|
|
Ahmet Altan Amca!Kategori: Türkiye | 1 Yorum | Yazan: Tayfun Şahin | 03 Mayıs 2009 19:33:17 Altan kardeşlerden Ahmet Amca'nın yazılarını okuyan var mı aranızda? Ben onun sıkı takipçilerinden birisiyim açıkçası. Romancılığının etkisiyle olsa gerek, oldukça akıcı yazılar yazıyor Ahmet Amca. Sözünü de esirgemiyor(!) doğrusu.
Kürt meselesinde en sert açıklamalardan, Kuzey Irak’la ilgili söylemlerine; Türkiye’nin üniter yapısından, demokrasiye ve Ergenekon’a ya da derin devlet sürecine kadar her konuda yazıyor durmadan. Dili kıvrak olduğu kadar tehlikeli de Ahmet Altan’ın. Meydan okuyor, hesap soruyor, durmadan ‘biz’ ve ‘onlar’ tanımları yaparak hem kendisini hem de rakiplerini kategorize ediyor, teoriler yaratıyor, yargılıyor, hatta bazen cezayı da kesiyor siyasi rakiplerine. Ee! Böylesine renkli olunca bir yazar, doğal olarak, sevenleri de, destekçileri de artıyor. Ahmet Amca çok önemsemez belki ama ben onu destekleyenlerden değilim. Çünkü Ahmet Altan Batı’nın üstünlüğünü kabul etmiş bir yazar. Durun hemen kızmayın. Bunu söyleyen bizzat Ahmet Amca! Bakın 07/04/2009 tarihli ‘Elhamdülillah laikiz…’ isimli yazısında neler söylemiş: “Güney Kore’nin en büyük özelliği, komünist Kuzey Kore’nin komşusu olmasıydı. Batı, aynı ülkenin “komünizmi” seçen parçasıyla, “kapitalizmi” seçen parçası arasındaki farkı bütün dünyaya göstermek, kapitalizmin “üstünlüğünü” Güney Kore üstünden kanıtlamak için harekete geçti. 1950’li yıllarda bir çöplük olan Güney Kore, “kapitalizmi seçen fakir ülkenin” nasıl zenginleştiğinin gösterilmesi için bir “model” olarak kullanıldı. Kapitalist Batı bu “modelle” övündü. Güney Kore bu sayede zenginleşti. Şimdi buna benzer bir “kader” Türkiye için hazırlanıyor.” Gördüğünüz üzere Güney Kore isimli bir devlet ve orada yaşayan insanlar varmış ama onların bu hayattaki rolü Ahmet Amca’ya göre ‘etkisiz eleman’ olarak yaşamakmış. Bir gün komünizme ders vermek istemiş batı ve böylece, ‘çöplük’ olan Güney Kore’yi zenginleştirivermiş. Şimdi de benzer bir kader Türkiye’yi bekliyormuş. Bakalım nedenmiş? “Artık Amerika ve Batı dünyası “medeniyetler çatışması”nın sürmesini istemiyor. Bütün dinlerin ve ırkların birarada barış içinde varolacağı yeni bir dönem başlatıyorlar. Türkiye de bu noktada önem kazanıyor işte. Çünkü Türkiye, yeryüzünün hem laik, hem kör topal demokrat, hem terörü desteklemeyen, hem de Müslüman olan tek ülkesi. Bugün Türkiye, çevresindeki bütün ülkelerden daha “kıymetli” Batı için. Bu nedenle de anlaşılan “model” olarak seçildi. Benim anlayabildiğim kadarıyla, Batı dünyası, özellikle de Amerika, bütün İslam âlemine, “laikliği, demokrasiyi” benimsemiş bir Müslüman ülkenin ne kadar başarılı ve zengin olabileceğini Türkiye üstünden kanıtlamak istiyor.” Neymiş? Amerika ve Batı çatışma yerine barış istemiş! Demişler ki, bize bir örnek gerek ama terörü desteklemesin, kör topal demokrat olsun, hem Müslüman hem de laik olsun. Masaldaki gibi aramışlar taramışlar, dört bir yana haberci salmışlar ve sonunda biri demiş ki: “ Tamamdır abi! Modeli buldum. Adı: Türkiye” Tabi hikâyenin sonunu merak ediyorsunuzdur. Biz nasıl ‘çöplük’ten ‘zengin’liğe geçip, Güney Kore olacağız diye bekliyorsunuz eminim. İşte Ahmet Altan’ın cevabı: “Eğer Türkiye, dünyanın, Obama’nın ziyaretinde billurlaşan mesajlarını iyi anlarsa ve gereğini yaparsa... Kürt sorununu barış içinde adaletli bir şekilde çözerse, Ermeni sorununu, bu sorunu tabulaştırmadan, gerçekleri görerek aşabilirse, dindarlarının “inanç özgürlüğüne” sahip çıkarsa, azınlıkların haklarını kabul ederse, gerçek bir laikliği sürdürürse... Mutlu ve zengin bir ülke olmak için her türlü desteği bulacağız. Tarih, bize büyük bir imkân sunuyor. “Makûs talihimizi” yenebileceğimiz bir fırsat bu. Eğer, dünyanın, tarihin ve çağın bizden istediklerini gerçekleştirmenin bizim yararımıza olduğunu anlayabilir ve bunları gerçekleştirecek enerjiyi gösterebilirsek, çok kısa bir süre sonra, bugüne dek hiç bilmediğimiz bir huzurun ve refahın içinde yaşayacağız.” Gördüğünüz gibi Altan Amca işi çözmüş! O kıvrak üslubuyla da anlatmış hepimize huzurun ve refahın yolunu. Mutlu ve zengin bir ülke olmak için ‘Batının’ sözünü dinlemek yeterli olacakmış. Açıkçası ben bu kadar güzel bir ‘teslimiyet yazısı’ yazamazdım. Meğerse Ahmet Amca koca koca lafları, o sert yazıları sadece ‘mutlu ve zengin’ bir ülke olmamızı isteyen(!) ‘batılı amcalar’ için kaleme alıyormuş. Aslında Türkiye’de yaşayanların hiç bir önemi yokmuş bu dünyada. Türklerin ya da Kürtlerin talepleri, azınlıkların meseleleri yokmuş. Biz sanal bir ortamda ‘siyasetçilik oynuyormuşuz’ anlayacağınız. Ne kadar uğraşırsak uğrasalım, ‘Makûs Talihimizi’ değiştirme şansı elimizde değilmiş! Çünkü ‘çöplük’ten zengin bir Güney Kore yaratan ‘Batı’ istediği ülkeye istediği rolü yazarmış. Tam bağımsızlık, millet iradesi, egemenlik, hukuk sistemi, ulusal çıkarlar, demokratikleşme gibi kavramlar yokmuş! Ben kendi adıma, ülkemin başkalarının yazdığı planların figüranı olmasını, sonu zenginlik de olsa, reddettiğim gibi bütün bunları yazan Ahmet Altan’ın ‘demokrat’lığı kimseye bırakmamasını da kabul edemiyorum. Ve buradan kendisine sormak istiyorum: “Sen buna “demokratlık” mı diyorsun, sen buna “sanatçılık” mı diyorsun, sen buna “özgürlük“ mü diyorsun? Bunlar “demokratlıksa’, “rezillik” nedir be amca, işbirlikçilik nedir, uşaklık nedir?”
YorumlarOrhan Erkardes
{ 10 Mayıs 2009 06:53:36 }
Kalemine saglik Tayfun kardes. Anlayana...
Diğer Sayfalar: 1.
Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|