|
|
Tatlı Su MuhalifleriKategori: Türkiye | 4 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 07 Haziran 2009 02:27:31 Yandaş medya ve 'Numaralı Cumhuriyet' taifesi 'gerçek muhalefet' yaptıklarını her fırsatta beyan ediyor. Onlara göre Türkiye yıllardır, özellikle askerlerin ve sivil bürokrasinin baskısı altında 'inim inim' inliyor. Kahraman (!) gazeteciler olarak onlar; kimsenin söyleyemediği, yazamadığı, ima bile edemediği şeyleri yazdıklarına, hatta manşetten verdiklerine inanıyorlar.
TSK başta olmak üzere, Ergenekon sürecini, sivil-asker-terörist ilişkilerini açığa çıkaracak muhalefet kudretinin ancak kendileri gibilerin harcı olduğunu savunuyorlar her fırsatta. Geçen bir kaç yılı göz önüne alırsanız, söylediklerinde küçük bir gerçeklik payı olduğu aşikâr. Özellikle ‘Taraf Gazetesi’ attığı manşetlerle ve konulara yaklaşımıyla, zaman zaman açık yönlendirme yapsa da, sansasyon yaratmayı başarıyor. Peki bu insanlar gerçekten muhalefet yapıyor mu? Bu sorunun cevabı, koca bir ‘Hayır!’ Öncelikle adı geçen gruplar kavramları birbirine karıştırmak, tanımlar uydurmak, garip tabirler kullanmak konularında gösterdikleri başarıları ‘gerçek muhalefet’ yapma konusunda gösteremiyorlar. Onların yaptığı yegâne şey: ‘gürültülü bir –mış gibi muhalefeti!’ Bir başka deyişle, onlar sadece eleştirirmiş gibi, demokratikleşme istermiş gibi yapıyorlar. TSK’dan başlayalım isterseniz. Bir NATO ordusu olarak TSK’ya sallamak, topyekûn ve derinlemesine bir ABD eleştirisi yapmadan ne işe yarar? Sabahtan akşama kadar TSK anti-demokratiktir, TSK darbe yapmak istiyor, TSK Kürt Sorununa şiddetle yaklaşıyor deseniz ne ifade eder? Eğer TSK’nin NATO ya da ABD çıkarlarına karşı duramadığı gerçeğini görmezden gelirseniz; ‘Hiç bir şey!’ TSK’yı darbeci diye eleştirip, darbelerin ardındaki güce, yani ABD’ye “Evet efendim! Tamam efendim!” çekerek muhalefet yapılabilir mi? Çarşaf çarşaf TSK’ya yüklenen gazetelerde bir tane ABD eleştirisi okuyabildiniz mi? ABD’nin özgürlük, demokrasi, adil paylaşım değil; sadece kendi çıkarlarına hizmet edecek hükümetler aradığını duydunuz mu o çok muhalif(!) yazarlardan? ‘Kürt Sorunu’nda mangalda kül bırakmayan, ‘özgürlük, demokrasi, halkların kendi kaderini tayin hakkı’ nutukları çeken adamlardan; ABD’nin kaç kere Kürtleri sattığını, bugünlerde düzenlenmeye çalışılan ‘Kürt Konferansı’nda amacın: Barzani-Talabani çizgisini bölgede hâkim kılarak ABD’nin yüksek çıkarlarının sağlama alınma gayreti olduğunu dinlediniz mi? Aynı gazetelerde ya da yazarların köşelerinde gördünüz mü tek bir ‘Cemaat’ eleştirisi? Hadi bunlar ağır konular diyelim! Peki bugüne kadar kendilerini ‘en baba muhalif’, demokrat, özgürlükçü diye pazarlayan adamlardan ya da gazetelerinden, işverenlerin huzurunu kaçıracak, onların para kaybetmesine sebep olacak bir küçük haber, yorum okuyabildiniz mi? Açlığa, susuzluğa, yalnızlığa itilen milyonlarca işsizin ya da işini kaybetmek üzere olan insanlarımızın neden bu kadar örgütsüz ve çaresiz bırakıldıklarına dair bir şeyler öğrenebildiniz mi ‘kabadayı’ köşe yazarlarından? Ben size söyleyeyim, “Boşuna beklemeyin!” Muhalefet adı altında egemenlerin sözcülüğünü yapanlardan olsa olsa ‘tatlı su muhalifi’ olur! Onlar olsa olsa ‘gölgelerle’ savaşırlar ama asla ‘gerçek muhalefet’ yapamazlar. Çünkü muhalefet; düzenin tekerine çomak sokmakla, acımasız, fırsatçı işverenden hesap sormakla, işbirlikçinin iplerini ortalığa saçmakla olur. Muhalefet ezilenler için zalime karşı, adı her ne olursa olsun, mücadele bayrağını yükseltmekle; haksızın karşısına hiçbir ayırım gözetmeden sadece ‘adalet’ için, ‘hak’ için dikilmekle olur. Ve bunları yapabilecek ‘yürek’, ‘gürültücü tatlı su muhaliflerinin’ bir tanesinde bile yoktur!
Yorumlarfatihcan
{ 11 Haziran 2009 07:54:12 }
Demokrasinin hiçbir zaman uğramadığı güzel ülkemde her olayın ve her konunun sululaştırıldığı gibi muhalefetten tutunda siyaset, medya, savunma politikaları ve yargı politikilarıda olabildiğince sululaştırılmıştır.Buna toplumsal bir teşhis koyacak bir bilim kanımca henüz yoktur.Ülkemde ilişkilerin ve politikların içinde var olan birinci unsur varoluştur.Şu anda ülkemin gündemiminde başrolde olan veya yan rolleri kapmış bulunan siyaset, yargı, medya üçgeninde yer alan ve tabiri caizse büyük bir tiyatro eserinde(bir yönetmen gözetiminde!) rol alan oyuncularının hepsinin varoluş temeli oynadıkları rollerdir.Rollerin dışına çıktıkları anda sudan çıkmış balık olurlar.Örnek mi; Ahmet Altan.Bundan yakın bir süre öncesine kadar Ahmet Altan Türk edebiyatının roman yazarı, kadın ruhunun derinliklerine inen romantik yazar sıfatıyla anılan bir şahsiyetti.Fakat ülkemde böyle bir sıfatın toplumsal düzende bir faydası olmadığını tabiri caizse kimsenin takmadığını görünce Açık Toplum hareketinin Türkiye'deki temsilciliğine soyunup ülkemin en sert muhalifi tavırlarında bir rol buldu kendine bu oyunda.Aynı şekilde şu anki siyasi partilerin hemen hemen tamamı ve medyada aynı düzen söz konusu tabi.Bu oyundakilerden herhangi birini alın ve başka rol verin bakalım ne hale gelecekler.Örneğin bağımsız ve özgür Türkiye'nin siyasetini veya medyasını yapmalrını isteyin bağlı bulundukları ajanslar ve gözetiminde oldukları yönetmenler tarafından anında kapı önüne konulacaklardır.Ülkemde tüm ilişkiler ve politikalar bu düzlemde yürüdüğü için ülkem hiç bir zaman bağımsız, özgür ve demokratik olamadı.Tarihte güçlü olduğu dönemler olmuş olabilir.Ama demokrasi ve özgürlükmü hadi canım sende bu halkın neyine.eğitimsiz ve popüler kültürlerle uyutulmuş bu halk dört yıldan dört yıla sandık başına gitsin yeter.Dün iki gazetede iki manşet.''Türkiye'de 22.000 kişinin bankada 1.000.000 usd ve üzeri parası varmış.Bankalar bu şahsiyetlere özel imkanlar ve özel kampanyalar danışmanlar sağlıyormuş.Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.ZEnginden al fakire ver ama tabi birazda bankalar kazanmalı ne kadarmı yıllık bilançolara bakın anlarsınız.Ortada meta üretimi olmadan para satarak ne karlar kazanılıyor ve bu karlar sokaktaki hangi şahısların cebinden çıkıyor hepimiz biliyoruz.Bunları okuyunca Acaba diyorum Robin Hood'da mı tefeciydi.VE diğer haber yandaş medyadan.''Kirli Ticaret''İçerikse şöyle Efes Pilsen yani Anadolu Grubu alkol satışının yanında Anadolu Sağlık Merkezinde alkol bağımlılığı tedavisi yapıyormuş.Tabiki bu ticareti savunacak değilim ama anladığım kadarıyla Tuncay Özilhan iktidarın hareketlerini onaylamadıki haber yapılmış.Daha da ilginci ülkemdeki insanları önce yoksullaştırp sadaka kültürüne alıştırıp sadaka vererek şirin gözüküp iyilik meleği kesilenler bu arkadaşların gözünden kaçmış galiba.Ve dün izlediğim Köstebek (Al Pacino Ve Russel Crow) filminden bir alıntı''Basın onlara sahip olanlar için özgürlüktür''.Film demişken Nuri Bilge Ceylan ülkem için teşhisi zaten koymuştu.''Yalnız ve güzel ülkeme''
fatih can
{ 10 Haziran 2009 09:24:42 }
Tayfun kardeş olay ülkemde o hale gelmişki sokakta yaşayan halkım ayrı bir Türkiye yaşıyor, ülkemi idare ettiğini söyleyan ama daha hizadan çıkmasını bile beceremeyen sözde siyasetçiler ve politikacılar ahkam kesenlere ya da aslında ahmak kesilenler ayrı bir Türkiye'de yaşıyor.Sabah bir gazetenin manşeti dikkatimi çekti.''Türkiye'nin gelirini 22.000 aile paylaşıyor''.İçerikse şöyle; Bankalarda 1.000.000 USD ve üzerinde parası olan 22.000 kişi varmış ve bankalar bunlara özel hizmetler ve özel bankacılık hizmetleri, indirimler sağlıyormuş.Ne de olsa haklılar.22.000 kişiden yüksek faiz oranları ile alınan paralar yine yüksek faiz oranları ile sokaktaki halkıma satılıyor.Bu şahsiyetlere tabiki iyi davranılacak.Yine başka bir gazete manşeti ''Kirli ticaret''.İçerik; Anadolu grubu Efes Pilsen ile alkol satışı yaparken diğer taraftanda Anadolu Sağlık Merkezinde alkol tedavisi uyguluyormuş.Gazete ise iktidar yanaşması ve beslemesi olan bir gazete.Ama gazeteye sormak lazım bu halkı önce yoksullaştırıp sonra sadaka kültürüne alıştıran ama kendileri sırça saraylarda yaşayan ve kapalı kapılar ardında İsrail'e Abd'ye halk adına Türkiye adına sözler ve ödünler veren acaba Patagonyadakilermi.Komik hatta komik ötesi.Ülkemde bütün işleyiş ve şema oldum olası bir zümre tarafından idare edildi.Arkasına aldıkları güç kimse onun hizmetinde çalıştı herkes.Ayrım yapmıyorum bunun içinde Dp, Chp, Akp, Mhp ...v.s. hepsi vardı.Bir ara halk adına bir şeyler yapmak isteyen içten ve samimi birileri vardı.Onlarıda kısa sürede idama gönderdiler zaten.Kusura bakmayın dağınık ve bozuk yazıyorum.Doğaçlama ve içimdeki öfkeden dolayı.Demokrasinin hiçbir zaman uğramadığı ülkemde tahammül etmek cidden çok zor.Yapılanlar, oynanan oyunlar ve gözümüzün içine baka baka söylenen yalanlar büyük bir tiyatro eseri.AKP, TSK, CHP, MHP, TÜSİAD, TOBB, DP,DTP, Hürriyet, Taraf, Sabah,...v.s. sayılanların hepsi tiyatroda bir rol almış oynuyorlar.Biliyorlarki o rol onları bu ülkede sayılan biri yapıyor.Varoluşlarının temeli oynadıkları rolden ileri geliyor.Diyeceksiniz ki hepsini çembere soktun hiçmi iyi ya da düzgün yok.Zaten halkıma verilen şimdiye kadar bu oldu.İyi yoksa kötünün iyisini seç ve sende bir cephe belirle kendine.Bu oyun oynanmaya devam eder ülkemde ama bundan 50 yıl sonra bir başka Nuri Bilge Ceylan ödül aldığı bir yerde yine aynı cümleyi söyler.''GÜZEL ve YALNIZ ÜLKEME''
phoenix
{ 09 Haziran 2009 11:29:27 }
Yazınız olayı fazlasıyla net açıklamış sayın Şahin.Bir de ey Türk Gençliği sizde artık tatlı su muhalifliğini bırakın.Tepkilerinizi daha sert gösterin bu erk'e!!! artık herşeyi demokratikleşme adına bir adım olarak görmekten vazgeçin,biraz okuyun ve vicdanınızla nasıl tepki vereceğiniz konusunu kendinize seslic dile getirin.bırakın bu köşeye sinmiş,herşeye bir bahane bulan tavırlarınızı...bize armağan edilen cumhuriyetin ne hale geldiğini artık görme çabanızı güçlendirin,azamiye çıkarın.yoksa birgün o cumhuriyet gider ve sizlerde bu ülkeden gitmek zorunda kalırsınız.her devrin adamı olmayı bırakın,bukemlamun elbilselerinizi çıkarın.adam olun adam!!!
phoenix
{ 09 Haziran 2009 11:24:16 }
Taraf gazetesinin belli hesaplar çerçevesinde Türk medyasında yayına başladığını normal bir okuyucuda rahatlıkla anlayabilir.bu kadar aşikar bir durum varken hala bunlara kulaklarını tıkayıp taraf gazetesinin demokratikleşme yönünde birşeyler söylediğini ifade etmek sanırım ya yalakalıkla ya da iha...le ifade edilebilir.Ergeekon davasındaki hukuk sürecini dikkate almadan,sorumsuzca eleştiri yapan ve insanları hedef gösteren bir gazetenin objektif bakış açısına taraf olduğunu nasıl düşünür insanlar?ey tarf gazetesi seni gerçek demokrasiden,insan haklarından,cumhuriyetten,adamlıktan yana olmaya-taraf olmaya- davet ediyoruz!!!
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|