A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Çimento

Kategori Kategori: Türkiye | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gündoğdu Gencer | 13 Nisan 2009 08:05:33

Yerel seçimler bence Erdoğan'ın yenilgisiyle değil, yanılgısıyla hatırlanacak. Müslümanlığın Türkiye insanlarını birleştiren çimento olacağını umarken, etnik kimliğin Müslümanlıktan daha yapışkan bir çimento olduğunu görmüş oldu. Böylelikle sosyalist hareket içinde 60'ların sonlarından başlayan ve izlerine bugün halâ rastladığımız bir stratejik yanılgıya ortak oldu.

Mitlerle yoğrulan, mitlerle ayakta kalan ve mitleri kullanan AKP’nin ve Başbakan Erdoğan’ın böylesi bir yanılgıya düşmesine şaşmamak gerek. Peki, Türkiye solunun yanılgıssı? 
 
Sosyalist kuram herşeyden önce toplumun, toplum içindeki üretim ilişkilerinin ve buna kopmaz bağlarla bağlı olan toplumsal ilişkilerin analizinden geçer.  Türkiye solu, emeğin sermaye ile olan çatışmasının, bu temel çelişkinin öne geçeceğinden, emekçileri birbirine bağlayacak çimentonun bu olacağından hareket etmişti.  Ve bu bağlamda ırk, etnik kimlik ve dinin belirleyici olmayacağından yola çıkarak Türkiye’deki tüm emekçilerin ve bu arada da Kürt emekçilerin haklarını savunur olmuştu.  Oysa Türkiye’nin toplumsal yapısına baktığımızda genelde tarım toplumundan (montaj sanayii bile olsa) sanayi toplumuna geçiş sürecinde olan bir toplum karşımıza çıkmaktaydı. 
 
Doğu Anadolu’da ise tarım toplumundan tarihsel olarak bir adım daha geride olan aşiret toplumu vardı.  Ve sosyalist hareket bilmeliydi ki aşiret toplumu ve aşiret toplumunun değerleri, din, mezhep, ırk, etnik kimlik gibi öğeleri bir yana itip emekçiler olarak insanların bir araya gelmesi, birlikte hareket etmesi, âdil bir sosyalist düzen kurulması yolunda mücadele etmesi için çok çorak bir topraktı.  Bu topraklarda emekçilerin kardeşliği temelinde etnik farklılıkları geride bırakıp birlikte hareket etmek yaklaşımı yeşeremez, boy atamazdı.
 
Geçtiğimiz yerel seçimlerde, elbette yerel etmenler rol oynadı, yerel adayların kimlikleri de önemliydi.  Ama bu yerel seçimleri AKP yönetimi hakkında bir referanduma dönüştüren Başbakan Erdoğan, dinin ve Kürt sorunu hakkındaki olumlu yaklaşımlarının güneydoğuyu AKP’ye kazandıracağını sanıyordu.  Fena halde yanıldı. 
 
Aşiret kültürü içinde nasıl 60’larda ve 70’lerde solun yaklaşımları etkili olamamış idiyse, Erdoğan’ın yaklaşımları da ırk kayasına toslayarak fena halde battı.  Erdoğan Kürt değildi ve aşiret kültürü içinde yalnızca bu gerçek konuyu belirlemeye yeterliydi.
1980 darbesi ve ardında gelen Özal “devrimi”nin cirit attığı günlerde doğanlar bugün 30’larına merdiven dayadı.  Buna devrim demem boşuna değil.  Özal’a gelinceye kadar gerek kendine “ülkücü” adını yakıştıranlar, gerekse kendisine “devrimci” diyen sosyalistler Türkiye’deki düzen üzerine kafa yorup daha iyi bir düzenin nasıl olabileceğini bazan tartışarak, bazan birbirlerini vurup öldürerek gündemde tutuyorlardı. 
 
Her ne kadar “ülkücü” hareket gırtlağına kadar vahşete batmış, katliamlar düzenleyen ve düzenin (isterseniz buna “derin devlet” deyin) manipüle ettiği bir hareket olmuş idiyse de neferleri daha iyi bir Türkiye için çarpıştıkları inancı içindeydiler.  Özal “devrimi” iki şey yaptı.  Birincisi ülke düzeyinde devletin başrol oynadığı bir karma ekonomi düzeninden “kovboy kapitalizmi”ne geçişin temellerini attı.  Öte yandan da bu azgın kapitalist düzen içinde bireyin rolünü “gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” ve “gemisini yürüten kaptan” çizgisine sokmayı başardı. 
 
Bugün Türkiye’de her köşe başında mantar gibi türeyen “üniversiteler” işini yapmayı pek iyi bilen, bu işini düzen içinde “köşeyi dönmek” için en iyi ne biçimde kullanabileceğine kafa yoran “teknokratlar” yetiştirmeye başladı.  “Adam kayırma” artık bir istisna olmaktan çıktı, iktidar, şu ya da bu grubun, tarikatın veya “holding”in adamlarını kilit noktalara getirmesi için gerekli olan bir araç haline geldi.  Özal bunları yaparken aşiret kültürünü gözardı eden Türkiye solu Kürt hareketine yanaştı ve PKK ilk kuruluş yıllarında sol bir nitelik taşımaktaydı.  Bazılarının iddia ettiği gibi MİT ajanı olsun, olmasın, Abdullah Öcalan önce bu solu örgütüne çekti, sonra da acımasızca tasfiye etti ve PKK tam anlamıyla ırkçı bir terörist örgüt niteliğine büründü. 
 
Sovyetlerin iflâsı da buna ivme kattı. 
 
Aşiret kültürünü iyi bilen ve tam bir aşiret reisi gibi davranan Öcalan bu kültür içinde ne yapsa takipçileri tarafından “önderlik ne yapsa haklıdır” ya da “mutlaka bir bildiği vardır” biçiminde nitelendirilerek kahramanlaştırılmaya devam edildi.
 
1965 seçimlerinde %2,97 oy alan sosyalist hareket, 2009 yerel seçimlerinde (EMEP, İP, ÖDP ve TKP toplam olarak) %0,72 oy aldı.  Sol her zamanki kısır tartışmaların girdabında kendi kuyruğunu kovalarken, Kürt milliyetçi hareketinin temsilcisi DTP %5,51 oy aldı.  MHP’nin ortaya yanaşmasıyla aşırı sağda kendi başına kalan BBP ise %2,23 oy aldı.
 
Bir süre önce SBS’te Kayseri’deki gelişmeleri konu alan bir belgeselde dinci bir iş adamı çok doğru ve açık olarak “paranın dini, milliyeti yoktur” diyor ve Özal’ı gönendirecek biçimde tek hedefin “para yapmak” (dikkatinizi çekerim “para kazanmak” değil, “para yapmak”) olduğunu söylüyordu.  Özal’ın Türkiye’yi “depolitize” etme girişimi meyvelerini veriyordu ve AKP yönetimi de Özal’ın diktiği ağaca bol gübre verdi.  DTP’nin Güneydoğu Anadolu dışında pek bir yerlerde başarı gösterememesi de (Özal’ın hakkını yememek gerekir) yine bu meyvelerden birisi oldu. 
 
Bugün Kürt kökenli nüfusun en yoğun olduğu kent olan Istanbul’da milliyetçi Kürt hareketi pek başarılı olamadı.  Aşiret toplumundan ve kültüründen kopmuş ya da kopmaya başlayan ve harıl harıl para yapmakla meşgul olan Kürt kökenli vatandaşların gündeminde Kürt kimliği öne çıkmadı.  Ömrümüz yeterse, bugün para olan çimentonun yarın ne olacağını hep birlikte göreceğiz.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 2 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git