A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

2008'in En Önemli 10 Bilimsel Gelişmesi

Kategori Kategori: Bilim | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Haberci | 30 Aralık 2008 08:20:07

Süper Kurbağa, Roma'yı sarsıntılar mı yükseltti?, O kadar da değil!, Özgür irademiz için dava artık sona erdi, Son karınca direniyor, Kuantum fiziği 'ürkütücü' hal alıyor, Bir kertenkele ile motosikletin farkı, Alet kullanmak sadece zihnin bir hilesi mi?, En çok hırıldayan solucanı yakalar!, Fizikçiler 'hiçliği' depolamayı başardı...

[10] Süper Kurbağa!

X-MEN hayranlarını mutlu edecek bir haberimiz var: Kahraman Wolverine bir kurbağa olarak hayat buldu!
 
Yüz yıldan daha uzun bir zaman önce bilimciler Arthroleptidae kurbağa ailesinde bazı gizemli kemikler olduğunu gözlemlemişlerdi fakat bunların ne işlev gördüğü hakkında bir fikirleri yoktu. Harvard Üniversitesi’nden biyolog David Blackburn ve ekibi pençe şeklindeki parmak kemiklerinin olduğuna dair daha önceki gözlemlere ek olarak kurbağanın hemen parmak ucunun arkasında kemiksi bir nodül olduğunu belirlediler. Gizlenmiş haldeyken pençelerin kollajen yapıda bir bağ dokusu ile içeri katlanmış bir şekilde nodüle bağlı olduğunu, hayvanın korktuğu ya da kendini tehdit altında hissettiğinde bu bağın açıldığı ve sivri kemik oluşumlarının deriden dışarı çıktığını keşfettiler. Arthroleptidae kurbağa ailesinin neden bazı üyelerinde bu türden bir savunma geliştiği hala gizemini korumaktadır.
 
 
[9] Roma’yı sarsıntılar mı yükseltti?
 
BÜYÜK bir uygarlığın reçetesi nedir? Yeni bir çalışmaya göre tektonik bölgelerdeki deprem riski olan yerleşim alanlarının daha az hareketli kara parçalarına göre büyük medeniyetlerin ortaya çıkmasına daha meyilli olduğu ileri sürülmektedir. Arizona Üniversitesi’nden jeolog Eric Force, tarih derslerinde anlattıkları pek çok uygarlığın tektonik bölgelerde kurulduğunu fark ettiğini söylemektedir. Ardından bu gözleminin sadece bir tesadüf olup olmadığını araştıran Force bu ilişkinin en azından Asya ve Avrupa için mevcut olduğu sonucuna varmıştır. Sonuçlar büyük bir kısmının şans eseri seçilmemiş olduğunu göstermektedir. Eski insanlar deprem, tsunami ve volkanik patlama risklerine rağmen bu bölgelere yakın yerleri seçmektedir. Jeologlar bu bölgelerin zengin su kaynaklarına ya da volkanik oluşumlar nedeniyle verimli topraklara sahip olmasından kaynaklanıyor olabileceğini düşünmektedir. Ancak tek başına bu faktörlerin yeterli olmayacağı öne sürülmektedir.
 
 
[8] O kadar da değil!
 
GENEL olarak düşünüldüğü üzere erkek tavuskuşlarının renkleri karşı cinsi etkilemeye yaramaktadır ve bukalemunlar renklerini çevrelerine uyacak şekilde değiştirmektedir. Fakat artık ikisinin de doğru olmadığı düşünülmektedir. Dişiler erkeklerin renklerine önem vermiyor ve bukalemunlar dikkat çekmek için renklerini değiştiriyor!
 
 
[7] Özgür irademiz için dava artık sona erdi
 
1980’lerde California Üniversitesi’nden Benjamin Libet, bir kişinin hangi düğmeye basacağına karar vermesinden birkaç yüz milisaniye önce beynin hareketle ilgili bölgelerinin aktive olduğunu göstermiştir. Charité Üniversitesi’nden nörobilimci John-Dylan Haynes ve ekibi bu çalışmadan uyarlayarak yeni bir araştırma yapmış, sonuçlar incelendiğinde karar verme sürecine en erken katılan beyin bölgesinin, alnın hemen arkasında yer alan frontopolar korteks olduğu görülmüştür. Seçim yapma aşamasında, kişinin bir karar oluşturduğunun farkına varmasından kısa bir süre önce beynin kararı şekillendirdiğini belirlenmiştir. Haynes özgür iradenin işlemesi için çok az bir zaman olduğunu söylemektedir.
 
 
[6] Son karınca direniyor
 
HER gece bir Brezilya karıncası Forelius pusillus kendini kurban ediyor. Gün batımında koloni yuvalarını korumak için yuvanın girişini kumla örtüyor. Tamamen kapatabilmek için birkaç karınca dışarıda kalıyor, girişin açıkta kalan kısmını da kumla kapatıyor ve dışarıda kalan bu karıncalar sabaha kadar ölüyor. Bunun halihazırdaki bir tehlikeye karşı değil, olası bir riske yönelik önlem almak amacıyla ortaya çıkan, gözlenen ilk kendini kurban etme davranışı olduğu düşünülmektedir. Krakow Ziraat Üniversitesi’nden Adam Tofilski ve ekibi yaptıkları çalışmada, dışarıda kalan karıncaların yaşlı ya da hasta karıncalar olabileceğini öne sürmektedir. Ancak, Oklahoma Üniversitesi’nden ekolog Michael Kaspari, bu karıncaların çok dayanıksız olduklarını ve genç, sağlıklı olsalar bile yuvayı kapatmak için harcadıkları enerjiden sonra sabaha kadar ölebileceklerini söylemektedir. Karıncaların niçin böyle bir kendini kurban etme davranışı sergilediklerinin anlaşılması, elseverliğin evrimine de ışık tutacaktır.
 
 
[5] Kuantum fiziği ‘ürkütücü’ hal alıyor
 
60 yıldan daha uzun bir zaman önce Einstein hiçbir şeyin ışıktan daha hızlı hareket edemeyeceği görüşünü öne sürmüştü. Günümüzde İsviçreli dört bilimci birbirlerinden kozmik mesafelerle ayrı olsalar bile iki subatomik parçacığın iletişim içinde olduklarını gösterdi. Geneva Üniversitesi’nden fizikçi Nicolas Gisin ve meslektaşları fiber optik kabloların içinden 18 km uzaklıktaki bir mesafeye iki foton yollamış ve fotonların değişimini izlemiştir. Sonuçta fotonların yolculukları boyunca özelliklerinin değiştiği ve birindeki değişimle diğerinin de değişim gösterdiği anlaşılmıştır. Ancak iki foton arasındaki değişim zamanları ölçülebilir bir farklılık göstermemektedir ve her iki fotonun da ışık hızından 10000 kez daha hızlı hareket ettiği belirtilmiştir.
 
 
[4] Bir kertenkele ile motosikletin farkı
 
BAZI kertenkelelerin koşarken ön ayaklarını kaldırıp ve arka ayakları üzerinde koştukları gözlenmiştir. Kertenkelelerin bunu daha hızlı koşabilmek için ya da motosikletler gibi belli bir hıza ulaştıktan sonra yaptıkları düşünülmektedir. Ancak Cambridge Üniversitesi’nden karşılaştırmalı fizyolog Christofer Clemente ve meslektaşlarının yaptığı çalışmada iki ayak üzerinde ilerlemenin hızı arttırmadığı gösterilmiştir. Kertenkelelerdeki bu davranışın rastlantısal olabileceği ya da hareketten bağımsız olarak bitkilerin dallarına uzanmak için geliştirilmiş bir davranış olabileceği öne sürülmektedir.
 
 
[3] Alet kullanmak sadece zihnin bir hilesi mi?
 
ALET kullanmak sonradan edinilen bir beceri ise nasıl oluyor da bazı primatlar alet kullanmayı başarabiliyor? Maymunlarda yapılan yeni bir araştırma beynin aleti vücudun bir uzantısı gibi algıladığını göstermiştir. Beyinde el ve parmak hareketlerinin F1 ve F5 adı verilen bölgelerdeki nöronal aktivite ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Parma
Üniversitesi’nden nörobilimci Giacomo Rizzolatti ve arkadaşları makak maymunlarına yiyecekleri bir kerpeten kullanarak almayı öğretmişlerdir. Ardından yiyeceği eliyle ve kerpetenle alırkenki beyin aktiviteleri incelendiğinde, her ikisinde de F5 ve F1 bölgesinde aktivasyon olduğu görülmüş ve beynin bir alet kullanmayı öğrendiğinde onu elin uzantısı gibi algıladığı bilişsel bir model kullandığı ortaya konulmuştur.
 
 
 
[2] En çok hırıldayan solucanı yakalar!
 
FLORİDA Panhandle’da yaşayan insanların büyük kısmı geçimlerini balık yemi olarak kullanılmak üzere solucan toplamakla sağlıyorlar. Solucanları topraktan çıkarmak için 30 cm uzunluğunda bir sopayı toprağa saplayıp üst ucuna uzun, yassı bir demir parçasını sürerek gürültü çıkarıyorlar. Bu hareketin solucanları toprağın üstüne çıkardığı biliniyor. Carleton Üniversitesi’nden biyolog Jayne Yack ve Vanderbilt Üniversitesi’nden Kenneth Catania’nın başkanlık ettiği bir araştırma ekibi çubuk aracılığıyla oluşturulan titreşimin köstebek gibi hayvanların solucanları avlamak için kullandığı yönteme benziyor olabileceğini ve solucanların kendilerini korumak için dışarı çıkıyor olabileceklerini söylemektedir. Yaptıkları araştırmada toprak altındaki bir köstebeğin de benzer titreşimlere neden olduğunu ve bunu algılayan solucanların kaçmak için dakikada 50 cm hızla toprak yüzeyine ilerlediklerini göstermişlerdir.
 
 
[1] Fizikçiler ‘hiçliği’ depolamayı başardı
 
2001 yılında iki araştırma ekibi ışığı durdurmak için bir atom gazının içine kesintisiz ve yoğun bir lazer huzmesi gönderdiler. Gönderilen bu kontrol lazer huzmesi, atomlara gazın içine başka dalga boyundaki bir lazerin girmesine izin verecekleri şekilde hafifçe dokundu. Lazer huzmesi atomların arasına girdiğinde araştırmacılar kontrol huzmesini kapattılar ve lazer ışığını gazın içine hapsettiler. Calgary Üniversitesi’nden Alexander Lvovsky ve Tokyo Teknoloji Üniversitesi’nden meslektaşı Mikio Kozuma aynı yöntemle “boşluğun” da depolanabileceğini öne sürdüler. Optik özellikleri lazer ışığıyla kontrol edilebilen optik parametrik yükseltici adı verilen bir kristal yapıyı kullanarak 0 dereceye kadar soğutulmuş rubidyum atomları arasında 3 mikrosaniyeye kadar boşluğu hapsedebildiklerini açıkladılar. Bu çalışmanın kuantum teknolojisindeki ilerlemeler adına büyük bir başarı olduğu söylenmektedir.
 
 

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: Henüz oy verilmedi / 0 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü
DEVLET-ULUSTAN FEDERASYONA, ekitap
Dünyada altın madenciliği nasıl yapılıyor, kazalar ne kadar yaygın?
Afganistan: Aktivistlerden kadınlar için online dergi

AB, Türkiye'ye verdiği mülteci fonunun nasıl harcandığını öğrenemiyor.
Avustralya Dışişleri Bakanı Wong: Filistin'i tanımaya hazırız.
İngiltere'de polis, silah ruhsatı almak isteyenlerin eşleriyle de mülakat yapmaya başladı.
Beterin beteri var!
Sağ popülistler ilk kez AB Parlamentosu'nun kontrolünü ele geçirebilir…

Yoksulluk sınırı bir yılda 24 bin TL arttı.
Türkiye son 20 yılda faize 563 milyar dolar ödedi
Uber Avustralya'da taksi şoförlerine 178 milyon ABD dolar tazminat ödeyecek
Çin 2024 ekonomi hedeflerini açıkladı
Almanya'daki Türk doktor sayısı 2 bin 600'ü geçti

Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.
Franz Kolschitzky: Viyana Kuşatması'ndan Kalan Kahveleri Değerlendiren Girişimci
Kış güneşi arayan Britanyalıların adresi Türkiye

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI
TARİHSEL KİŞİLİK
TARİHSEL İNSAN
SÜREÇ VE TARİHSEL ÖZNE

'Yeşil İslam' Endonezya'yı iklim çöküşünden kurtarabilir mi?
İsviçreli kadınlar AİHM'de görülen iklim değişikliği davasında zafer kazandı.
Yorgun dünya artık yavaş dönüyor
Avustralya’daki dev yosun ormanlarını yapay zekâ koruyor
2023'te sıcaklık rekoru kırıldı

Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar
Sanal Gerçeklik, Artırılmış Gerçeklik , Metaverse, Sanal Uzay Nedir?

Bilim insanı Matthieu Juncker ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak.
Beynine çip takılan kişinin düşünceleri 25 dakika boyunca okundu.
14 Mart Pi Günü, Günün Kutlu Olsun Pi !
Tüm canlılar için en ideal sıcak
Avustralya’da 350 kişinin konuştuğu yeni bir dil gelişti

2023'te 282 milyon insan açlık yaşadı.
Servet dağılımı adaletsizliği: Türkiye'de %1’lik kesim servetin %40’ını alıyor
BM Raporu: İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırısında soykırım suçu iddiası
Doğurganlık oranında 'büyük düşüş': Ülkelerin % 97'sinde nüfusun azalması bekleniyor
Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı: Avusturalya listenin 10., Türkiye 98. sırasında yer aldı.

GEÇİTKALE'DEN GELİYORDU...
GENÇ BİR YAZARA BİRKAÇ TAVSİYE
DEĞİŞİYOR, YOKSULLAŞIYOR
“KİRAZ ZAMANI” SERÇELER, KİRAZ AĞACIMIZ, RAZZİA
Enflasyon Rehberi

UCUZ ET
Hesap
---İST
SANDIK
TAKSİ DURAĞI

İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi
Dünyanın İlk Destan Kahramanı: Gılgamış


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git