A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Yurtsuzum ben, ama düşsüz değilim!

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 02 Şubat 2009 03:13:13

Antalya'da bademler çiçek açmak üzeredir. Dışarı baktım pencereden sanki çiçek açmış bademleri görecekmişim gibi. Sokak lambasını ve sokağımızı sarıp sarmalayan kapkalın sis tabakasını görünce, tüylerim diken diken olmadı ama ürperdim. Tevfik Fikret'in 'Sis'i değil bu. Ülkemizi düşününce bir başka türlü ürperiyorum; az önce haberlerde izledim siyasi, ekonomik ortamın nasıl allak bullak olduğunu. Benim gönlüm Türkiye'de, orası ise bir âlem!

Berlin Günceleri 12 – 18 Ocak 2009
 
12 Ocak, Pazartesi
 
Gazze’de savaş devam ederken Louise Glück’ün şu dizelerini nasıl yorumlayacağımı bilemiyorum:
 
“Hatırlatmalıyım size: Her gün
birileri ölüyor. Ve sadece bir başlangıç bu.
Her gün, cenaze olan evlerde, yeni dullar doğuyor,
Yeni yetimler. Elleri kucaklarında oturuyorlar,
Bir yeni başlayan hayatı düşünüyorlar.”
                                                          (Bir Düşlem, Louise Glück)
 
Şiirler yüreğime su serpiyor ama dışardaki savaşlar bitmiyor.
 
 
13 Ocak, Salı
 
Ne zaman ve hangi ortamda kitap düşüncesinin tohumunun beynime ekileceğini bilmiyorum. Daha önce de olmuştu, bugün de oldu.
 
Nur Özalp’taydım. Sanat Dünyamız dergisinde yayımlanacak “Paul Klee’nin Evreni” sergisiyle ilgili yazımın görsel malzemelerini onun bilgisayarı üstünden yolladıktan sonra bazı fotoğraflar gösterdi bana. Türkiye ve burada tek başına ayakta kalabilmiş çarpıcı bir kadının portresini bir çırpıda önüme koyuverdi, Nur. Şimdi 90’lı yaşlarını süren Belkıs’ın hayatını da anlatmaya başladı fotoğrafların yanı sıra. Burnuma kitap kokusu geldi birden. Hemen plan bile yaptık kitap için.
 
Nur, Belkıs’la derinliğine görüşmeler yapacak. Hayatının tüm detaylarından yola çıkarak enfes bir yaşantı kitabı  ortaya koyabiliriz gibime geliyor.
 
Haydi bakalım, al bir heyecan daha!
 
Hölderlin’in şu dört dizesi de Belkıs projesiyle örtüşüyor mu ne?
 
“İyi bir şeydir insanın uzaktan bakabilmesi hayata,
ve anlayabilmesi hayatın  kendini nasıl algıladığını,
Ayakta kalabilen, atıldıktan sonra tehlikenin kollarına,
Fırtınalarda ve rüzgârlarda yolunu bulabilmiş biridir.”
                                                                               (Ruh Huzuru, Hölderlin)
 
 
14 Ocak, Çarşamba
 
Bayram yapsam yeridir bugün.
 
Cumhuriyet ve Radikal Kitap dergileri, geldi.
 
Sözcükler dergisinin 17. sayısı, geldi.
 
Şavkar’ın çevirdiği Yaşlı Gemici (S. T. Coleridge), geldi.
 
İki şiirimin yer aldığı Özgür Edebiyat’ın Ocak-Şubat sayısı, geldi.
 
Enis Batur’un Kulak kitabı, geldi. (Aslında benim kulakla ilgili bir şey yazmam gerekiyordu çınlamadan yakınan biri olarak.)
 
k. İskender’in Rimbaud’ya Akıl Notları, geldi.
 
Dan Franck’ın Bohemler’i, geldi.
 
Bu gece uyku yok bana.
 
 
15 Ocak, Perşembe
 
Bugün de Varlık dergisi geldi. İçim yine ısındı.
 
Kış gidecek gibi görünmüyor ama karın erimesi yine de bahara doğru evrildiğimizi gösteriyor. Gece eksi 2, gündüz de 0 dereceydi. Bu bile sevindirici. Antalya’da bademler çiçek açmak üzeredir. Dışarı baktım pencereden sanki çiçek açmış bademleri görecekmişim gibi. Sokak lambasını ve sokağımızı sarıp sarmalayan kapkalın sis tabakasını görünce, tüylerim diken diken olmadı ama ürperdim. Tevfik Fikret’in “Sis”i değil bu. Ülkemizi düşününce bir başka türlü ürperiyorum; az önce haberlerde izledim siyasi, ekonomik ortamın nasıl allak bullak olduğunu. Benim gönlüm Türkiye’de, orası ise bir âlem!
 
Yurtsuzum ben, ama düşsüz değilim!
 
Umutlarım su koyuvermiş durumda!
 
Hayallerim beni nereye kadar götürecek bakalım?
 
“Saat sarkacının uzun gölgesi
Sonsuz çöl üzerinde gidip geliyordu.
Ve ben, kısa uykumun resmini çiziyordum.
Çölün parla kumları üzerine,
Cehennem sıcağı yudumlamış
Yaşamın bittiği bir uyku.”
                                     (Hatıra, Sohrab Sepehri)
 
 
16 Ocak, Cuma
 
“Çiçeklerin Dili”, yazar sözlüklerinde yer almayan Şinaşi Nahid Berker’in “bir şaheseri”. İlk baskısı 1959’da yapılmış ama ikincisisin tarihi belli değil. Çiçeklerin ne ifade ettiğinin a’dan z’ye bir dökümü yapılmış bu kitapta desem, kitap değil, broşür desem hiç değil, yazı zaten değil, büyükçe bir dosya kâğıdının iç içe katlanmış halinde.
 
Birisine çiçek götüreceksek içerdikleri anlamlara da dikkat etmemiz gerekiyor bir yanlışlık yapmamak için:
 
“Akasya”yla –“Zerafet, hoşa gitmek aruzu, saf aşk”- başlıyor çiçekler arasında yolculuk ve yorumlar.
 
“Adaçiçeği” “sevinç” anlamına gelirken “avcıotu” “acı hatıralar”ı çağrıştırırmış.
 
 “Akdiken” “Ümit” saçarken etrafına, “Ayrıkotu” “sebat” aşılarmış.
 
Birisine “Asma yaprağı”götürmek, onun ”ayyaşlığı”nı yüzüne vurmak anlamına geliyormuş.
 
“Boru çiçeği“ “sana bağlandım” demekmiş.
 
“Gelincik” “teselli”yi içerirken “Glayöl” “randevu” anlamına geliyormuş.
 
 “Gül ıtırı” “şahane aşk” betimlerken  “Leylâk” “dostluk, gençlik” olarak yorumlanıyormuş.
 
“Meryem ana dikeni”, “nefsini feda” etmeyi içerirken “Mine” “kalp huzuru”ymuş.
 
“Sarı gül” “sadakatsizlik” ise “Sinek kapan otu” “sarhoşluk”muş.
 
“Tavşan kulağı” “güzellik”, “Tuna gagası çiçeği” “iyi niyet”miş. “Yonca ağacı”, “kırık kalp”, “Yosun”, “anne sevgisi”ymiş.
 
“Yabani yasemin”, “kardeş sevgisi, “Türüz otu”, “şefkat”i... içeriyormuş.
 
Çiçekler üzerine bu hoş ahkâm kesmeyle oyalandım epeyce.
 
 
17 Ocak, Cumartesi
 
Dağlarca’nın toplu şiirlerinin birinci cildi, tam 1954 sayfa. Otuz yapıtını bir araya getiren bu kitap Dağlarca şiirinin kapılarını alabildiğine açıyor. Onun yapıtlarını topluca bir araya getirmek hiç de kolay değil ama bu zor işi YKY başarmış. Şimdi bana düşen ise, bu yapıtlara sokulmak, sızmak, girmek, onun okyanusunda boğulmadan yüzmek.
 
“Kalemle Kâğıt Arasındaki Mesafe”yi şu dört dizede seriveriyor önümüze bu büyük şair:
 
“Gelmeyen ışıkları beklemek, gölgeleri gibi
İşte benim başımda yaşayan uykum;
İçimde belli belirsiz hisler duyuyorum,
Karanlık sulara düşen çiçek gölgeleri gibi.”
 
 
18 Ocak, Pazar
 
Çocuklara yazdığım şiirleri bastım: Kardeşim Hayat’ı Rahime okudu. Bir iki dizgi yanlışını gösterdi ve bu şiirleri ne zaman yazdığımı sordu. Beğendiğini de söyledi. Onun beğenmesi önemli, çünkü geçerli not almak demek bu.
 
Günlükleri de bastım: “Günü Gününe Günlük,” olacak dosyanın başlığı. Birinci bölüm, “Berlin Günlüğü”, öteki günlükler de “Kardeş Günlükler” başlığıyla ikinci bir bölüm 0oluşturacak dosyada.
 
Bu kadar günlüğün yazılmasına, birikmesine ve Ayorum’da yayımlanmasına şaşırıp kaldım. Sanki ben yazmamışım gibi bu günlükleri, ilgiyle okudum.
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git