İçişleri Bakanlığı Denetçisi, bakanlığın sitesinde Deniz Feneri'ni, İslami partileri ve 12 Eylül'ü övdü... İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Dernekler Denetçi Yardımcısı Kemal Çetinkaya, yayımladığı yeterlilik tezinde laiklik konusunda tek parti dönemini eleştirirken "Toplumun dinine karışılmış ve din devlet tarafından şekillendirilmeye çalışılmıştır."
Bu dönem toplumun dinini kendi istediği gibi değil de şartların elverdiğince yaşadığı bir dönem olmuştur” görüşünü savundu. Çetinkaya, tezinde Deniz Feneri Derneği ile Kimse Yok Mu Derneği’nden de “örnek sivil toplum kuruluşları” olarak söz etti.
Denetçi Yardımcısı Çetinkaya’nın 2008 yılında yayımladığı, İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesine de konulan “1980 Sonrası Sivil Toplum” başlıklı tezin bazı bölümlerinde şu ifadelere yer verildi:
İSLAMİ PARTİLER RENK KATTI1950-1980 arası dönemde demokrasinin gelişimi çok partili siyasi yaşama geçilmesiyle sağlanmaya başlandıysa da ülkede demokraside yapılan kesintiler ve 1970 sonrasının kaos ortamından sonra sivil toplumun gelişimi bir nebze olsa da beklenen düzeye gelememiştir. Çok partili hayata geçilmesi sonrası siyasi parti sayısında artışlar olmuş 1970’ler sonrası İslami siyasi partilerin de siyaset sahnesine çıkmasıyla siyasi yelpaze çok renkli hale gelmiştir.
LAİKLİK ELEŞTİSİLaikliğin tanımı gereği devletin dini kendi işlerine karıştırmaması, kendisinin de din işlerine karışmaması gerekirken İslam dininin Hıristiyanlık dininden farklı olması gerekçesiyle toplumun dinine karışılmış ve din devlet tarafından şekillendirilmeye çalışılmıştır. Bu dönem (tek parti dönemi) toplumun dinini kendi istediği gibi değil de şartların elverdiğince yaşadığı bir dönem olmuştur.
DENİZ FENERİ’NE ÖVGÜ(‘Örnek Sivil Toplum Kuruluşları’ başlığı altında) Ülkemizdeki Kızılay, Türk Hava Kurumu gibi belli başlı köklü derneklerin arasında son zamanlarda iki dernek daha kendine yer etmeye başladı. Bunlar Deniz Feneri Derneği ve Kimse Yok Mu Derneği’dir. Bu dernekler ülkemizdeki sivil topluma yeni bir dinamizm getirmişler ve halkla sivil toplumun kaynaşmasında etkili olmuşlardır. Sivil toplum imajını halkımızın zihninde yeniden oluşturmuşlar ve özellikle televizyonlarda yaptıkları programlarla halkımıza yaptıkları yardımın kimlere ve hangi şartlarda gittiğini yardım yapılanları rencide etmeden, kırmadan dökmeden, en güzel bir şekilde göstermişler ve halkın güvenine mazhar olmuşlardır. Örnek gösterilen bu iki derneğin ortaya çıkardığı durumlardan birisi de sivil toplum kuruluşları ne kadar şeffaf olursa ve bağışçılarını bağışlarının nasıl değerlendirildiğinden haberdar ederse halkın güvenini ve sempatisini de o ölçüde kazanacaklarıdır.
DARBE YORUMU1970 sonrası dönemde ülkede artan şiddet olayları ve kamplaşmalar 1980 darbesiyle sonuçlanmıştır. Darbe ülkedeki kara bulutları dağıtmış ve akan kardeş kanı durmuştur.
Alican ULUDAĞ / CUMHURİYET
İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı Dernekler Denetçi Yardımcısı Kemal Çetinkaya'nın tezinin tamamı için tıklayın. (PDF)