|
|
Yeni Amerikan YüzyılıKategori: Dünya | 2 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 31 Mayıs 2009 07:25:53 Jeb Bush, Dick Cheney, Francis Fukuyama, Donal Kagan, Donald Rumsfeld, Paul Wolfowitz ve daha nice isimler. Yukarıda adı geçen şahıslar, pek çoğumuzun hatırlayacağı üzere, George W.Bush döneminin etkin politikacıları ya da akademisyenleri. Onları bir araya getirense 1997 yılında kurulan 'Project For New American Century' isimli bir sivil toplum örgütü ya da düşünce kuruluşu.
Söz konusu kurum Haziran 97’de yayınladığı ‘İlkeler Bildirisinde’ kısaca Amerika’nın ‘Dünya Liderliği’ni devam ettirmesi gereğinden ve görevinden bahsettikten sonra elde ettikleri sonuçları şöyle ortaya koymuşlar:
Gördüğünüz gibi Amerika’nın ‘Dünya Egemenliği’ni devam ettirmesi için yapılması gerekenleri kendi görüşlerine göre dile getirmiş bu insanlar. Ne tesadüftür ki, 2000 yılında Al Gore’a karşı seçime giren George W.Bush’un günlerce tartışılan seçim zaferini ilan ettiği eyaletin adı: ‘Florida’. Bu eyaletin valisi de Jeb Bush yani Bush’un kardeşi. Elbette, ‘Al Gore ülke çapında daha fazla oy almasına rağmen ayak oyunlarıyla Bush Başkan ilan edildi.’ demek bana düşmez. Ancak 2000 seçimlerinde hile yapıldığı bugün dahi pek çok Amerikalı tarafından dillendiriliyor. O ya da bu şekilde başkan olan Bush çalışma arkadaşları olarak da tahmin edeceğiniz üzere Dick Cheney, Donald Rumsfeld, Paul Wolfovitz gibi politikacıları seçiyor. Tabi ki, Fukuyama, Kagan gibi akademisyenlerin fikri destekleri de kesilmeden devam ediyor. Sonra birdenbire ‘Tarihin en büyük terör saldırısı!’ diye adlandırılan ve küçük Bush’un “Ya bizimlesiniz ya da teröristlerle!” diyerek kükrediği 11 Eylül saldırıları gerçekleşiyor. Gerek olayın planlanış ve icra ediliş şekli, gerekse saldırılardan sonra Amerika’da ve dünyada yaratılan ‘korku iklimi’ hala tartışıldığı için ben burada detayları yazmayacağım. Ancak Pentagon’a çarptığı iddia edilen koskoca bir uçağın duvarda bir kaç metre çapında bir delik açmak dışında hasar yaratmaması hala akıllarda soru işaretleri bırakıyor. Bununla birlikte İkiz Kulelerin sağa sola devrilmeden, gayet nizami şekilde, olduğu yere, çökmesi de bazı bilim adamlarının ve uzmanların kafasını karıştırmış gibi görünüyor. Biz yine de kendimizi ‘komplo teorilerine’(!) fazla kaptırmamak için saldırıları ‘El-Kaide’nin yaptığını ve ABD’de tek bir kişinin bile saldırılardan önceden haberdar olmadığını kabul edelim. Zaten ABD de, bizim gibi, sorumlu olarak El-Kaide isimli; örgüt yapısı, ideolojisi, yönetim birimleri, eylem biçimleri, amaçları tam olarak bilinmeyen bir örgütü suçlu bulmuş olacak ki, Afganistan’a ve Irak’a asker göndermekten çekinmedi. Hatta bunu yaparken Birleşmiş Milletler gibi bir çatı örgütlenmeyi de, argo tabirle, ‘İplemediğini’ gösterdi bütün dünyaya. En nihayetinde 8 yıl ülkesini yönettikten sonra, Bush ve ekibi yerlerine Obama ve ekibini bırakıp siyasetin görünen yüzünden çekildiler. Peki, 1997 yılında yapılmasını gerekli gördükleri ve beyan ettikleri maddeler ne oldu? Görülen o ki, geçen süre zarfında ABD ordusu neredeyse sınırsız bütçeyle kendini yeniledi, geliştirdi. ABD tüm dünyayı ‘bizden ve onlardan’ diye ayırmakla kalmadı ‘Şer Ekseni’, ‘Terörist Devletler’ gibi kavramlar da üretti. İşgal ettiği Afganistan ve Irak’a sözde demokrasi ve özgürlük getirirken, dünyanın en önemli enerji bölgelerine de yerleşmiş oldu. Bir başka deyişle Bush ve ekibi hedefledikleri şeylere bir bir ulaştılar. Yarınlarda 21.yüzyılın Amerikan yüzyılı olup olmayacağını daha net bir biçimde göreceğiz ama sonuç ne olursa olsun, 22.yüzyılın başında yazı yazan araştırmacılar “Amerika’nın egemenliği için projesi olan ve uygulamaya çalışan insanların var olduğunu.“ yazacaklardır. Belki de o zaman, bugün pek çok insanın nefret ettiği George Bush “Tarih yazan büyük başkan.” olarak anılacak. Meselenin bir de Türkiye ayağı var tabi! Neredeyse Bush’la aynı dönemde iktidara getirilen AKP ve Genel Başkanı acaba nasıl anılacak gelecekte? Bir kurtarıcı olarak mı? Ülkesine refah getiren bir ekonomi dehası olarak mı? Türkiye’nin çıkarları için yaptığı derin planları tek tek hayata geçiren bir büyük stratejist olarak mı? Yoksa ‘Amerikan Yüzyılında’ rolünü oynayan bir figüran olarak mı?
Yorumlarfatih can
{ 05 Haziran 2009 17:04:48 }
Tayfun kardeş Amerika'nın dünya ile ilgili tespitlerin gayet yerinde.Akp ile ilgili tespitlerine ise katılmıyorum.Akp şu anda Türkiye'de Amerika'nın politikalarını uygulumasının yanında kendi idelojik geleceği için gerekli zemini hazırlamakla meşgul.İlk geldikleri günlerde AB yanlısı politikalarla nasıl bizdeki liberalleri arkasına alıp tek parti gücünü sonuna kadar kullanarak bürokrasinin içersine yerleştilerse şu andada Amerikancı politikilarla yargının içine yerleşmeye çalışıyorlar.Devletin savunma mekanizması olan derin devlette bu süreçte ABD'nin izni ile yavaş yavaş ortadan kaldırılıyor.Zira derin kısmımız son zamanlarda Rusya ve Almanya'ya biraz fazla kaymıştı.Ülke içinde bir güç savaşı yaşanıyor.Avrupa Rusya ve ABD üçgeni içinde kalan bir Türkiye izlenimi var ortada.Fakat İran örneğini hatırlatmak isterim herkese.Solun ve Humeyninin yaptığı devrimin ardından yaşananlar tarihin sayfaları arasında hala duruyor.Ordu içindeki Rusya yanlıları yavaş yavaş TSK izni ile temizlenirken Almanya medya gücünü kullanarak(Doğan Grubu) Akpyi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.Akpde cevabını arkasına Amerika ve İsrail'in gücünü alarak değişik yollarla veriyor.(Ergenekon).İşin sonunda ülkenin düşünsel dönüşümüne bakıldığında geriye gidiş göreceğiz önümüzdeki süreçte tahminimce.Taraf olanlar olabilitr ülkemde bu güç savaşının(taraf gazetesi-Soros)Fakat bu savaşın bana fayda getirmediği aşikar.Kendi yurdumda sürgün bir yaşam çekmek zorundayım birçokları gibi.Sistemin beni günlük sıkıntılar içersinde getireceği nokta belli.Ya da bir çok arkadaşım gibi yurdumdan uzakta bir şeyler yaşayacağım.Düşünce anlamında fikir anlamında üretmek için bu ülkeden uzaklaşmayı benimsetiyorlar bu ülkede.Nefes aldırmıyorlar.....
veysel
{ 04 Haziran 2009 16:53:16 }
sence basrolunu amerika ve israilin oynadıgı bu oyunun biz tam neresindeyiz. ara sıra yazılarını takip ederim ben gorusmek dilegiile
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|