A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Zifiri karanlık bir gece.....

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 29 Mart 2009 09:20:33

Okuldan kovulan 17 yaşındaki gencin eski okulu basarak 17 kişiyi öldürmesinin yarattığı dehşeti üstümüzden nasıl atacağız? Toplum(lar) bireylere cinnet geçirtiyor. Bu tür olaylara dünyanın her yerinde rastlanıyor. Herkes istediği gibi dehşeti yaşıyor ve yaşatıyor dilerse. Silah da bulabiliyor, her türlü dehşete açık filmi ve oyunu da. Öldürmek oyuna dönüşüyor bir yerde.

Berlin Günceleri 9 -  15 Mart 2009
 
9 Mart, Pazartesi
 
Kulak burun boğaz doktoru burnumu iyice temizliyor.
 
Bir burnum olduğunu fark edeli yaşamımda nasıl bir değişiklik oldu diye düşünmeden yapamıyorum.
 
2 hafta raporluyum, evdeyim.
 
Bu burnumun direğini sızlatmayacak, okulun hiçbir şeyini özemiyorum.
 
 
10 Mart, Salı
 
2. Abdülhamit, çok büyük burunluymuş. Onun için “burun” sözcüğünü yasaklamış. Yine de öyle çok karikatür çizilmiş ki burun üstüne. Sansürü falan kim dinler! Sen misin sözcük yasaklayan! 12 Eylül 1980’den sonra da TRT’de iki yüzden fazla sözcük yasaklanmıştı. Sonra ne oldu? O yasakçı düşüncedekilerin adı bile kalmadı ama o yasaklanan sözcükler hâlâ yaşıyor.
 
Turgut Çeviker’in hazırladığı Burun, Abdülhamit Karikatürleri Antolojisi’ni (1988) karıştırırken bunları da anımsadım.
 
 
11 Mart, Çarşamba
 
Gece, neydi o öyle? Gemi gördüm düşümde yine. Bu çok sık olmaya başladı. Uzaklara gitme isteği mi? Bunalımdan kaçıp kurtulma güdüsü mü? Deniz dalgalı ama nasıl!  Geminin yol almalı olası değil. Yağmur yağıyor ama nasıl yağıyor! Şimşekler çakıp duruyor. Zifiri karanlık bir gece. Ben geminin güvertesinde, daha doğrusu dümeninde (kaptan mıydım yoksa?) önümü görmeye, gemimi kayalara oturtmadan, batırmadan düzlüğe çıkarmaya çalışıyorum. Gemide benden başka kimse görünmüyor. Ya yapayalnızım ya da beni yazgımla bırakıp gitti mürettebat. Korkunun zerresi yok içimde. Ama endişeliyim. Kendimi çıkmazda duyumsuyorum.
 
Sabah uyandığımda bu kadarını anımsayabiliyorum ve gördüğüm rüyadan korkuyorum. Rüyanın kendisinden değil de, yorumundan.
 
Okuldan kovulan 17 yaşındaki gencin eski okulu basarak 17 kişiyi öldürmesinin yarattığı dehşeti üstümüzden nasıl atacağız? Toplum(lar) bireylere cinnet geçirtiyor. Bu tür olaylara dünyanın her yerinde rastlanıyor. Herkes istediği gibi dehşeti yaşıyor ve yaşatıyor dilerse. Silah da bulabiliyor, her türlü dehşete açık filmi ve oyunu da. Öldürmek oyuna dönüşüyor bir yerde. Toplumların ufku daraldı. İşsizlik ve geleceksizlik insanları çaresizleştirdikçe intiharlar ve saldırılar da artıyor.
 
Korkumuz iyice büyüdü.
 
Rahime ile dilimiz tutulmuş bir halde oturakaldık.
 
 
12 Mart, Perşembe
 
12 Mart 1971 darbesi yapıldığında ben fakültenin 2. sınıfındaydım. İçeri alınmadım, başıma da bir şey gelmedi ama çok insanın başına çok şey geldi, ne çok gazeteci, yazar, aydın, profesör... içeri alındı, işkence gördü, öldü, öldürüldü, hapsedildi düşüncelerinden dolayı. İktidara karşı olmak ya da eleştirmek neden bu kadar tehlikeli sayılıyor? İktidardakiler neden anlayışla karşılamıyorlar eleştirileri? Olgun değiller de ondan. Eleştirilerden neden ders çıkarmıyor iktidar? Kültür düzeyleri yeterli değil de ondan.
 
Günümüz Türkiye’si de yıllar öncesinin Cadı Kazanı gibi kaynıyor. Avrupalı olmak düşleri hayal olmaya başladı. Ortadoğu toplumu olmaya doğru yelken açtırıldı Türkiye. Bu da daha çok canımız yanacak anlamına geliyor.
 
Doktordan gelirken bunları düşündüm. Burnum üşümesin diye de eldivenimle burnumu kapattım.
 
 
13 Mart, Cuma
 
Kısaca ressam Abuzer Güler’e  gidip geldim. Bana kimi kataloglar verdi. Yürümek iyi geldi. Bu yürüyüş sırasında gördüm pespembe çiçekler açmış ağacı. Bir anda çakılıp kaldım yerime. İçimde güneş doğdu sanki!
 
Onun dışında hep evdeydim.
 
Enis Batur’un Ada Defterleri’ni  (Kırmızı Yay) okuyorum. Yazı geçirdikleri Adalardaki günlerini, masasında yürüyeduran çalışmalarını, dünyaya, şiire, edebiyata ilişkin düşüncelerini ve günlük yaşamını içten bir biçimde okuruylapaylaşıyor, Enis Batur.
Kaptırdım kendimi onun günlüklerine, canım başka bir şey yapmak istemedi, hızla yol alıyorum Ada Defterleri’nde, tadıyla ve düşünerek.
 
 
14 Mart, Cumartesi
 
Rahime’yle Türk marketine gittik uzun bir otobüs yolculuğu yaparak. Otobüsün üst katına oturduk ve çocuklar gibi sevindik önlerde boş koltuk bulmamıza.
 
Pirinç, bulgur, şehriye, nohut, beyaz peynir, maydanoz, kıyma, pirzola, meyve aldık.
 
Azad Ziya Eren’in Özenle Unutulmuş Parçalar’ını (YKY) okuyorum Enis Batur’un Ada Defterleri’ne paralel.
 
Azad, çok geniş bir kültür donanımıyla, tarihsel ve coğrafik zenginlikleri de şiirine katık ediyor. Yırtıcı, ağır ama hoyrat olmayan bir dille yazıyor şiirlerini.
 
 
15 Mart, Pazar
 
Bodrumu düzenledik bugün. Pazar günü yapılacak bir iş değildi ama aradığımızı bulamaz hale gelmiştik. Hele ben bakmam gereken ne kitabı, ne de bir dergiyi bulabiliyordum. Ne çok şey birikmiş atılacak! Eski giysiler, boş kutular, kavanozlar, bozuk aletler... neler neler’...
 
Bavulları çantaları bir düzene soktuk. Atılacakları attım. Eski giysileri de Kızıhaç’ın giysi kutusuna bıraktım. İnsan biriktiren de bir varlık, atmaya kıyamıyor pek çok şeyi.
 
Kullanılmadığı halde bir gün gerekli olur diye bir yığın ıvır zıvır zamanla bir kaos oluşturuyor evde ya da bodrumda. Çöpevlerin nasıl oluştuğunu ve insanın karakterinin bir parçası haline geldiğini daha iyi anlıyorum şimdi. Hafiflediğimizi hissettik ya bu bile önemli.
 
Oysa Pazar günü dinlenmeye ayrılmalı, güzel yemeğe. Bu Pazar da bodruma girmeseydik, başka zaman bulamayacaktık o yığını hafifletmek için. Aşağıya inmeden sebzeli kırmızı mercimek çorbası yapmıştım. Onca yorgunluğun arkasından nasıl da iyi geldi  çorba.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git