|
|
Latin Amerika'da neler oluyor?Kategori: Dünya | 0 Yorum | Yazan: A Yorum | 19 Şubat 2009 07:01:24 Ekvador, ABD Elçiliği'nin birinci sekreteri Marc Sullivan'dan ülkeyi terk etmesini istedi. Sullivan, bu ay Ekvador'dan kovulan ikinci ABD'li diplomat oldu. Ekvador bu konuda yalnız değil.
Ekvador Dışişleri Bakanı Fander Falconí, "ülkenin iç işlerine karıştığı" gerekçesiyle, ABD Elçiliği Birinci Sekreteri Marc Sullivan’ın 48 saat içerisinde ülkeyi terk etmesini istedi. Sullivan, projeleri için polis memurlarını kendisi seçmeye çalışmakla suçlanıyor. ABD Elçiliği sözcüsü, durumu Vaşington’a bildirdiklerini, gelecek talimatları beklediklerini duyurdu. Bakan Falconí, “Bu kararın, uluslararası işbirliğinin tüm ögelerinin şeffaf, açık olması ve resmiyete dökülmüş anlaşmalar üzerinden yürümesi gerektiğini düşünen hükümetimizin tavrının açık bir göstergesi olduğuna inanıyorum” dedi. Sullivan, bu ay içinde ülkeden kovulan ikinci ABD diplomatı oluyor. 8 Şubat’ta, Armando Astorga da, yerel polis projelerine karışması nedeniyle kovulmuştu. ABD’nin göç ve gümrük konularından sorumlu ataşesi olan Astorga, yerel bir yardım projesinde çalışacak polisleri kendisi seçmek istemiş, bu yerine getirilmeyince de yerel polis gücüyle mali bir anlaşmayı iptal etmişti. Astorga, talebi kabul edilmeyince Ekvador’un kaçakçılıkla mücadele polisine verilen yıllık 340 bin dolarlık yardımı askıya almış ve 8 Ocak’ta gönderdiği bir mektupla, Ekvador polisinin, ABD tarafından bağışlanmış olan tüm araç, mobilya, kamera ve telefonları iade etmesini istemişti. Latin Amerika’da ABD’ye karşı gösterilen direncin son dönemdeki cephelerinden biri de diplomasi oldu. Bolivya’da tezgahlanan sivil-faşist darbe girişiminde parmağı bulunan ABD Elçisi, ülkeden kovulmuştu. Venezuela lideri Hugo Chavez de, ülkesindeki hükümet karşıtı hareketle ilişkileri ve darbe girişimine verdiği destek nedeniyle ABD Elçisi'ni ülkeden kovmuştu. 1960’lı yıllardan bu yana, ABD’nin Latin Amerika’da tezgahladığı tüm darbelerde ve yürüttüğü kirli savaşta ABD’li diplomatlar kilit rol üstlenmişlerdi. Ekvador, ABD’nin yalnızca diplomatını kovmakla kalmıyor. Devlet Başkanı Rafael Correa, geçen sene ABD’nin Manta askeri deniz üssünü boşaltmasını da istemişti. 1999 yılında imzalanan bir anlaşma gereği, ABD, bu üssü “anti-narkotik faaliyetler” için 10 yıllığına kiralamıştı. Ekvador, bu sene süresi dolan anlaşmayı uzatmayacağını, ABD’nin üssü boşaltması gerektiğini söylemişti. Manta üssü ABD kullanımına açıldığından bu yana Ekvator halkının tepkisini çekmiş, Kolombiya’da altmış yıldır süren iç savaşı bitirmeye dönük ABD’nin kurguladığı “Kolombiya Planı”nın bir parçası olabileceği şüphesi uyandırmıştı. Denizde ABD’ye kaçakları taşıyan balıkçı teknelerinin üsse bağlı ABD gemilerince vurulması, tepkilerin boyutunu daha da artırmıştı. "Ortadoğu'da Latin Amerika örnek alınabilir" sol.org.tr’in haberine göre Venezuela Komünist Partisi yöneticisi ve Latin Amerika Parlamentosu Milletvekili Carolus Wimmer, Chavez'in yeni partisi PSUV'yi, Obama'nın olası Latin Amerika politikasını değerlendirdi. Venezuela Komünist Partisi Uluslararası İlişkiler Sorumlusu ve Latin Amerika Parlamentosu Milletvekili Carolus Wimmer, Latin Amerika'nın son dönemde yaşadığı dönüşümü, Chavez ve Komünist Parti arasındaki ilişkiyi soL'a değerlendirdi. Komünist Parti'nin Chavez'in kurduğu yeni parti PSUV'ye katılmamasından dolayı Chavez ile yaşanan gerginliğin geride kaldığını vurgulayan Wimmer, şu anda her şeyin yolunda olduğunu ve Chavez'in ülke içinde ve uluslararası alanda büyük değişim yaratan politikalarını desteklemeye devam ettiklerini belirtiyor. Wimmer, PSUV ile ilişkilerinin rekabete dayalı olmadığının da altını çizerek, yeni partiye katılma olasılıklarının var olduğunu söylüyor. VKP'nin Venezula'da devrime öncülük edecek kolektif bir liderliğe hâlâ ihtiyaç duyulduğunu ve devrimci güçlerin bir birlik oluşturması gerektiğini düşündüğünü anlatan Wimmer, bunun yöntemi konusunda daha fazla tartışamaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor. VKP için üç noktanın, program, ideoloji ve örgütün önemine değinen Wimmer şu ana kadar bunların tartışılamadığını ancak referandumun ardından böyle bir tartışmanın gerçekleşebileceğini söylüyor. VKP'nin şu anda ileri sürdüğü birlik önerisinin ise "içinde sadece siyasi partilerin değil, kitle hareketlerinin de, işçilerin, kadınların gençlerin, köylülerin de olacağı bir yurtsever cephe" olduğunu belirtiyor. Latin Amerika Parlamentosu Milletvekili de olan Wimmer, ALBA'nın Latin Amerika için çok önemli bir proje olduğuna dikkat çekiyor. ALBA'nın dayanışmaya dayalı ve kapitalist ilişkilerden tamamen farklı, yeni bir uluslararası ilişkiler anlayışı yarattığını söyleyen Wimmer, ALBA sayesinde Latin Amerika ülkelerinin ABD ve Avrupa ülkeleri ile eşit şartlarda anlaşma yapma olanağına da kavuştuğuna dikkat çekiyor. Wimmer'in ABD'nin yeni başkanı Obama ve onunla birlikte yürütülecek olan Latin Amerika politikasına dair değerlendirmeleri Obama ile tüm dünyada yaratılmaya çalışılan "umut" havasının bir gerçekliği olmadığı yönünde. Obama'nın henüz bir Latin Amerika politikası ortaya koymadığını kaydeden Wimmer, bununla birlikte, "dünya gücü olmayı sürdürmek ve enerji kaynaklarını kontrol etmek için her şeyi yapmaya hazır olan" ABD'nin Latin Amerika politikasında Obama ile iyiye doğru bir değişimin çok zor olduğunu belirtiyor. Obama'nın Latin Amerika'da diplomatik birtakım açılımlar yapması ve daha sofistike yollara başvurması olasılığına karşı da, bunları daha önce denemiş olan ABD Başkanı John F. Kennedy'nin başına gelenleri hatırlatıyor. Wimmer, Ortadoğu'da Gazze saldırıları ile doruğa ulaşan katliamlar ve savaşla ilgili olarak, Latin Amerika'da geçen yıl Ekvador ile Kolombiya arasındaki gerilimin çözümünün örnek alınabileceğini belirtiyor. Ortadoğu'da barışın ancak ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi yabacı güçlerin müdahalesi olmadan gerçekleşebileceğini vurgulayan Wimmer, çözüm için şu örneği veriyor: "Geçen yıl Ekvador ve Kolombiya arasında bir savaş olasılığı vardı. İlk kez tüm Güney Amerika başkanlarının katıldığı bir toplantı gerçekleştirildi. Ve ilk kez ABD katılmadı. Sorun barışçıl yollarla çözüldü. Tüm Latin Amerika başkanları, Kolombiya ve Ekvador arasında barışçıl bir çözüm için oy kullandı. Sadece ABD kabul etmiyorum dedi. Ortadoğu için de benzer bir çözüm gerektiğini düşünüyoruz".
YorumlarHenüz Yorum Yazılmamış Yorum Yazın
|
| Tüm Yazarlar |
|