A Yorum
  Acilis Sayfasi Yap Sik Kullanilanlara Ekle  

   
A yorum Kurum
iletisim
login
yayin ilkeleri...



yazi dizileri

Yazı karekteri : (+) Büyük | (-) Küçük

Göçün Kalıcılığı

Kategori Kategori: Berlin Günceleri | Yorumlar 0 Yorum | Yazar Yazan: Gültekin Emre | 25 Aralık 2008 12:50:05

Dönercilik, bundan böyle meslek sayılacakmış. 2009 Ağustos'undan itibaren dönercilik sektöründe meslek eğitimine başlanacakmış. 2 yıldır döner büfesi ya da lokantası işletenler işyerlerinde gençlere meslek eğitimi verebileceklermiş gazetelerin yazdığına göre.

Berlin Günceleri 8 – 14 Aralık

8 Aralık, Pazartesi
 
“Edebiyatta 40. Yılında Hulki Aktunç”la yapılan nehir söyleşinin bir yerinde geçen şu cümlelerin de altını çiziyorum: “Romanlarımda da öykülerimde de dil benin en önemli malzemem olduğu için, geçmişimizdeki dil hazinelerini çocukluğumdan beri yuttuğum, değerlendirmeye çalıştığım için, romanlarımı ve öykülerimi bu çabaların etkilememesi imkânsız.”
 
Bu tür söyleşilerin içtenliği yapıtlarını okuduğum yazara, şaire beni daha da yaklaştırıyor. Hulki’nin çocukluğundaki ayrıntıları, gençliğindeki etkilendiği yazarları, okuduğu yapıtları, oturdukları mahalleyi, yaşadıkları sokağı, edebiyat çevrelerine girişi... tatlı tatlı anlatmasından etkilendim. Dilinin farklılığı, kurmacadaki titizliliği... ilgi çekmeyecek gibi değil.
 
Ben kaç yıldır tanıyorum ve okuyorum Hulki Aktunç’u bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa, bu söyleşiyle onu yeniden keşfediyorum.
 
 
9 Aralık, Salı
 
Lâle Müldür, 17 Ağustos 1999 depremini önceden sezmiş sanki. “Deprem Hakkında Egzotik Görüşler –1”de (Haller Leyla, 2006) “Uyuyordum fakat çok şartlanmıştım depreme. 10 Ağustos – 20 Ağustos arası. Çubuklu tarafında bir lokantadayım... nefes alamamaktan dolayı hatta vagatoni ya da kalp krizi başlangıcı gibi terledim. Nasıl bir sıkıntı. İnsanın bedeni hissediyor... Uyumaya çalışıyoruz. Uyuyamadım. Bir rüzgâr çıktı, biraz ferahlık geldi. ..  Cırcır böceklerine taktım. Bir tane manyak cırcır böceği var...Meğersem deprem olunca bunlar susarmış. Sustu. 2.45 filan. Oh be dedim. O huzursuz uykunun içine daldım. Çok huzursuz bir biçimde uyandım. Meğer bir on-on beş saniye 5.5 şiddetinde sallanmışız.... Gezegenin öfkesi. Ses bitti. Yedi saniye sürdü. Çok kızdırmışız planeti... Belki de Musa’nın deniz açışı da bir depremdi.... Ondan sonra basit bir hikâye. Sallanıyorsun... Devamlı saniyeleri saydım.... Ben bütün olayı gördüm.”
 
Güneş Tutulması 1999 (2008) depreme odaklanmış şiirlerin yer aldığı farklı bir kitap. Onun üstüne bir yazı yazdım.
 
Bir daha deprem olmasın, olmasın da belediyeler de ranttan ve yolsuzluktan vazgeçip yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olup olmadığını sıkı kontrol etsin desem, kim dinler beni. Hangi memur rüşvetinden vazgeçer?
 
Çiğdem Sezer’in Aşklar ve Baharatlar (2007) romanı da depreme odaklı. Şiirlerini sevdiğim Çiğdem’in bu ilk romanı depremin yarattığı iç çalkantıları, “iç çatışmaları, tinsel açmazları sorguluyor”du.
 
 
10 Aralık, Çarşamba
 
Emin Özdemir, günümüz insanının duygularını “körleşmeye”, yüreğini “çölleşmeye” benzetiyor. Magazinleşen dünyada paranın, çıkarın, iki yüzlülüğün, ahlaksızlığın, dolandırıcılığın, yalanın... alıp başını gitmesini başka nasıl açıklayabiliriz ki? Kaç kişi sanatın işlevinin “insanlara, yaşadıkları gerçekleri duyumsat”tığının farkındadır? Kaç kişi sanatın düşler gördürdüğünü biliyor? Oysa “Çağımızın, insanı hurdalaştıran çılgınca sayrılığı, daha çok kazanma, daha çok harcama tutkusu yol açıyor buna.” Yalnızca doğadaki güzelliklere mi bunların gözleri, beyinleri kapalı? “Bu sayrılığa tutulanlar, yüreğinin kapısını, insanın yarattığı güzelliklere de kapıyor. Güzel bir resim; güzel bir şiir, güzel bir öykü ya da romanla tanışmadan, bunların tadına varmadan yaşayıp gidiyor.”
 
Herkes her şeyin farkında olsaydı nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk acaba?
 
 
11 Aralık, Perşembe
 
Eskiden, duvarlar yıkılmadan önce, meydanlarda, büyük caddelerde  böyle ışıklandırma yoktu. Eskiden, bu kadar çok tezgâh kurulmazdı yollara. Eskiden başkaydı dünya. Dünyanın dengesi bozulunca, ışıklar, küçük tezgâhlar, armağanlıklar da çoğaldı. Noel yaklaşıyor ya, insanlar satın alarak mutlu oluyor.
 
Her yer rengârenk! Göz alıcı. Işık seli!
 
Dünyanın yarısı açmış, savaşlar  sürüyormuş, silah fabrikatörleri durmadan yeni silahlar üretiyormuş, çocuklar açmış / açıkmış, kimin umurunda. Varsa yoksa tüket! Ne bulursan tüket! Ekonomik kriz varmış, “bana ne!”.”Kahvemi, sucuğumu, ekmeğimi buluyorum ya işsizken de, gerisi umurumda değil.”
 
İşte batılı insanın dünyaya bakışı! Ülkemizdeki insanın dünyaya bakışı batılıdan farklı mı? Hayır. Tüketim toplumu ve marka dayatması ülkemizi de sarıp sarmalamadı mı?
 
 
12 Aralık, Cuma
 
Aslı Serin. 1977 doğumlu bir şair. İlk kitabı bu benim.zip’de özgün bir dilin altını çiziyor. Geleneksel ve günümüzde yazılan şiirin ötesinde bir yol bulmaya çalışıyor kendisine.
 
Görsellik ve soyutlama gücü yüksek dizelerle yerini belirlemeye çalışıyor. “artık zamanı gelmiştir” diyerek çıkıyor yola.
 
Şiirde iç sese nasıl önem verdiğinin örneği şu sözcükler:
“düşündükçe ve üşüdükçe / yani büyüdükçe / sen / ben”
 
Şiirde farklı olmayı iyi bir birikim olmadan ortaya koymak olanaksızdır. Yeni, yenilik olsun diye yapılmaz, yapılamaz. Yeni, yeni olduğunu göstermenin ve kendini kabul ettirmenin yolunu bulur sıkı okurlara. Onun için “Şiir damıtılmak ister, yazılmaz günlük dille / İmge denen bir şey var herhalde”.
 
Yazma eyleminin kendisi de şiirde yer bulabilir: “sigara paketleri huzursuz, kalemler, silgiler / şairler şairler şairler / içimin canları dilimin çanları”.
 
Öyle ya “şiir yazılmak ister bu şiir bitmek”. Şiirin oluşumu da dizelerde boy gösterir bazen: “boşluğa çarptıkça dilim bu boşluğu çoğalttıkça / geçerim yanılgısıyla anlamın söylemem yazarım / bekletip biriktirip olmazları sana”, “yeni tüm karşıtlıklardan” da doğar şiir.
 
Siyasi göndermeler de yerli yerinde Aslı Serin’de: “Erdoğan hâlâ başbakan başbakan başbakan”. Peki “Devlet nerede”. “ayaklarınız temiz siyaset öyle ve bi kirli sepetiniz”.
 
Yaşadığı ortamdan kopuk değil şair. Evlerin hepsi öyle değildir aslında “eviçleri içgeçirmeleri içigeçmişleri” barındırsa da.
 
Cinsel göndermeler de az değil bu benim.zip’de: “öperken kokla hadi beni hadi hırpala”, “memelerimi seviyorum”, “Boynum uzun uzun öpülesi”, “Ben senin bildiğin kızlardanım Kerem / alıcı gözle seyrederim kendimi vitrinlerde / ışığı kapatman yeter bozulmam kotla sevişebilirim / beni hep sev onlar da sevsin –göz çıkarmaz- “
 
 “şimdi sen beni bi’güzel git. Lütfen biraz yavaş it / birlikte gelebiliriz. / birlikte bir bu”,
 
“pıhtılaşmayan şeyler var” dilinde Aslı Serin’in. Onun için ilgimi çekti. “ben şimdi giderim” diyor, sonra da “giderim hep buradayım sonra dönmem”.
 
Yolu açık bir şairle tanıştım, sevinçliyim.
 
 
13 Arlık, Cumartesi
 
“Almanlar giderek daha az okuyor”muş. 2500 kişiyle yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlar Alman medyasında geniş yer buldu: “Almanların dörtte biri eline bir kitap bile almıyor”muş. 14-19 yaşlarındaki gençlerin yüzde 45’i çocukluklarında kendilerine bir kitap armağan edilmediğini söylemiş. Her zaman kitap kurtları ve okuma tembelleri olmuştur her toplumda. Ama, çağımızda gösterişli kitap fuarlarına karşın, okuma alışkanlığı giderek düşüyor, bu ortada.
 
Kültürel yozlaşma, patlamanın eşiğindeki sosyal sorunlar, giderek artan işsizlik, eğitimdeki yanlış yönlendirmeler, ekonomik bunalımlar... okumayı sürekli geri plana itiyor.
 
 
14 Aralık, Pazar
 
Dönercilik, bundan böyle meslek sayılacakmış. 2009 Ağustos’undan itibaren dönercilik sektöründe meslek eğitimine başlanacakmış. 2 yıldır döner büfesi ya da lokantası işletenler işyerlerinde gençlere meslek eğitimi verebileceklermiş gazetelerin yazdığına göre.
 
“Almanya’nın ortasında Ahmet / Almanya’nın ortasında Mehmet / Ayşeler, / Fatmalar, / Darmadağın, kıyamet!”ken Orhon Murat Arıburnu’na göre, şimdi geldiğimiz aşama ise göçün kalıcılığının en iyi kanıtı.
 
Hâlâ öyle: “Almanya’nın ortasında bir Anadolu! / Bir gözü güler, ekmek için / Bir gözü ağlar, dert dolu” (O. M. Arıburnu)

Facebook'ta paylaş   |   Twitter'da paylaş


 | Puan: 10 / 1 Oy | Yazdırılabilir SayfaYazdır

Yorumlar


Henüz Yorum Yazılmamış

Yorum Yazın



KalınİtalikAltçizgiliLink  
Simge Ekle

    

    

    

    







'Büyük Osmanlı Soygunu': 10 maddede Eric Adams davası…
İSTİHAB HADDİ
Türbülans vakaları iklim değişikliği etkisi mi?
Dünyanın gözü kulağı Ortadoğuda: İran-İsrail gerilimi tırmanıyor.
İsrail, Gazze'de yardım konvoyunu hedef aldı: Biri Avustralyalı 7 kişi öldürüldü

TRUMPİST BİR DÜNYADA ERTESİ GÜN
Seküler Yahudiler rahatsız: "İsrail, İran olacak"
Avusturya seçimleri: Aşırı sağ sandıktan birinci çıktı.
Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti.
New York Belediye Başkanı Türkiye'den rüşvet mi aldı?

Türkiye işçiler için bir cehennem
İkinci Trump dönemi: Küresel ekonomi nasıl etkilenecek?
AB, çoğunluk sağlanamamasına rağmen Çinli elektrikli araçlara ek gümrük vergisini onayladı.
Türkiye'de ekonomi politikaları konkordato ve iflasları patlattı.
Türkiye'de açlık sınırı 20 bin TL'ye dayandı

Türkiye'de Covid-19 salgını yaşam süresini azalttı.
Uzmanlar uyardı: "Uzun yaşayanlardan tavsiye almayın"
Fahri Kiamil
İki annenin başlattığı akıllı telefon karşıtı hareket çığ gibi büyüdü
Afganistan'da onlarca arkeolojik alan buldozerle yıkılarak yağmaya açıldı.

"İNEK BAYRAMI" ekitap
Dünya tarihini şekillendiren 6 içecek türü
Taş Kağıt Makas Oyunu (Jan Ken Pon)
"DUHOK KONUŞUYOR" ekitap
ENTERNASYONAL

Tokyo’dan Hasanlar’a, Kudüs’te bir mahkemeden bizim buralara…
“KADERİMİZ DIŞARDAN YAZILAMAZ - DIŞARI KADERİ BELİRLEYEMEZ…”
Niyetime İlham
KİBİRLİ GÜÇ ZEHİR - ERDEMLİ BİLİM PANZEHİR
KARARLILIK - KİŞİSEL ALTYAPI

Yarasaların azalmasıyla bebek ölümlerinin ilişkili olduğu ortaya çıktı.
AB İklim İzleme Servisi: 2024 yazı kaydedilen en sıcak yaz oldu.
Akdeniz'deki yaşam yok oluşun eşiğine gelmiş.
Su üzerindeki iklim değişikliği baskısı Türkiye'yi su fakiri olmaya sürüklüyor.
Türkiye ve Yunanistan'daki kültürel miras alanlarının en az üçte biri yükselen deniz seviyesinin tehdidi altında.

Türkiye, kişisel verileri en çok sızdırılan 19.ülke
Apple otomobili ABD'de üretime bir adım daha yaklaştı.
Yaşgünün Kutlu Olsun James Webb Uzay Teleskobu
Su ve deterjan olmadan çalışan bir çamaşır makinesi
Akıl okuyabilen robot tasarladılar

İncil'de sözü edilen mistik ağaç 1000 yıllık tohumla yeniden yetiştirildi.
Karıncaların 66 milyon yıldır tarım yaptığı ortaya çıktı.
Antik Mısır'daki popüler masa oyununun şaşırtıcı kökenleri ortaya çıktı.
At binmenin kökenine dair ezber bozuldu.
Stephen Hawking'in ünlü paradoksu çözülmüş olabilir: Kara delikler aslında yok mu?

2023 yılında Türkye’de çocukların cinsel istismarı hakkında 40.000'den fazla dosya açıldı.
Çalışanların geliri son 20 yılda azaldı.
Türkiye’den göç eden Türklerin sayısında 5 yılda %243 artış
BM: Dünya nüfusu 2084'ten itibaren gerileyecek
Dünya nüfusunun ruh sağlığı giderek bozuluyor

Madeleine Riffaud est partie
GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER
JOYCE BLAU, 18 Mart 1932-24 Ekim 2024
HIZLANAN TARİH
DERTLİ-MİR-DÖNE

Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Atamın Sözleri
Cumhuriyet 101 Yaşında
Kadın ve Erkek
MAZRUF

Mimar Sinan: Bir Dehanın Yükselişi ve Osmanlı Mimarisinin Zirvesi
İskandinav Göçleri ve Vikinglerin Avrupa Üzerindeki Etkisi
Hümanizm Nedir?
Osmanlı’da kahve kültürü, Osmanlı’da kahve isimleri..
Amerika’da Ayrımcı Politikalar ve Siyahi Mücadele Tarihi


kose yazarlari En Cok Okunanlar
Son 30 günde en çok okunanlar
En Cok Okunanlar










Basa git