye de kedi olduğuna göre o da dört ayaklıdır.  Burada A(kedi)=B(dört ayaklı), C(Şaziye)=A(kedi), demek ki C(Şaziye)=B(dört ayaklı).  Peki bu ikisinin farkı ne?  Neden birisi doğru, öteki yanlış bir mantık yürütmesi oluyor?
 
İkinci örnekte en büyük çember bütün kedileri kapsıyor.  Onun içindeki ikinci çember Şaziye’yi gösteriyor, en küçük çember de Şaziye’nin dört ayaklı olduğunu gösteriyor.  Yâni dıştaki çember bütün kedileri kapsadığı için Şaziye de bir kedi olarak bu çemberin içinde kalıyor.  Ve bundan da doğru olarak Şaziye’nin dört ayaklı olduğu sonucunu çıkarıyoruz.  Oysa ilk örnekte böyle hepsini içine alan bir çember yok.  İki ayrı çember var, birisi kedileri, öteki köpekleri kapsıyor.
 
İş kedi köpek olunca herkes, “elbette” diyebiliyor.  Ama iş farklı konulara geldiğinde önyargılarımız bu mantıksızlıkları görmemize engel oluyor.  Şöyle bir örnek alalım: “tüm PKK’liler teröristtir, tüm PKK’liler Kürttür, demek ki bütün Kürtler teröristtir”.  Bu mantık hatasının “bütün kediler köpektir” demekten hiç farkı yok.  Birinci ve ikinci söylenenler doğru da olsa, bundan “bütün Kürtler teröristtir” sonucu çıkmaz.  “Deniz Feneri soygununu yapanların tümü AKP’lidir, Deniz Feneri soygununu yapanların tümü sahtekârdır, demek ki bütün AKP’liler sahtekârdır”.  Evet, “haklısınız efendim, bütün inekler geyiktir” diyesi geliyor insanın.  Bu iki örnek, birinci ve ikinci söylemler doğru da olsa, bunlardan çıkarılan üçüncü söylemin yanlış olduğunun örnekleri.  Demek ki iki doğru söyleme de dayansa üçüncü söylem doğru olmayabiliyor.
 
Bunun daha vahim olanı ilk iki söylemden birinin yanlış ya da en azından hatalı olması.  Thouless buna şöyle bir örnek veriyor: “Sanrılar (kuruntu/delüzyon) doğru olmasını istediğimiz birşeye olan inançtır.  Öldükten sonra bir biçimde yaşamaya devam etmek, ölümsüz olduğumuza inanmak isteriz.  Demek ki ölümsüzlük inancı bir sanrıdır”.  Görünürde doğruymuş gibi geliyor.  Ama baştaki söylemi biraz irdelersek yanlış olduğunu görürüz.  Örneğin, akşam yatarken sabah sağ çıkacağımıza inanmak istememiz sanrı değildir, çünkü istediğimiz şey çok kez doğru çıkar ve ertesi sabah uyanırız.  Ertesi sabah güneşin doğacağına inanmak isteriz, ve (en azından bugüne dek) bu istediğimiz şey gerçekleşir.  Ama lotto oynadığımızda kazanacağımıza inanmak sanrı olur, çünkü çok kez kazanmayız.  Demek ki “doğru olmasını istediğimiz birşeye inanmak bazı durumlarda sanrıdır, bazı durumlarda değildir”.  Böyle olunca da bunun ardından gelen ve buna dayalı akıl yürütme doğru da olabilir, yanlış ta.  Ama belirsizliklerle yaşamak insana güç gelir ve yanlış ta olsa bir takım inançlara bağlanmayı yeğleriz.
 
Yukarıdaki örnekler iki değişik durumu sergiliyor.  Birincisi iki doğru söylemden yola çıkarak vardığımız üçüncü bir söylem doğru olmayabiliyor.  İkincisi de ilk iki söylemin birisi doğru değilse, ya da kuşkulu ise çıkarılan sonuç ta yanlış olmaya mahkûm oluyor.
70’lerde Türkiye’de Barış Dernekleri sürekli kovuşturmaya uğrardı.  Bunun temelinde yatan mantık ta şuydu: “komünistler savaşa karşı çıkıyor, Barış Derneği üyeleri de savaşa karşı çıkıyor, demek ki barış derneği üyeleri komünisttir”, “komünizm kötüdür, Barış Derneği üyeleri de komünisttir, demek ki Barış Derneği üyeleri de kötüdür”, “Mehmet bey Barış Derneği üyesidir, demek ki Mehmet bey kötü bir insandır”.  Oysa Barış Derneği üyelerinin bazıları belki komünist te olsa, birçoğu komünist değildi.  Üstelik komünizmin kötü olduğu da yine bir varsayımdı.  İki hatalı varsayıma dayanarak birçok insan mahkemelerde, hapishanelerde çürütüldü.  Hatalı varsayımları bundan çıkarı olanlar hatalı olduğunu bile bile kullanırlar.  Ancak tehlike, bireylerin bu varsayımların hatalı olduğunu görmemesidir.  Bir halka düşünmesi öğretilmemişse o halk bu tür aldatmacalarla kolaylıkla kandırılır, manipüle edilir.  Daha yakın bir tarihten bir örnek verelim: “DTP bir Kürt partisidir ve Kürtlerin çıkarlarını savunur, sen DTP’yi desteklemiyorsun, demek ki sen Kürt halkının çıkarlarına karşısın” söylemini irdeleyelim.  DTP bir Kürt partisi olup Kürtlerin çıkarlarını savunabilir, ama başkaları da Kürtlerin çıkarlarını savunabilir.  DTP’ye karşı olup Kürt halkının çıkarlarını savunmak ta mümkündür.  Demek ki DTP’yi desteklememek Kürt halkının çıkarlarına karşı olmak demek değildir.  Buna bir de bazı sözcükleri aynı anlama geliyormuş gibi kullanmayı ekleyin.  CHP’yi her destekleyene “laik”, AKP’yi her destekleyene “dinci”, her MHP’li için “ırkçı” sözcüklerini kullandığınızda önyargılarınızı baştan ortaya koymuş olur, tartışma sonucu bir yere varılmamasını garanti etmiş olursunuz.
 
Bir de “circular argument” (kedinin kuyruğunu kovalaması) türünden mantıksızlıklar var.  Yâni kanıtlanacak şeyin daha baştan doğruymuş gibi varsayılması.  Kuran’ın Allah’ın kelâmı olduğunu kanıtlamak isteyen birisinin “Kuran’ın Allah’ın kelâmı olduğu Kuran’da yazıyor” demesi gibi.
 
Bütün bunların üstüne bir de dilden kaynaklanan belirsizlikler var.  “Faşist Türkler” dediğinizde bu, “faşist olan Türkler” anlamına da gelebilir, “tüm Türkler faşisttir” anlamına da… “Terrörist Kürtler” dediğinizde bu, “terrorist olan Kürtler” anlamında da gelebilir, “tüm Kürtler teröristtir” anlamına da.  Eğer tartışma, ya da eski deyimiyle “mübadele-yi efkâr” bir kör döğüşüne dönüşmeyecekse, yanlış mantık yürütme ile birbirimizin gırtlağına sarılmayacaksak önce tanımlar üzerinde anlaşmaya varmalı, sonra düşüncelerimizi netleştirmeli, daha sonra da bu düşüncelerimizi netlikle ifade edebilmeliyiz.  Yukarıdaki örnekteki “olan” sözcüğünü, ya da “bazı”, “bir takım” sözcüklerini kullanmaktan kaçınmamalıyız.  Yoksa ne olur?  Üçkağıtçıların elinde oyuncak oluruz.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git