Dünyada köle sayısı en yüksek düzeye ulaştı. BM'ye göre bu rakam 27 milyon civarında. "Hindistanlı bir milyoner evinde iki Endonezyalı köle çalıştırması yüzünden 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı." Köleciliğin yasaklanmasının üzerinden 200 yıl geçmişken, dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen bu tür haberlerin sayısında tırmanış var.
Kölelik konusunda araştırmalarıyla tanınan bir gazeteci olan Benjamin Skinner, dünyadaki köle sayısına ilişkin iyimser tahminlerin 12 milyon civarında olduğunu söylüyor. Tabii bu rakam sadece ILO’nun saptadığı zorla çalıştırılan kişilerin sayısı. Geçtiğimiz hafta köleliğin kaldırılmasının 200. yılı vesilesiyle açıklama yapan BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, dünya üzerinde 27 milyon kölenin olduğundan bahsetmişti. Skinner’e göre en iyimser tahminler baz alındığında dahi köle sayısı insanlık tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
Üstelik Skinner’e göre 19. yüzyılda sahipleri için “değerli bir yatırım” olan kölelerin durumu, bugünün “kullandıktan sonra atılabilen” kölelerinkinden daha iyiydi.
BM’ye göre köleliğin 21. yüzyılda farklı bir dizi tanımı var. Örneğin, aile bireylerinden sadece birine ücret ödenerek, diğer çalışan aile üyelerinin köle durumuna sokulduğu “bağlı emek”. BM’nin tahminlerine göre bu tür kölelerin sayısı 20 milyon civarında. İnsan kaçakçılığının kurbanı olan insan sayısı ise 700 bin olarak tahmin ediliyor. Zor şartlar altında çalıştırılan ve çoğu zaman fuhuş sektörünün kurbanı olan çocuk kölelerin sayısı 80 milyon olarak tahmin ediliyor. Çocuk köleliği Avrupa ülkeleri ve ABD’de yaygın. Çocuk köleliğinin en yaygın olduğu tahmin edilen Uzak Doğu ülkelerinde de, çocuklar, “Batılı turistlere” satılıyor. Yine BM’ye göre, “zorla çalıştırılan” insan sayısı 12 milyon civarında. Son olarak küçük yaşlarda kendi rızası dışında evlendirilen kız çocuklarının ev işleri, tarım, hayvancılıkta çalışmış olmaları da kölelik olarak tanımlandı. Ancak bu sayıyı kestirmek oldukça güç.
Dünyadaki kölelerin yüzde 80'inin, yetişkin erkeklere göre daha savunmasız olan çocuk ve kadınlardan oluştuğu tahmin ediliyor. İşsizlik ve yoksulluk yüzünden ülkesini terk eden insanlar, çoğu zaman iş bulma umuduyla geldikleri "gelişkin" ülkelerde, fuhuş ya da insanlığa yakışmayan işlerde çalışmaya zorlanıyorlar.
BM, köle sayısındaki korkunç artışı, fakirliğin yayılması ve insan onuruna değer vermeme gibi sebeplere bağlıyor. Batı Afrika, Uzak Doğu ülkeleri, Endonezya, Mali, Hindistan ve eski 'Doğu Bloku' ülkeleri, köleliğin tırmandığı yerler. AB ve ABD’de çoğu zaman örtbas edildiği için köleliğin boyutları tam olarak kestirilemiyor. Ancak özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinden gelen insanların çok düşük ücretlere fabrikalara kiralanması, bu ülkelerde kanıksanmış bir durum.