A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Rant !!! Rant !!! Rant !!!

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 2 Yorum | Yazar Yazan: A Yorum | 12 Haziran 2009 10:16:21

AKP döneminin söylemi yerelleşme, icraatı rantta merkezileşme. AKP'lilerin önerdiği düzenlemeye göre, imar izinleri ve ruhsatlandırma işlemlerinin onayı Kültür ve Turizm Bakanlığı'na geçecek. Kamu yönetimi reformunun temel eksenini oluşturan "yerelleşme"yi dilinden yıllarca düşürmeyen AKP, sahil şeritlerinde imar ve ruhsat yetkisini belediyelerden merkezi hükümete devretmeye hazırlanıyor.

AKP Manisa Milletvekili Recai Berber ile bir grup milletvekilinin Meclis'e sunduğu teklifte, sahil bölgelerinde imar ve ruhsat yetkisinin belediyelerden alınıp Kültür ve Turizm Bakanlığı'na verilmesi öngörülüyor. Teklifin 5'inci maddesinde "kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ile turizm merkezlerinde kıyıda ve sahil şeridinde kalan yerler dahil imar uygulamaları ile ruhsatlandırma işlemleri Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talebi üzerine Bayındırlık ve İskan İl Müdürlüğü'nce yapılır. Ruhsatların bir örneği ilgili idarelere gönderilir" hükmü yer alıyor.

TBMM'de teklife ilişkin soruları yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, yasanın henüz öneri aşamasında olduğunu ve tasarılaşmadan önce üzerinde çalışıp olgunlaştıracaklarını söyledi. Günay, imarda çok başlılıktan kurtulunması ve bütüncül bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.

Yasa önerisi, Türkiye'nin tüm kıyı bölgeleri ile ilgili olsa da, düzenlemenin en çok, rantın büyük olduğu Ege ve Akdeniz kıyılarındaki imar ve ruhsat sürecini hareketlendireceği belirtiliyor. Bu kıyıların ise 29 Mart yerel seçimlerinde CHP'nin AKP'ye karşı tutunduğu bölgeler olması dikkat çekiyor.

Hükümet, yerel yönetimlere yeterli kaynak aktarmıyor ve belediyeleri piyasa koşullarıyla baş başa bırakıp, hizmet yerine gelir elde etmeye odaklı faaliyete zorluyor. Belediyelerin en yaygın başvurduğu uygulamaların başında imara açma operasyonları yer alıyor. Ciddi bir rant kaynağı olan imar va ruhsat işlemleri nedeniyle kıyı şeridinde betonlaşma hızlı bir şekilde arttı.

Hükümetin gündeme getirdiği son düzenleme ile hem rant muslukları AKP'ye doğru akmaya başlayacak hem de kıyı bölgelerinde yandaş sermaye gruplarına alan açılmış olacak. CHP'nin, düzenleme yasalaştığı takdirde, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi bekleniyor.

Kıyı bölgelerinde imar ve ruhsat izinlerinin bakanlığa bağlanması, demokratikleşme, yerinden yönetim ve bürokrasinin azaltılması gibi saiklerle gündeme getirilen yerelleşme politikaları ile aykırı bir durum oluşturuyor.

Ayrıca önerilen düzenleme ile Ankara'da bakanlık tarafından onaylanacak imar izinleri ve ruhsat işlemlerinde Bayındırlık ve İskan İl Müdürlükleri de devrede olacak. Müdürlükler aracılığıyla gerçekleştirilecek başvurularda, yeni bir bürokrasi yaratılmış olacak. Öte yandan Bayındırlık ve İskan İl Müdürlükleri'nin il merkezlerinde yer alması, işlem süresinin de uzamasına neden olacak. Benzer nedenden ötürü, Bayındırlık ve İskan İl Müdürlükleri'nin kıyılarda gerekli denetimi sağlayamayacağı da belirtiliyor.

Hükümetler bugüne kadar turizmin öne çıktığı yerelliklerde inisiyatifleri dışındaki rant mekanizmalarına müdahale etmek için çeşitli girişimlerde bulunmaktaydı. AKP hükümeti döneminde ise bu müdahaleler had safhaya çıktı.

1981 yılında hazırlanan ve 1982 yılında yürürlüğe giren 2634 sayılı Turizm Teşvik Yasası “12 Eylül Yasaları” içerisinde en ciddi tehlike içerenlerindendi. Bu yasa ile “Turizm Koruma Gelişme Bölgeleri” ilan edildi. Daha sonra bu bölgelerdeki imar uygulamaları Kültür Ve Turizm Bakanlığına verildi. O dönemde bir yandan sahillerin bir bölümü askeri bölgeler olarak belirlendi, bir yandan da turizm sermayesine büyük bir rant alanı açıldı. Yasanın ruhu “Türk Turizmini Geliştirmek” olarak açıklanmışken, bu düzenlemeden asıl nemalananlar yabancı turizm tekelleri oldu. Turizme tahsis adı altında denize sıfır ormanların, hazine arazilerinin imara açılması için bürokratların imzaları yeterli görülmüştü. Söz konusu Turizm Teşvik Yasası'nda bugüne kadar, rant mekanizmalarını düzenlemek için sekiz defa değişiklik yapıldı.

Turizm Teşvik Yasası 2004 yılı itibarı ile AKP iktidarının turizm siyasetinin temel argümanı oldu. 2005 yılında yüzlerce tahsisin Gintaş İnşaat, Voyage Tur, Ersoy Otelcilik, ÖGE Seyahat, Anadolu Un Sanayi, Varyap Yapı Sanayi, Volga Dış Ticaret, Palmiye Tur, Kazancı Holding gibi AKP’ye yakın sermayeye gerçekleştirilmesi çevrecilerin, sivil toplum örgütlerinin, yerel turizm yapılanmalarının ve yurtseverlerin dikkatini çekti. Bu süreçte Bodrum, Fethiye, Göcek, Marmaris ve Gökova’daki 51 adet alanda 6 bin 202 hektarlık orman arazisi turizm yatırımına tahsis edildi. Yani Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Kültür Ve Turizm Bakanlığı’na devredildi. Bu gelişmeler üzerine yürütmenin durdurulması talebi ile Antalya Barosu ve Bodrum Çevre Bileşenleri yürütmenin durdurulması talebi ile Danıştay’da dava açtılar. 

Danıştay 6. Dairesi talebi yerinde bularak tahsislere dayanak olan Turizm Teşvik Yasası’nın ilgili maddelerini iptal talebi ile Anayasa Mahkemesi'ne havale etti. Anayasa Mahkemesi de 7 Mayıs 2007’de talebi yerinde buldu ve ilgili maddeler iptal edildi. Bu oylamada Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Turizm Teşvik Yasası’nda “kamu yararı” gördüğü gerekçesi ile karara karşı oy kullanmıştı.

Bu maddelerin iptali ile AKP döneminde ülke genelinde gerçekleştirilen 94 ayrı tahsis geçici olarak durdurulmuş oldu. 

14 Mayıs 2008’de Abdullah Gül’ün imzasından çıkan Turizm Teşvik Yasası’nın son halinde orman vasfını yitirmiş alanların turizme açılması düzenlendi. Yasadaki değişiklikle, “Yatırımcı kendisine tahsis edilen ormanda kestiği ağacın üç katı ağaç dikmek zorundadır ya da bedelini ödemek ile yükümlüdür” gibi ibareler dışında yağma ve rantın özü değişmedi. 

Diğer taraftan bu tanımla birlikte kıyı bandındaki orman yangınlarında ölçüsüz bir artış meydana geldi. Yanan alanlar üzerinde hızla turizm tesisleri inşa edilmeye başlandı. 

TOKİ yağması da turizm bölgelerindeki bu yağma stratejisine uygun hale getirildi. Sadece Bodrum’un Ortakent Beldesi’nde bin dönüme yakın hazine arazisinin TOKİ’ye ön tahsisi gerçekleşti. Burada yabancılara satış amaçlı olarak 6 bin adet 100’er metrekare konut yapılması hedefleniyor. Söz konusu tarihi beldede hali hazırda bin konut bulunuyor. 
 
 
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar

ndir akoren { 14 Haziran 2009 21:04:53 }
uc tarafi CHP ile cevrili bir yarimada olan Turkiye icin boyle bir cozum ureten AKP yi kutlamak lazim. Ama bu cozum arayisinin altinda yatan gercegin ne oldugunu soylemek icin medyum olmaya gerek yok. Yasa cikarsa yardimsever Arap dostlar ustlerine duseni hic dusunmeden yapacaklardir...
fatihcan { 13 Haziran 2009 07:54:37 }
DEMOKRASİ AMAÇ DEĞİL AMACA GİDEN YOLDA ARAÇTIR.

Ülkemde toplumun en sevdiği lider tipi ve yönetici kadrosu rant yaratan ve üretmeden kazanmaya yatırım yapan kişilerdir.Bunu kabul etmek çok zor olsada maalesef durum böyle.Amerikan rüyasının ülkemde yıllar içersinde oturttuğu ideloji toplum içersinden bir ya da bir kaç kişinin öne çıkarak kolayca zengin olma olgusudur.Toplum içersindeki insanlar maalesef bu kişinin kendisi olması isteğiyle yanıp tutuşmakta ve kolayca, hızlı ve çok para kazanma hırsına sahip olmaktadır.Şu anda iktidarda Akp bunu yapıyor.Geçmişte Anap daha önce Dp ve ülkede iktidara gelen bütün sağ iktidarlar bunu yapmıştır.Chp ise paradan ziyade yönetim ve bürokrasi rantına sahip olamayı yeğlemiştir.Sol ise bu ülkede hiçbir zaman iktidara gelemediği için henüz solu görme şansımız olamamıştır.Geçmişten farklı olarak şu anki iktidardaki Akp ekonomik rantın yanısıra siyasi, bürokratik ve yargısal rantada göz kırpmıştır.Akp temelinde politikasını belirlerken merkez sağ bir parti olduğunu iddia etmesine rağmen zaman içersinde siyasi bir potbori sergilemiş yeri gelmiş en demokratik en milliyetçi en liberal en amerikancı en dindar en yeni en temiz en edepli ! parti olduğunu iddia etmiştir.Bunların bilimsel ve toplumsal olarak zaten bir açıklaması ve izahatı mümkün değildir.Sadece başbakanın ruhsal durumunun yansımalarıdır sadece.
Fakat şu anda Akp'nin toplum tarafından onaylanmasının asıl sebebi geçmiş iktidarların ülke için hiçbir şey yapmamasından kaynaklanmaktadır.Toplum kötünün iyisini seçmek zorunda kalmıştır.Ancak bu durumun ne kadar süreceği şimdiden tartışılmaya başlanmıştır.Bu durumun değişebilmesi için(pozitif ve olumlu olarak) yeni bir siyasi hareket ve toplumsal bir duruşun oluşması beklenmelidir.Şu anki düzende ne Dp-Cindoruk ne Abdüllatif Şener-Tp Akp'nin oylarını bölemeyecektir.Sadece Sp'nin politikası etkili olabilir ama benim kanaatim Akp ve Sp'nin birbirlerinin bahçesine taş atmayacaklarıdır.Her iki partide aynı kökenden gelmekte ve aynı ideoljiden beslenmektedirler.Belki komplo teorisi olacak ama iyi polis-kötü polis izleniminin topluma verildiğini düşünüyorum.28 Şubat sürecinden dersler alan Rp, 2002 seçimlerinde kendi içinden çıkardığı Akp'nin Amerika ile anlaşarak iktidara gelmesine ses çıkarmamış ve uzunca bir süre politika yürütmemiştir.Yine aldığı dersler sayesinde 28 şubat sürecinde medya ve ekonominin önemini anlamış ve bu açıklarını fazlasıyla kapatmıştır.Şu anki Akp medya olsun, ekonomi olsun Batı dünyası olsun hepsinin desteğini fazlasıyla sağlamıştır.
   Bu desteklerin alınması Rp-Akp'nin artık ülke içersinde tamamiyle tek güç haline geldiğini gösterir mi göstermez mi?
Buna yanıt verebilmek maalesef çok güç ama eski oyuncuların artık güçlü olmadığını görebiliyoruz.Ve geçmişte oyun kuran-oyun kurulan ilişkisinin tam ters düzleme geçtiğini açıkça görebiliyoruz.Ülkemdeki iktidar savaşında dengelerin değişmesi önümüzdeki günleri nasıl etkileyecek hepimiz göreceğiz.Şahsi düşüncem şudur ki; (herhangi bir emare bulunmamasına rağmen) toplumsal hareketle gelmeyen idelojiler eninde sonunda tarihin tozlu sayfalarına gömülecektir.Belki kişisel bir temenni belki görmek istediğim ya da olmasını isteğim bu.
   Sonuç olarak demokrasiyi amaçdan ziyade araç olarak gören, toplumun rant isteğini yerine getiren ama bu zaman diliminde herkese mavi boncuk dağıtırken ülkenin kilit taşlarını yerinden oynatıp gidişatını değitirmeye çalışan bir hareketle karşı karşıyayız.
Birey olarak ülkenin geçmişinden hiçde memnun olmadığımı açıkça beyan etmem şu anki iktidarın yaptıklarını onaylamam anlamına gelmez.Geçmişin yanlışları düzeltilirken üstüne başka yanlışlar inşa edilmesi ne kadar doğrudur siz karar verin...
Diğer Sayfalar: 1.

 

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git