Dış politika ve AB: Yerel Seçim yaklaşınca iktidar, bir süredir uyutmuş olduğu AB ile ilişkileri canlandırmaya karar verdi. Tayyip Erdoğan ve yeni müzakereci Egemen Bağış Brüksel'de Komisyona, Parlamentoya ve kanaat önderlerine politikalarını anlatacaklar.Tabii müzakerelerin hangi başlıkta tıkanmış olduğunu hatırlayan varsa. Bu gelişme ayni zamanda Kıbrıs'ın da yeniden tartışma konusu olacağını gösteriyor. PKK saldırısından saldırısına hatırladığımız Kuzey Irak konusu da Talabani'nin içişlerimize karısan açıklamalarından sonra uykuya dalmıştı.
Doğalgaz soygunu: Melih Gökçek'in 300 dolardan sayaç sattığı Ankaralılara aradaki farkı ödeyeceğini vaat ettigi noktada kalmıştık. Bu arada bedava kalitesiz kömür dağitimi yüzünden birçok büyük şehirde hava kirliliği bilimsel verilere göre tehlike sınırını aştı. Başbakan bu konuda haber yapan Akşam gazetesini "azarlamış" ve sahibine gazeteyi kapatmasını söylemişti. Son olarak da Sabah'ın "Doğalgaz faturası asgari ücrete dayandı" haberine kızdı. Ama Çalık'a "gazeteni kapat" demedi.
Saban Dişli olayi: AKP'lı Belediyelerin "imar planı değişikliğiyle adam zengin etme" oyununun ilk halkasıydı. Sorusturmanın ne noktada olduğunu bilen var mı?
Dengir Mir Mehmet Fırat'in naylon faturası: Son olarak bir kamyon şoförü uyuiturucu kaçakçılığından tutuklandıi. Bu olayın da böylece unutturulacağından emin olabiliriz.
2-B: AKP'nin Meclis kanadı, Tapu Yasası'nı sessiz sedasız değiştirdi ve ormanların talan edilmesini öngören ama daha önce Cumhurbaşkanı Sezer engeline takılan 2-B düzenlemesini bir son dakika önergesiyle bu yasa değişikliğine ekleyiverdi. Yasanın Abdullah Gül tarafından onaylanması bekleniyor.
Ballı Takas: Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kiliç'in damadı Mustafa Çubuk, nikah sahidi Bülent Sungur ve nikahi kıyan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, arsa takasında biraraya geldi. Değeri en az 6 milyon lira olan Çankaya'daki arsa bu fiyatın çok altında damat ve arkadaşına verildi.
Seçmen kütükleri : Birçok hukukçu bu kütüklerle yapılacak seçimin saibeli olacağını söylüyor, aldıran yok. Seçmen kütükleri olayı bir "skandal" boyutuna ulaştığı halde, bir yılda "oluşan" 6 milyon seçmeni TÜİK ve AKP'liler dışında kimse savunamıyor ve mantıklı bir zemine oturtamıyor. Öte yandan üç yüksek yargı kurumu arasında krize yol açan "kapatılan beldeler" sorunu da önemini koruyor. Daha önce kapatılan belde belediyeleri Danıştay'a başvurarak seçime katılma haklarını geri alabilecekler.
Bu listede saymayi unuttuğumuz ve gündemden kasıtlı olarak düşürülen bir çok maddeyi siz de ekleyebilirsiniz.
Ancak ortada bir gerçek var: Tayyip Erdoğan kriz yaratan Cumhurbaşkanı seçimi öncesinde adayını bir türlü açıklamamış, "ellerine çelik çomak verdim, oynasın dursunlar" demişti. Böylece gündemden ve gündem değiştirmekten ne anladığını ortaya koymuştu.
O bakımdan Tuncay Güney oyununu da hükümetin giderek yığılan sorunları unutturmak için kullandığı çelik çomak oyunlarından biri sayabilirsiniz.