Ayşe Arman'ın Leyla T. rumuzlu 36 yaşındaki bir reklamcıyla yaptığı röportajı yayınladı. Ayşe Arman, Hürriyet'in bugünkü Cumartesi ekinde tam adını vermediği ama New York'ta yaşadığını belirttiği Leyla T. rumuzlu 36 yaşındaki bir reklamcıyla yaptığı röportajı yayınladı.
Leyla T., 12 yıl önce tanışıp aşık olduğu bir Türk ressamıyla evlenmiş ve New York’a yerleşmiş. Evliliklerinin üçüncü yılında bir oğulları olmuş.
Ancak bu mutlulukları çok uzun sürmemiş. Çünkü kocası, Fethullah Gülen cemaatiyle tanıştıktan sonra inanılmaz bir değişim geçirmiş.
İşte Leyla T.’nin “Fethullahçılar” diye söz ettiği cemaatin propaganda faaliyetleriyle ilgili anlattıklardan bazı satırbaşları:
…Kocam bana kalkıp, "Atatürk alfabeyi niye değiştirdi?" diyor, "Bütün devrimleri neden tepeden inme yaptı, halk hazır değildi." Sinir oluyorum. Çünkü evimde bu tür şeyleri tartışmak istemiyorum.
…Bizim oturduğumuz yerdeki derneğin ismi Tamef. 25 yaşlarında üniversite mezunu çocuklar çalışıyor. Hepsi eğitimli, İngilizceleri de çok iyi. Oğlum yaşındaki çocuklara yöneliyorlar...
…Forma veriyorlar, futbol oynattırıyorlar, yaz kamplarına götürüyorlar. E tabii 9- 10 yaşındaki çocuklar bu tür faaliyetlere deliriyor. New York dışında, 15 gün orman içinde kamp. Çocuğun umurumda değil Fethullah’ın kampı olması, gitmek istiyor. Benim oğluma da kafayı taktılar. Formalar, eşofmanlar, çantalar. Kesinlikle "Hayır!" dedim.
…Neden dünyanın her yerinde okullar açıyorlar, neden küçücük çocukları topluyorlar, dini eğitim veriyorlar... o okullara devam edenleri gördüm. Bir arkadaşımın çok yaramaz bir oğlu vardı, Brooklyn’deki okula gitti, şimdi beyni alınmış gibi, karşılaştığı her büyüğün elini öpmeye çalışıyor. Tuhaf bir çocuk yarattılar, sanki çocuk değil, makine.
…İnanılmaz organizasyonlar yapıyorlar. Central Park’ta Türk günü yaptılar mesela. Nereden buluyorlar o parayı? Türk hükümetinden fon aldıkları doğru mu? Ben öyle Türk günü de istemiyorum. Bütün kadınlar kapalı. Türklük bu mu? Türk günü yapmak onlara mı kaldı? Her yerde niye karşımıza çıkıyorlar? Hani insan, "Ya çocuğumun uyuşturucu kullanan arkadaşları olursa, çocuğuma musallat olurlarsa" diye korkar ya, benimki de o hesap. Resmen uyuşturucudan beterler. Eve telefon açıyorlar, "Leyla Hanım, bilmem nerede kurban kesilecek, bize yardım etmek ister misiniz?" diyorlar. "Hayır!" diyorum, "Bize katılmak ister misiniz, hayır işi yapacağız?" "Hayır" diyorum, "Niye öyle diyorsunuz, gelin tanışalım, sizi ağırlayalım, bizi yakından tanıyın" diyorlar. Yine "Hayır!" diyorum. İnanılmaz yüzsüzler, hiç yılmıyorlar. Sinir bozucu olan da şu: Hep terbiye sınırındalar.
Ve Leyla T. Yaşadığı bütün bu tecrübelerden sonra şunu söylüyor:
"Kocamı Fethullahçılara kaptırdım oğlumu asla vermeyeceğim!”